• DOLAR 34.387
  • EURO 36.314
  • ALTIN 2839.075
  • ...
Tebbet Yedâ Zâliman (Haftanın Yazısı)
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Öyle buyurmuştu Allah… ‘Elleri kurusun, kurudu da` demişti zamanın zalimi için. Zamanın mürtet, kâfiri için. Ona yardakçılık edenin de ondan gayrı kalmayacağını, cehenneme odun taşıyıcısı olacağını müjdeliyordu. Bin dört yüz yıl önce bu ayet İslam`a, İslam Peygamberine ve Müslümanlara savaş açan özelde Ebu Leheb ve karısı için genelde ise evvel ve ahir tüm zalimler için inmiştir. Allah Teâlâ zalimlere cehennemi müjdelemiştir. Bu mahiyet üzerinden zalim ve kâfir sıfatlarını aynı şekilde ele alıp değerlendirebiliriz. Kâfir küfür içinde, küfre sapmış olan yani hakkı örten, gizleyen demektir. Zalim de hakkı, doğruyu örten gizleyen, batılı yol edinip zulmeden anlamlarına gelir. Fikri ve fiili manada her iki kavramda zulüm sahibidir. İki sıfatı, kavramı aynı potada erittiğimiz zaman Kurân-ı Kerim`de Ebu Leheb ve karısı için cehennemi müjdeleyen Allah tüm zalim ve kâfirler için de aynı meskeni Kitabında müjdeler. ‘De ki; Ey kâfirler! Yenilecek ve cehenneme sürüleceksiniz. Ve o ne kötü bir döşektir.` (Al-i İmran: 12)

Günümüzde de zalim, despot, mürtet örgütler ve devletler zulümlerini Müslümanlar üzerine ateş olup yağdırmaktadırlar. Suriye`de, Çin`de, Afrika`da, Filistin`de, Mısır`da, Türkiye`de zalim güruhların insanlar üzerine saldırıları sadece Müslüman oldukları içindir. Küfür ile fikri anlamda dikte edemedikleri zalimlikleri artık yıkımlarla fiili saldırılarla, ölümlerle sürdürmektedirler. Dünya hayatına tapanlar, dünya ve içindekiler için savaşan korkaklar İlâhî davayı üstlenenlere karşı elbette mağlup olacaklardır. Bedir, Uhud, Hendek… Bunlar sayıca az olanların çok olanlara karşı zaferlerinin sadece iyi bildiğimiz birkaç örnekleridir. İlâhî rıza yolunda mücadele eden Yasinler, Hasanlar, Esmalar bedenleri parçalanıp yakılsa da Kitab-ı Rahman`ı ayakları altına alıp ‘bizi geri bırakan budur, köhnemiş kitap` diyenlere karşı vallâhi galip gelecek olanlar o şehitler ve davalarıdır. Allah Teâlâ`nın buyurduğu gibi ‘… Galip gelecek olanlar Allah`ın taraftarlarıdır.` (Maide: 56)

Kurân-ı Kerim`e, Allah`ın kitabına saldıranların Peygamber Efendimiz`e (sav) saldıranların yanında yer almaları şaşılacak bir durum değildir. Kâfir emperyalist güçlerin tek gayesi ve ana savaşı İslam`ı yok etmektir. Bunun imkânsızlığını idrak ettiklerinde ise Müslümanlardan İslam`ı alıp onları hayâsızlığa, fuhşiyata, dünyevi hayata yönlendirmeye çalışmaktadırlar. Bu ifsada göğüs geren Mü`minleri ise yok etmeyi amaç edinmişlerdir. Ama bilmelidirler ki Selahaddin`in, Şeyh Said`in, Said Nursî`nin, Hüseyn-i Rehber`in mirası olan bu sancağı, bu davayı daima dalgalandırmak uğruna canımızı feda etmek için birbirimizle yarışıyoruz. Bizler mazlum kardeşlerimizin ve biatımızla Peygamberimizin (s.a.v.) yanında, zalimin karşısında olup ‘Lebbeyk Ya Resulallah` demeye devam edeceğiz. İslam`a, Peygamberimize (s.a.v.), Kurân-ı Kerim`e karşı savaşanlara karşı savaşmaya her daim hazır olup, bu yolda mücadele etmekten geri kalmayacağız. Mazlum Müslümanlar için de sesimizi kısmayıp dertleriyle dertlenip, onları kuduzların merhametine terk etmeyeceğiz. Çünkü İslam biz Müslümanlara bunu emrediyor. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur; ‘Muhammed, Allah'ın peygamberidir. O'nunla beraber bulunanlar, kâfirlere karşı pek şiddetlidirler, kendi aralarında ise pek merhametlidirler.` (Fetih: 29)
Müslümanların İslam`dan ayrılmaması, Ebu Leheblere karşı bir olup Muhammedî davayı ölünceye dek sürdürmeleri ümidi ile…

Ş. Hüseyin Coşar / Yozgat – Yaş: 23

 

Genç Yazarlar ile HASBİHAL
Yozgat`tan Ş. Hüseyin Coşar kardeşimiz, kâfirler küfrünü, zalimler zulmünü işliyor. İslam düşmanları Müslümanları ifsat etmek için her türlü yola başvuruyor. Bunda şaşılacak bir durum yok. Müslümanların buna seyirci kalmaları ve dinlerine sahip çıkmamaları ise şaşılacak bir durumdur. Bu yol ayrımında İslam`a sahip çıkan ve her şeyiyle İslam`a teslim olma yolunu seçen fedakâr, cesur Müslümanlar da elbette olacaktır. Tarihin seyrini değiştirenler de bu yiğit Müslümanlar olacaktır. Ayetler ışığında net değerlendirmelerde bulunmuşsunuz. İfadelerinizde yerine oturmayan kavramlar (mürtet gibi) var. Bunlara dikkat edelim. Bu tür örnek yeni yazılarınızı bekliyoruz.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir