Davutoğlu Gündeme Dair Önemli Açıklamalarda Bulundu
Başbakan Davutoğlu, Ankara`daki hain saldırı öncesi terör olayına ilişkin olarak tweet attıkları gerekçesiyle gözaltına alan iki kişinin PKK bağlantısı olduğunu ve Türkiye`de sansasyonel işlere imza atmış kişilerle irtibatları bulunduğunu açıkladı. Başbakan ayrıca, DAEŞ, PKK ve Esed rejiminin 28 Mayıs`ta anlaşarak ortak harekete geçtiğini dile getirdi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, konuk olduğu özel bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Başbakan Davutoğlu'nun açıklamasından satır başları şöyle:
"Ankara'daki hain saldırıya ilişkin olarak hemen harekete geçtim. Titiz bir çalışmayla soruşturma yürütüldü. 24 saat içinde alandaki parçalar temizlendi, tutanaklar tutuldu.
"Hızla harekete geçtik"
Olayın oluş anından itibaren şüphelilere ilişkin veriler toplandı. Bizim için 4 olağan şüpheli: DAEŞ, PKK, DHKP-C ya da Suriye rejimi gibi dört ihtimal vardı. Burada istikrarı tehdit eden sürece dair harekete geçtik.
Kandil'de fedailerin intihar saldırları için yetiştirildildiğini ve Türkiye'ye gönderildiğini biliyoruz.
"Kılıçdaroğlu ve Bahçeli yer almadı"
Sayın Kılıçdaroğlu, keşke hükümet içinde yer almayı kabul etseydi bütün bu süreci birlikte yürütürdük. Ama elini taşın altına koymadı. Sayın Bahçeli de aynı şekilde. Seçim hükümetinde yer almak istemediler.
"Her tutuklamanın dellillendirilmesi lazım"
Potansiyel suçlku oldu diye birini tutuklayamazsınız, şüphelenirseniz taklip edersiniz. Türkiye, anti-demokratik bir ülke değil. Muhtemelle insanları içeri alamayız. Her tutuklamanın dellillendirilmesi lazım.
Demokratik hukuk devleti kuralları içinde büyün güvenlik tedbirlerini almak hassas bir terazide, ipin üzerinde yürütmek gibidir.
Genellikle canlı bombaların tümünün infilak etmesinden dolayı, ceset tespit edilemiyor.
3 el, 2 gün içinde 21 milyon parmak iziyle karşılaştırıldı. Birinin tespiti gerçekleştirilemedi ve detaylı açıklama yapıldı.
DAEŞ dediğimiz yapı, 3 sene öncesinde çıkmış ama Irak işgaline kadar kökü dayanan bir yapı. DAEŞ'e sürekli su akıyor, bu havuzun içinde kimler irtibat kuruyor ve Türkiye'de kimler katılıyor bun bakmak lazım.
Twitter'dan IP adresleri alındı o tweetleri atanlara dair. Bu isimlerden ikisi, geçmişte PKK'yla bağlantılı kişiler. Türkiye'de sansasyonel işlere imza atmış kişilerle irtibatları var. Tek bir çevreyle kastetmiyorum. Kamuyu yönlendirmeyle ilgili bazı kişiler. Bu işin arkasında kimler var bakıyoruz.
"HDP millet tahrik olmayınca özür diledi"
Birileri kolaylıkla ve sorumsuzca devlete katil diyen, halkı devlete karşı tahrik eden, uluslararası basına çıkıp devleti şikayet eden bir partinin eş başkanı olabilir. Buna karşı dikkatli davranmalıyız.
Şuanda 99 vatandaşımızın derdindeyiz ve onların kanı yerde kalmayacak. Çelişkili rakamlar konusunu gündeme taşıyorlar. Parti Eş Başkanı önce 128 ceset diyor sonra özür diliyor. Millet tahrik olmayınca özür diledi. Kan ihtiyacı varmış gibi davranıyorlar, millet hastanelere aksın ve kaos çıksın diye.
Teröre karşı her tedbir alınıyor. Türkiye'de seçime gidilirken, bir el seçimlere yönelik manipülasyon yapmak istiyor. 1977'de Taksim'de Ecevit'in mitinginde saldırı olacak denildiğinde, seçimlerin sonucunu etkilemiştir. Psikolojik olarak etkileniyor toplum.
