• DOLAR 34.694
  • EURO 36.65
  • ALTIN 2969.304
  • ...
“Bangladeş`teki idamlar hiçbir hukuki gerekçeye dayanmıyor”
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi`nden (SDAM) Av. Hasan Bozdaş, Bangladeş Cemaati İslami Partisi liderlerinden Ali İhsan Muhammed Mücahid`in idam cezasının onaylanmasını değerlendirerek, İslam âlimlerine yönelik büyük bir zulmün icra edildiğini ve verilen idam cezalarının somut hiçbir hukuki gerekçeye dayanmadığını belirtti.

Herhangi bir uluslararası statüye tabi tutulmadan ve iktidara bağımlı yargı organları tarafından Cemat-i İslami yöneticilerinin yargılandığını belirten Av. Hasan Bozdaş, “Bangladeş Cemaat-i İslami Partisi ve Bangladeş Milliyetçi Partisi liderleri, 1971 yılında Bangladeş`in Pakistan`dan ayrılarak bağımsızlığını ilan ettiği süreçte birlikten yana tavır koydukları için savaş suçu işledikleri gerekçesiyle, olaylardan neredeyse 40 yıl sonra, 2010 yılında yargılanmaya başlandılar. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir yargı faciasına rastlayamazsınız. Ülkede bakanlık yapmış, milletvekilliği yapmış, üst düzey bürokraside yer almış isimler ülkede 40 yıl önce yaşanan olaylardan sorumlu tutuldular. Bu yargılama, Uluslararası Suçlar Mahkemesi adı altında, ama herhangi bir uluslararası statüye tabi tutulmadan ve iktidara bağımlı yargı organları tarafından, Bangladeş`in kendi yargısı tarafından, dışarıdan gözleme dahi tabi tutulmadan yürütülmektedir. Özellikle mahkeme heyeti ve savcılığın iktidar tarafından yönlendirildiği, bu organlara talimatlar geldiği ortaya çıkan birçok yazılı ve görsel belgeyle kanıtlanmasına rağmen, uluslararası camiada bu hukuksuzluk ilgi görmedi. Adaletten uzak bu yargılamalar sonucunda Cemaat-i İslami Partisi`nin iki kıymetli yöneticisi Abdülkadir Molla ve Muhammed Kameruzzaman şehid edildi. Cemaatin eski mürşidi Gulam Azam ve Muhammed Yusuf ise cezaevinde hayatını kaybetti. Mevlana Dilaver Hüseyin Saidi`nin idam cezası müebbet hapse çevrildi. 9 kişi şu anda cezalarının onaylanmasını bekliyor.” dedi.

İdamlara, insan hakları savunuculuğunun reklam yüzü Batı ve yayın organları tepkisiz

“Şimdi ise Ali İhsan Muhammed Mücahid hakkında ilk derece mahkemesi tarafından verilen idam cezası, temyizin reddedilmesiyle birlikte onaylanmış oldu.”diyen Bozdaş, “Bununla birlikte Bangladeş Milliyetçi Partisi liderlerinden Selahaddin Kadir Çovdari de partisinden idama kesin bir şekilde mahkûm edilen ilk kişi oldu. Devlet başkanından af dileme imkanları var, ama bu yola başvurmayacak kadar onurlular. Bugün aileleriyle görüştürüldüler, muhtemelen infazlarını kısa bir süre içerisinde gerçekleştireceklerdir. Bu insanlara en aşağılık suçlar isnat ediliyor. Savaş suçları adı altında öldürme, yağma, adam kaçırma, tecavüz ve diğerleri. Bu isnatları haklı gösterecek tek bir delil dahi yok. Kaldı ki 40 yıl boyunca sağlıklı bir delilin ortada kalması beklenemezken, bütün yargılamayı getirdikleri birkaç tanığın ifadeleri üzerine kurdular. Olayların yaşandığı dönemde daha çocuk olan tanıkların ifadelerine istinaden ülkenin önde gelen İslam alimlerini bu aşağılık suçlarla katlettiler veya alıkoydular. Savunma tarafının hiçbir delili değerlendirmeye dahi alınmadı. Gulam Azam haricinde o dönemde tamamı öğrenci olan Cemaat-i İslami liderleri, ikametlerinden yüzlerce, binlerce kilometre uzaklıkta işlenen suçların faili olarak kamuoyuna deklare edildi. İnsan hakları savunuculuğunun reklam yüzü Batı ve yayın organları ise sadece endişelerini dile getirmekle yetindi, belki de o endişe daha fazlası idam edilmedi diyeydi.” açıklamasında bulundu.

Bangladeş stratejik öneme sahip bir yer

Bangladeş her ne kadar Müslüman bir ülke statüsünde olsa da, bunun yönetim anlayışı için geçerli olmadığını belirten Bozdaş,“İslam`ı, daha doğrusu Müslüman siyasetçileri kendilerine düşman kabul eden bir yönetim anlayışları var. Bu zaman zaman Hindistan ve Çin, zaman zaman ise Batı kaynaklı oluyor. Ülkenin komşuları ve Bengal Körfezi`ne hakim stratejik konumu, Asya`nın askeri ve ekonomik stratejilerinin göz bebeği. Bu da kendilerini rahatsız etmeyecek bir yönetim arzulatıyor bölge ülkeleri için. Awami Ligi Partisi, şu anda bu statüde.

Her halükarda şunu söylemek mümkün, Bangladeş`te Cemaat-i İslami Partisi üyeleri ‘RAB` adı verilen özel harekâtçılar tarafından öldürülüyor, kaçırılıyor, yaralanıyor ve bu ülkede soruşturma konusu dahi edilmiyor. Ülkedeki Arakanlı mültecilere yardım faaliyetleri engelleniyor. Cemaat-i İslami Partisi zaten mahkeme tarafından yasaklandı ve siyasal bir parti olarak faaliyetlerine devam edemiyor. Awami Ligi lideri Şeyh Hasina, ülkenin kurucu cumhurbaşkanı Mucibur Rahman`ın kızı. Babasının gütmediği kadar  kan davasını kendi güdüyor ve bu sadece Cemaat-i İslami ile sınırlı değil. Bangladeş`in ilk kadın başbakanı Halide Ziya da Şeyh Hasina`nın hedefinde.”

Bangladeş`le ilgili olarak ayrıntılı bir raporu daha önce kamuoyuna sunduklarını ifade eden Bozdaş, “Bu rapor, Bangladeş`te yaşananların bir özeti ve yargılamaların hukuki boyutunu içeriyordu. Tüm bunlardan hareketle, Bangladeş`te Şeyh Hasina`nın iktidarını sağlamlaştırma amacıyla muhalifleri sindirdiği açık. Müslüman siyasetçiler dünyanın her tarafında olduğu gibi Bangaldeş`te de yargılanıyor, öldürülüyor ve alıkonuluyor. Hasina`nın bunu tek başına yapacak kudreti yok.” diye belirtti. (Fatih Gültekin – İLKHA)




 

Bu haberler de ilginizi çekebilir