Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHAD) üyesi Molla Vahdettin Kaya, kutsal topraklardan dönen hacılara tavsiyelerde bulunarak, yapılan hac ibadetinin Allah`ın emirlerine bağlı kalma şuuruyla eda edilmesi gerektiğini ve makbul olan haccın mükâfatının cennet olduğunu ifade etti.

Hac ibadetinin İslam`ın şartlarından biri olduğuna dikkat çeken Kaya, “Hac ibadeti çok meşakkatlidir ve çok sabır gerektiren bir ibadettir. Bundan dolayı önemli bir ibadettir. Dolayısıyla Resul-i Ekrem bir hadisinde ‘Kim ki Allah için haccı eda ederse, orada fasıklık yapmazsa, hayasızlık edepsizlik yapmazsa, annesinden doğduğu gün gibi, günahlarından arınarak tertemiz olur.` diye buyuruyor.” dedi.

‘Hac`da şeytanla beraber şeytana arkadaşlık yapan ülkeleri de taşlamak gerekir`

Haccın dinin farzlarından biri olduğunu, onu inkâr edenlerin ise dinden çıktığını belirten Kaya, “Hacın en önemli hikmetlerinden birinin günahların af olunmasına sebep olmasıdır.” şeklinde konuştu.

Makbul olan haccın mükâfatının cennet olduğuna vurgu yapan  Kaya, “Hac ibadetinde büyük şeytan taşlandığı sırada, beraberinde şeytana arkadaşlık yapan büyük ülkeleri de taşlama  niyetini de getirmek gerekir. Hac`da yapılan en güzel eylem şeytanla beraber küfrün fikirlerine atılan taşlardır.” ifadelerini kullandı.

‘Hac`da şeytanı taşlayıp şeytani görüşlerin arkasından gitmemek gerekir`

Farz olan hac ibadetini yerine getiren bir Müslümanın, Allah ile ahitleştiğine vurgu yapan Kaya,  “Hakkıyla haccını eda eden bir Müslüman ‘Ey Allah`ım ben tamamen senin emirlerine abadeyim ve senin bütün emirlerine bağlı kalacağıma söz veriyorum` bilinç ve şuuruyla ibadet etmesi gerekir.”sözlerini kaydetti.

Hacdan döndükten sonra ahlakını muhafaza etmeyenin haccının makbul olmadığına işaret eden Kaya, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Cahili hareketlerin terk edilmesi ve kötü insanların arkasından gidilmemesi gerekir. Aksi takdirde hac ibadetinin makbul olmadığını gösterir. Allah cümlemizi hakkıyla hac ibadetini yerine getiren insanlardan eylesin ve hacı kardeşlerimizi de Allah'a vermiş olduğu bu sözlerine sadık kalmalarını da nasip etsin.”  (Yunus Sırat/M. Sıddık Bilge – İLKHA)