Şuanda seçimin ana sorusu nedir; 'HDP, barajı geçecek mi?'. Herkes AK Parti'den, CHP'den ve MHP'den 7 Haziran'da emindi. Şuan seçimin ana sorusu 'AK Parti tek başına iktidar olacak mı?' sorusu.
Tek başına AK Parti'nin iktidar olmasından tedirgin olan, tek başına AK Parti'nin iktidar olması suretiyle Türkiye'de tekrar istikrar döneminin başlayacak olmasından ve Türkiye'nin herhangi bir kaotik süreç yaşamadan istikrarla kalkınmasını devam edecek olmasından kimler rahatsızsa bu saldırı (Ankara'daki terör saldırısı) onları memnun etmiştir. Yapmıştır demiyorum, yapan çevreleri çıkaracağız ama onları memnun etmiştir."
"DAEŞ, PKK ve Esed rejimi anlaştı"
28 Mayıs'ta üç örgüt anlaştı. Palmira'yı rejim, DAEŞ'e verdi. Rejim, DAEŞ'ten ılımlı muhalefete saldırılmasını istedi. Detaylar var elimizde. DAEŞ, PKK ve Esed rejimi anlaştı. Biz Türkiye'yi riske etmeden, Suriye'de olabilecek en etkin rolü oynamaya çalışıyoruz.
"Gerekirse PYD'yi vururuz"
PKK ve HDP, 'PYD meşrulaştı, DAEŞ'e karşı özgürlüğün savunucusu olarak meşrulaştı. Bunun sonucunda PKK'da meşrulaşır ve Türkiye Cumhuriyeti gayri meşrulaşır' düşüncesine girdiler. Paralel yapı da bunlara destek verdi. PYD'yi masum olduğu için vurmamış değiliz, gerekirse vururuz, Türkiye'nin güvenliği ne gerektirirse onu yaparız.
Türkiye'ye karşı kim olursa cevabını veririz. Bütün silahlı unsurlar Türkiye'den çıkar, PYD'nin Suriye'deki varlığı da sorun olmaktan çıkar.
Kılıçdraoğlu, çatışmasızlığın ne anlama geldiğini değerlendirmiyor. Geçmişte farklı söylemişti. Kılıçdaroğlu, yanımızda olsun. Terör örgütünün hoşuna gidecek bir dil. PKK'nın çatışmasızlığı örgüt eylemlerinin sürdürülmesi ve askeri operasyonlar yapılmamasını kapsıyor. Bu kabul edilemez.
"Yeni bir güvenlik süreci için talimatı verdim"
Gece 12'de güvenlik zirvesini topladığımda ilk sorduğum 'Gar'ın önü miting alanı mı?' bunu sordum. Bir hata varsa, millet adına sorarız. Miting meydanı olmadığı biliniyor.
Bomba taraması yaptıklarını öğrendim ve insan aramasının ise miting alanında yapıldığı bildirildi. Miting yapma kültürünü, yeni bir konsept ile değiştirilecek dedim.
Önleyici bir tedbir eksikti. Güvenliğin bildiği rutini, terör örgütleri de bilir ve onun dışına çıkar eylemini yapar. Yeni bir güvenlik süreci için talimatı verdim. İdari sürecin işlemesi için o isimler görevden alındı.
Cizre'de de bu oldu. O sürüklenme görüntüler bana ilk geldiği anda soruşturma talimatı verdim.
Adalet ve İçişleri Bakanlarımız partili Bakanlar değildir. İçişleri Bakanımız, terör konusunda önemli işlere imza atmıştır. Adalet Bakanımız da Müsteşarken de takdir edilen bir isimdir. 'Kelle isterük' ifadesi doğru olmaz. Bir sorumluluk varsa hepimiz hesap veririz. Türkiye can derdindeyken, istifa isteyenlerle olmaz. Önce bir yangını söndürelim.
