Türkiye, Suriye`ye Yönelik Yaptırımlarını Açıkladı
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Türkiye`nin Suriye`ye yönelik 9 maddelik yaptırım paketini açıkladı. İşte 9 madde...
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye`nin üstünde bölgesel ve uluslararası baskının artırılmasının zorunlu hale geldiğini belirterek, bazı önlemler alınmasının Türkiye için de kaçınılmaz hale geldiğini kaydetti.
Davutoğlu`nın, Dışişleri Bakanlığı`nda düzenlediği basın toplantısında açıkladığı yaptırım paketi şöyle:
1- Suriye`de halkıyla barışık meşru bir yönetim işbaşına gelene kadar Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi mekanizmasının askıya alınması.
2- Suriye`de temel liderlik kadrosu mensubu olup, haklarında halka karşı şiddete ve hukuk dışı yöntemlere başvurduklarına dair iddialar bulunan bazı yetkililere seyahat yasağı konulması ve bu kişilerin ülkemizdeki mal varlıklarının dondurulması. Suriye rejiminin kuvvetli destekçisi konumundaki bazı işadamlarına da benzer tedbirlerin getirilmesi.
3- Suriye ordusuna her türlü silah ve askeri malzemenin satış ve tedarikinin durdurulması.
4- Türkiye toprakları, hava sahası ve karasuları kullanılmak suretiyle üçüncü ülkelerden Suriye`ye silah ve askeri malzeme transferi yapılmasının uluslararası hukuka uygun olarak engellenmesi.
5- Suriye Merkez Bankası ile ilişkilerin durdurulması.
6- Suriye hükümetinin Türkiye`deki finansal mal varlıklarının dondurulması.
7- Suriye hükümeti ile kredi ilişkilerinin durdurulması.
8- Mevcut işlemler hariç Suriye Ticaret Bankası ile işlemlerin durdurulması.
9- Suriye`deki altyapı projelerinin finansmanı için imzalanan Eximbank kredi anlaşmasının askıya alınması.
Davutoğlu’nun konuşmasından satırbaşları:
RAMAZAN AYINDA ANLAŞMIŞTIK; AMA...
“Türkiye, her dönemde, her zaman Suriye`nin yanında olmuştur. Hiçbir zaman Suriye`yi yalnız bırakmamıştır. Maalesef Suriye yönetimi tavsiyelerimize rağmen halkına yönelik güvenlik konularında adımlar atmamıştır.
Suriye tarafından hayata geçirilmesi gereken reformlar konusunda heyetler gönderdik. Ancak Suriye yönetimi reformları uygulamak yerine şiddet politikasını sürdürdü.
Ramazan ayının ilk günlerinde Suriye`de artan şiddet politikasına rağmen, biz bir kez daha Suriye`ye gittik. Yaptığımız görüşmeler sonucunda varılan anlaşmalara rağmen Suriye yönetimi yine aynı politikasını sürdürdü.
Yönetimle halk arasındaki bağ koptuğu anda maalesef kaçınılmaz sonlar gelir.
Bizim ne Suriye ne de başka bir konuda herhangi bir gizli gündemimiz olmamıştır. Suriye konusu bölgesel bir konu haline gelmiştir.
Kaygılıyız. Suriye halkı için, bölge için kaygılıyız. Bölgede büyük bir tehdit oluşmuş durumda. Bu tehdit ancak halkların yönetime gelmesiyle son bulur.
Suriye kendisine sunulan son fırsatı da tepmiş, gözlemcileri kabul etmemiştir.
Arap ülkelerinin Suriye konusunda gösterdiği hassasiyet takdire şayandır.
Kendi halkına silah doğrultan bir zihniyet kabul edilemez.
Halkın meşru talepleri yerine getirilmelidir. Sözde değil özde reformlar yapılmalıdır.”