Mina`da meydana gelen izdihamla ilgili değerlendirmelerde bulunan İnsan Hak ve Hürriyetler Derneği (Hür-Der) Başkanı Avukat Şaban Dalgın, Kralın faciadan hemen sonra kendi güvenlik güçlerine yaptığı teşekkürün bütün İslam âlemiyle alay etmek olduğunu belirterek, kraliyet ailesini kınadıklarını söyledi.

Suudi yönetiminin İslam âlemine zarar vermekten başka bir şey yapmadığını belirten Hür-Der Başkanı Dalgın, “Mina`daki facia aslında feraseti kapanmış, şimdiye kadar sürekli sömürgeci güçlerin desteğiyle ayakta kalmış bir krallığın İslam dünyasına yaşattığı son büyük acıdır. Bundan öncede büyük acılar İslam dünyasına yaşatmışlardı. Beceriksiz, tamamen menfaatçi bir kraliyet ailesi var. Bu kraliyet ailesinin kutsal toprakların üzerinde çöreklenmiş bir hâkimiyeti var. Kraliyet ailesi gitsin Riyad`a kendi idarelerini yapsınlar ama bütün ümmeti ilgilendiren Mekke ve Medine üzerindeki hâkimiyetlerinin ve yönetimlerinin artık kalkması lazım. Çünkü bunlar sürekli bu facialara neden oluyorlar. Bu ailenin İslam ümmetine acıdan başka verdiği bir şey olmamıştır.” dedi.

Yaşanan izdihamda Suudi yönetiminin payının olduğunun altını çizen Dalgın, İslam ümmetinin şu an içinde bulunduğu durumda da büyük sorumluluğu vardır.

Suriye, Yemen ve Filistin`de Müslümanların çektiği acıda mutlak olarak Suud yönetiminin rolünün olduğunu söyleyen Dalgın, “Onlar sırf krallıkları yaşasın diye İslam`a düşman bütün emperyalist devletlerle iş birliği yapmışlardır.” diyerek sözlerine devam etti.

Suudi ailesinin yönetimi artık bırakması gerektiğini de belirten Dalgın, “İnşallah ümmet bu aileden kurtulacaktır. Bu kurtuluş için onların da kendi içlerinde bir çatırdama yaşamaktadırlar. Bu ailenin ve prenslerin artık yönetimi bırakıp gitmeleri gerekiyor.” dedi.

Dalgın, yaşanan faciadan sonra Suudi Kralının verdiği mesaja değinerek, şunları söyledi: “Kralın kedi güvenlik güçlerine Mina`daki izdihamdan hemen sonra yaptığı teşekkür mesajı bütün İslam âlemiyle alay etmektir. Kraliyet ailesini kınıyoruz. Bunların Mekke ve Medine üzerinden ellerini çekmesini istiyor ve bekliyoruz. Kutsal toprakların bütün Müslüman devletlerin içinde olduğu bir konsorsiyuma devredilmesi gerektiğine inanıyoruz.” (Mustafa Kaynak / M. Hüseyin Temel – İLKHA)