Bu seçim hükümetine Bakan vermeyerek, bu ağır sorumluluktan kaçanlar hesap vermeli. Ben de isterdim bir yanımda CHP'li Başbakan Yardımcısı, diğer yanımda MHP'li Başbakan yardımcısı ile."
Başbakan şöyle devam etti:
"28 Mayıs 2015`te Haseke`de DEAŞ, PKK/PYD ve rejim; 3`ü bir masaya oturdular ve bir plan dahilinde anlaştılar. Tedmur yani Palmira rejim tarağından DEAŞ`a verildi. Tel Abyad`a DEAŞ tarafından PYD`ye terk edildi. Hepsi birden ılımlı muhalefete dönük olarak saldırı yapmaya karar verdi. DEAŞ ile PKK unsurları hiçbir araya gelmiyor değil. Elimizde neredeyse tutanaklarına kadar var bu toplantının. DEAŞ ve PYD dolayısıyla PKK, aynı masa etrafında anlaştılar. Şu gün de bu iki örgütün ve rejimin Türkiye`yi istikrarsızlaştırma yönünde geçici bir ittifakta buluşması imkânsız değil."
"İstihbari olarak biliyoruz"
"3`ünün de anlaştığı şey ılımlı muhalefetin zayıflatılması ve belli kendilerini rahatsız eden, çatıştıkları yerlerde bir uzlaşma. Neresiydi bu? DEAŞ Palmira`yı almak istiyordu, sonra orayı yıktılar biliyorsunuz. Çok da güzel arkeolojik bir şehirdir. Sırf orayı görmek için gittim ben. Müthiş ve büyük üzüntü, hüzün duyuyorum yıkılmış olmasından. Yaşayan en antik şehirlerden biriydi. Belli mabedleri falan yıktılar. Orayı rejim terk etti, hiç çatışmadan. DEAŞ da PYD de Tel Abyad üzerinde çarpışıyordu, Tel Abyad Arap olduğu için PYD zaten DEAŞ`ın elinde tutması, o bağlantının kurulması lazımdı. Dikkat ederseniz Kobani ile Haseke arasındaki bağ Tel Abyad`dı. Oradan da DEAŞ çekildi, Tedmur/Palmira karşılığı. PYD koridoru kapattı. Rejim bunun için DEAŞ`tan tek şey istedi; Halep`te ılımlı muhalefete saldırılması ve Azzaz-Cerablus koridorunun kapanması. Bu ne demek biliyor musunuz? Türkiye sınırının bütünüyle DEAŞ ve PYD hakimiyetine geçmesi. Yani DEAŞ ve PYD sınırı paylaşmak için o toplantıda oturdular. Biz bunları istihbari olarak biliyoruz, konuştuklarının bütün detayları var. Duyum, şüphe değil. Bunları bildiğiniz zaman bir olay olunca birisi şu örgütle bu örgüt işbirliği yapar mı... Şöyle düşünmeyin: Tepede birileri oturup işbirliği yapar mı diye. Her iki örgüte sızmış unsurlar, her iki tarafa da yarayacak bir eylemi bir yerde gerçekleştirir. Piyonlarla gerçek aktörler arasındaki ilişki bu."
Gizli görüşmeden haziranda bahsetti
Davutoğlu, geçtiğimiz haziran ayında da bu görüşmeden bahsetmiş, şunları söylemişti:
"Halep`te de ÖSO ilerledi, önemli mevzileri ele geçirdi, 27-28 Mayıs`ta. Rejim IŞİD`le bizim bildiğimiz bir mekânda, Haseke`de, PYD kontrolüne yakın bir yerde görüştü. İki bölgeden rejim çekildi, DEAŞ ilerledi. Buna karşılık da DEAŞ, ÖSO`ya saldırmaya başladı. Azzaz'ın doğusunda, PYD kontrolüne yakın bir yerde, DEAŞ rejimle koordineli bir şekilde ÖSO`ya saldırdı. Hedefleri Azzaz'ı alıp, Türkiye sınırında Kilis`e kadar kontrol edip, bütün sınırı PYD ile DEAŞ`ın paylaşacağı bir hat oluşturmak. Rejim de buna hava desteği verdi, hem de PYD unsurlarına desteğini devam ettirdi."
Al Jazeera/AA