Hüseyin Kaya - Doğruhaber

Eski Savcı, şimdilerde Bugün Gazetesi yazarı ve Gülen grubu davalarında avukatlık yapan Gültekin Avcı gözaltına alındı ve tutuklandı.

O çevreye sorarsanız hemen size hukukun ayaklar altına alındığını, siyasi kararlar verildiğini söyleyeceklerdir. Söyledikleri doğru da olabilir.

Ama kendilerine ve sebep oldukları hukuksuzluklara bakmama konusunda halen son derece ısrarcıdır Gülen grubu.

Bakın mesela “Gültekin Avcı” ismi bana ne hatırlattı?

Kendisi eski bir savcıdır ve bir ara Siirt Cezaevinde de görev yapmıştır.

Hizbullah Ana Davası SAVUNMALAR isimli kitapta Cemal Tutar`ın savunmasından bir bölümü buraya alıyorum. Yorumu siz yapın:

“Siirt`te bir camide ders veren M. Emin Tetik adlı genç bir kardeşimiz, Cemaat mensubu olma iddiasıyla, örgüt üyeliğinden ceza aldı. Bu cezayı almasına neden olacak ne bir özgeçmişi, ne de üzerine verilmiş bir ifade bulunmaktaydı. Sadece camide öğrencilere ders vermesi, onun Cemaat mensubu olması için yeterli görülmüş ve eski kanuna göre 9,5 yıl ceza alması için dayanak yapılmıştı. M. Emin Tetik; bazı kitaplarını okuduğum, kendisini demokrat olarak tanıtıp biraz da İslamî duyarlılığı olduğunu ima eden eski savcı Gültekin Avcı tarafından tutuklanma isteğiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilmiş ve sonuçta tutuklanmıştı. Kendisi, Siirt`te görev yaptığı sırada Cezaevi savcısı olarak Başsavcı ile birlikte cezaevini ziyaret ettiğinde, Cemaat üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklanmış olan kardeşlerimizin bulunduğu koğuşa da uğramıştı. Bu sırada koğuşta bulunanlar. Başsavcıya devletin yapmış olduğu hukuksuzluklardan bahsederek sadece camide ders alıp verdikleri için tutuklandıklarını söylemişler, Başsavcı buna inanmayıp “Olur mu öyle şey?” dediğinde de M. Emin Tetik`i göstererek; “İşte bu arkadaşın ne özgeçmişi ne de üzerine verilen bir ifade olduğu halde, sırf camiye gidip ders verdiği için tutuklanmıştır. Kendisini tutuklama isteğiyle mahkemeye sevk eden ve sonuçta tutuklanmasına sebep olan da, işte yanınızda bulunan Gültekin Avcı Bey`dir. Tutuklayan ve tutuklanan karşı karşıya...” diyerek işin vahametini ortaya koymuşlardır.” (Hizbullah Ana Davası SAVUNMALAR, sayfa 190-191)