• DOLAR 34.702
  • EURO 36.709
  • ALTIN 2967.581
  • ...
FOTO-YORUM
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hüseyin Sağlam / Analiz / Doğruhaber

Elazığ İhya-Der davasını herhalde bilmeyeniniz, duymayanınız kalmamıştır. En belirgin özelliği ise “Kumpasın” en açık, en pervasız şekilde yapıldığı dava olsa gerek.

Önce “suç delilleri” ihdas edilip meskenlere yerleştirildi, ardından uyduruk bir operasyonla onlarca kişi tutuklanıp 6 ile 15 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı.

Birden çok skandal yönüyle hala hafızalarda olan İhya-Der davasında belki de en dikkat çekici karelerden bir tanesi de bir bayanın bastonla gözaltı merkezine götürülürken yansıyan görüntüleriydi.

Bu davada iki bayan da kumpasın kurbanı olarak seçilmiş, birisi torun sahibi bir nine, diğeri ise fotoda da gördüğünüz gibi baston olmadan yürüyemeyecek durumda olan bir bayan kumpas mağduru. Üstelik ikisi de 6 yıl 3`er ay hapisle cezalandırıldılar. En belirgin suç isnatları da “Örgüt adına kermes” düzenlemekten başka bir şey değildi.

Bilmem söylemeye gerek var mı, kumpasın mimarı da yine bildiğiniz gibi “FETÖ Tedhiş Örgütü” idi.

Şimdi bir başka fotoya bakalım. Yine operasyon, yine bayanlar var sahnede.

Bu kez yer Manisa. FETÖ operasyonunda gözaltına alınan “Başörtülü bayanlar”, ellerine kelepçe takılmış vaziyette görünüyor. Bu şekildeki görüntülerin medyaya yansıması, ister istemez infial oluşturdu, tepkiler yükselmeye başladı, haklı olarak.

Tepkiler üzerine bizzat Cumhurbaşkanı devreye girdi ve Manisa Emniyet Müdürü derhal açığa alındı. Başbakan da soruşturma açma talimatı verdi.

Hem Cumhurbaşkanı, hem de Başbakan aslında yapılması gerekenleri yaptılar.

Ammaaa!...

Elazığ İhya-Der kumpası hiçbir zaman gündemden düşmedi. Sağır sultanlar bile bu davada yapılan kumpası, kumpası kuran hainlerin necis emellerini duydu.

Manisa`daki skandala el koyan devlet erkânının bugüne kadar İhya-Der davasındaki aleni kumpasa el koymamış olması çokça manidar değil mi?

Torun sahibi bir nine ve bastonsuz yürüyemeyecek kadar sakat bir bayanın hala 6`şar yıl 3`er ay cezalarının olduğu gibi durmasına rağmen şimdiye kadar hiçbir müdahalenin olmaması acaba ne ile izah edilebilir?

Bu ikircikli tavır, ister istemez sorgulanıyor ve sorgulanacaktır.

Acaba diyorum, İhya-Der, Elazığ`da değil de Manisa`da olsaydı, bu kumpasa şimdiye kadar seyirci kalınır mıydı?

Acaba diyorum, İhya-Der, bir FETÖ kuruluşu bile olsaydı, yaşlı-sakat olmalarına bakılmaksızın iki bayan “Kermes suçu” nedeniyle 6`şar yıl 3`er ay cezalara çarptırılmış olsalardı, Manisa skandalına tepki koyan, müdahale eden, soruşturma açan zevat yine böyle seyirci kalmayı sürdürür müydü?

Bu kumpasa öncülük eden amirler, müdürler yerlerinde kalmaya devam ederler miydi?

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir