Suriye Kürtleri Hareketi Partisi Sözcüsü ve yönetmen Jian Ömer, Suriye'de PYD tarafından baskı altına alınan Kürt halkına yapılanları, çıktığı Kanal A televizyonunda anlattı. Almanya`da PKK karşıtı eylemlerden dolayı PYD tarafından idam kararı verilen Ömer, çektiği belgesel ile Suriye`de yaşayan Kürtlerin PYD zulmünden çektiklerini dünyaya duyurmaya çalışıyor.

PYD`nin önce Esed rejimi daha sonra da Avrupa tarafından desteklendiğini ifade eden Ömer, yaklaşık yarım milyon Kürt`ün PYD`nin yaptığı zulümden dolayı yurt dışına kaçtığını söyledi.

PYD`nin Suriye`deki halka nasıl zulmettiğini anlatan belgeselin yapılışını anlatan Ömer, "1999'dan 2011'e kadar Suriye'de Kürtlerin yoğunluklu yaşadığı şehirleri temel alarak insan hakları raporları hazırlıyorduk. Avrupa Kürt İnsan Hakları Araştırma Merkezi olarak... Fakat 2011'de PYD etkili olmaya başladı. PYD'nin etkili olmasıyla beraber daha önce Baas rejimi ile ilgili hazırlamış olduğumuz insan hakları ihlal raporlarını bu defa PYD doğrultusunda hazırlamaya başladık. Daha sonra İŞİD tehlikesi ortaya çıktığı için şu an çalışmalar İŞİD'e yönelik yapılmakta. Uluslararası arenada çalışan insan hakları derneklerine pek çok rapor sunmuştuk. Fakat insanların neler çektiklerini göstermek ve PYD'nin onlara yaptıklarını göstermek için halkın kendisinin içinde bulunduğu bir belgesel hazırlamaya çalıştık.”

"PYD'nin alıp götürdüğü çocukların çoğu öldü"

PYD`nin asker yapmak amacıyla alıp götürdüğü çocukların çoğunun hayatını kaybettiğini belirten Ömer, "PYD 2003 yılında kuruldu. PYD, PKK'ye destek vermek için kurulmuştu. Halkın çocuklarını alıyordu. ‘Kürdistan kuracağız, Yurt savunması için asker lazım` diyerek götürüyordu bu çocukları. Bu çocukların çoğu orada hayatını kaybetti.” diye konuştu.

“Avrupa, Amerika ve Almanya'dan destek ve katılım var”

Suriye`deki olaylar başladığında PYD`nin Esed tarafından daha sonra da Avrupa tarafından desteklendiğini söyleyen Ömer, “Avrupa, Amerika ve Almanya'dan destek ve katılım var. Kızıl Marksist adı altında bir milis birliği oluşturulmuş ve isimler arasında Türk Solundan katılanlar da var. Hatta Almanlar bunu kendi TV'leri üzerinden yayınlamışlar. ‘Bakın Türkler de bizim yanımızda yer alır` mesajını vermeye çalışıyorlar." dedi.

Almanya`da PKK'yi boykot ve protestolar sebebi ile memleketine döndüğü takdirde öldürüleceğine dair kendisine tebligatta bulunulduğunu ileri süren Ömer, bu yüzen memleketine dönemediğini belirtti.

2011 yılından bu yana Baas rejiminin bölgeyi PYD`ye teslim ettiğini belirten Ömer, birçok tutuklamayı, kendisine verilen idam kararını ve Suriye Kürtlerinin İstikbali Partisinin Başkanı Michael Temo`nun Baas rejimi tarafından tutuklanmasının PYD aracılığıyla yapıldığını ifade etti.

“Kürt lider Michael Temo, PYD tarafından öldürüldü”

Suriye Kürtlerinin İstikbali Partisinin Başkanı Michael Temo`nun PYD tarafından öldürüldüğünü söyleyen Ömer, “PYD'nin alınan karar doğrultusunda Temo'yu öldürdüğünü biliyoruz. Temo'nun öldürüleceği kendisine 1 ay öncesinden tebliğ edildi. Salih Müslim tarafından kendisine ‘Biz bölge olarak kendimiz bir bölge ilan edeceğiz. Suriye'deki devrimin Kürt bölgesine gelmesini istemiyoruz. Ve bağımsızlığımızın ön planda olmasını istiyoruz. Bu sebeple sen etkinliklerini, yürüyüşlerini ve protestolarını durduracaksın` denildiği ve o da cevap olarak, ‘Ben Baas rejimi yıkılana dek çalışmalarıma devam edeceğim` dediği için ölümle tehdit edildi. Ve olayda yaralanan oğlu kendilerini infaz için gelen kişilerin Kürtçe konuştuklarını söyledi." ifadelerini kullandı.

"PYD'nin yaptıkları Baas rejimin yaptıklarını geçmiş durumdadır"

Şu ana kadar yarım milyon Kürt`ün PYD zulmü yüzünden yurtdışına çıkmak zorunda kaldığın ifade eden Ömer, "PYD herkesin iyiliği için çalışıyor olabilir ama Kürtlerin iyiliği için çalıştığını söyleyemeyiz.  Şu ana kadar yarım milyon kadar Kürt, PYD'nin zulmü yüzünden yurtdışına kaçmak zorunda kaldı. PYD'nin yaptıkları hem Hafız Esad, hem de Beşar Esad döneminde Baas rejimin yaptıklarını geçmiş durumdadır.” şeklinde konuştu.

Ömer, son olarak şunları söyledi: “Şunu söyleyebiliriz ki PYD güçlendikçe zulmü de artıyor. 2011 yılında yaptığı zulüm 2012 yılından daha az.  2013'te ondan daha fazlasını yapmış durumda. Daha önce gönüllülük esası vardı. Ama şimdi zorunlu hale getirdiler." (İLKHA)