Yaşadığımız günlerin doksanları: Hacı Biçer ve Şemsettin ile Nuri Akdaş kardeşler
Bu elim günleri anlamak isteyen 90`lı yıllara baktığında tarihin ne kadar tekerrürden ibaret olduğunu net olarak görür. Bugün dindarları kurban bayramında veya evinde hiçbir insani kıstas gözetmeden katledenler, 90`lı yıllarda da aynısını yapıyordu. İşte o günlerden birkaç tanık daha: Şehid Hacı Biçer ve Şemsettin ile Nuri Akdaş kardeşler.
İbrahim Sevgili / Doğruhaber
Tabiri caiz ise şehadet devlet kuşu gibidir. Herkesin başına konmaz. Ama birinin başına kondu mu da o kişide aranan nitelikler, ibadetlerine düşkün, takvalı, namuslu, dürüst, çevresine zararı olmayan, herkesin kendisinden razı olduğu hasletler oluyor. İşte bu hasletlere haiz üç İslam evladı daha... İçinden geçtiğimiz acı günlerin 90`lı yıllarda yaşanmış hali: Şehid Hacı Biçer ve Şemsettin ile Nuri Akdaş kardeşler…
100 KURŞUN SIKARAK ŞEHİD ETTİLER
Şehid Hacı Biçer, bir kadir gecesinde, evinde Kur`an okurken PKK`liler baskın yaparlar. Kapıyı kırarak eve giren PKK`liler, Hacı Biçer`e tam 100 kurşun sıkarak şehid ederler. Cesaret, fedakârlık ve tavizsizliğiyle numune-i imtisal olan Hacı Biçer, Silvan`da İslami mücadeleyle tanışır tanışmaz canı ve malıyla hizmetlerde hep önde olan bir dava adamıydı.
Hacı Biçer, dört çocuklu ailenin en küçüğü idi. Yaşadıkları Boşat köyünden Silvan`a geldiklerinde 10-12 yaşlarında olan Hacı, ortaokula kadar okur. Yaşı ilerleyince işe başlar ve çimento, demir alım-satımıyla uğraşır. Yol, köprü yapım işlerine girer. 25 yaşlarında İslami dava ile tanışır.
HZ. ÖMER AHLAKINA SAHİPTİ
İslami davayla tanışmadan önce çok cesur, tavizsiz ve sert bir insandı. İslami hizmete katıldığı zaman bu özelliklerini İslam`ın terbiyesiyle şekillendirir ve hayra yönlendirir. Gece gündüz İslami hizmetlere koşuşturur. Vaaz ve sohbetler vermeye başlar. İnsanlara “Gelin beraber la ilahe illallah söyleyelim” der ve konuşmalarının ana konusu bu tevhit kelimesi olurdu. Hatta yazmış olduğu bu şiiri zamanla marş haline getirilip kasetlerde çalınır.
MALIYLA CANIYLA İSLAM`A HİZMET EDER
1990`lı yıllarda örgütün zorbalıklarının ayyuka çıktığı bir zamanda kendisi de defalarca tehdit edilir. Hacı bütün mal varlığını davasına adamaya başlar. Gece gündüz çalışır, hiç durmaz. Bazen taksi, bazen motosiklet, bulamazsa bisikletle veya yaya olarak dolaşır ve insanlara İslam`ı tebliğ ederdi. Hacı hiç kimseden çekinmez, korku nedir bilmezdi. İşte bu yüzden PKK, “Hacı var oldukça biz Silvan`da güçlenemeyiz, tutunamayız” diye düşünür.
OKUDUĞU KUR`AN`A BİLE KURŞUN SIKTILAR
PKK, Silvan`da iki kişinin vurulması kararını almıştı hedefteki isimlerden biri de Hacı idi. Onlar, bu iki kişi öldürülürse İslami çalışma artık kalmaz diye düşünürler. Kadir Gecesinde 45 civarında militan evini kuşatır. Hacı, kurşun yağmuru altında tekbirler getirir. PKK`liler kurşunlarla demir kapıyı parçalayarak açar, içeriye girerler. Bu arada pencereden de kurşun sıkmaya devam ederler. Hacı, kendisine isabet eden yaklaşık yüz mermiyle şehid olur. Canını verene kadar tekbir getirmeye devam eder. Kanı açık olan Kur`an`ın üzerine akar. Hanımı da 4 kurşunla yaralanır. Onu şehid eden katiller evine girip İslamî kitap ve Kur`an-ı Kerim`i yere atarak silahla taradılar.
Taziyesine Batman, Diyarbakır ve çevre köylerden binlerce Müslüman katılır ve cenazesi tekbirlerle Silvanda Merkeze yakın bir mezarlığa defnedilir. Taziyesi birçok insanın İslam`la tanışmasına ve şuurlanmasına vesile olmuştur.
ŞEHİD HACI BİÇER BİR KAHRAMANDI
Şehid hacı Biçer`i anlatan yakın arkadaşı ilahi sanatçısı Beheşti, Şehid Hacı Biçer`le geçirdiğim zamanı ömrümün en hayırlı ve en verimli zamanları olarak kabul ediyorum. Hacı Biçer, hidayet bulunca çok geçmeden dükkânını tebliğ ve sohbet mekânı yaptı. Sürekli şöyle derdi; “Devamlı dükkânımda bir imam arkadaş hazır bulunsun. Sizler de dışarıdan yeni arkadaşlar bulup getirin.” diyordu.
Şehid Hacı, hemen her gün bir köye gidiyordu. Kanaatimce Silvan`da gitmediği köy kalmamıştı. Şehid Hacı, çok mert ve fedakârdı. O zamanlar Silvan`a dışarıdan birçok Müslüman gelirdi. Hacı onları misafir ediyor, güzel bir hürmetten sonra yolcu edinceye kadar onlardan ayrılmıyordu.
Hacı ile aylarca gece gündüz kaldığım için onun gecesine ve gündüzüne çokça şahit oldum. Hacı`nın gecesi ve gündüzü hep ibadet ile geçerdi. Gece teheccüd namazını kılar, haftanın Pazartesi ve Perşembe günlerini oruçlu geçirirdi. Şehid Hacı, ömrünü şehidlerin hayatı gibi geçirdi ve böylece dünyadan ayrıldı.
ŞEMSETTİN İLE NURİ AKDAŞ KARDEŞLER SAHABELER GİBİ YAŞADILAR
Şemsettin Akdaş 38, kardeşi Nuri Akdaş ise henüz 25 yaşındaydı. Bu iki kardeş 20 Eylül 1994 tarihinde Batman`ın Beşiri ilçesine bağlı Ayrancı (Deraqire) köyü yakınlarında PKK tarafından şehit edildiler. Şehid Şemsettin ve Nuri Akdaş kardeşler, babaları ve bir köylüleriyle beraber köylerine giderken, köy yakınlarında bulunan Danalı köyü girişinde kimlik kontrolü yapan PKK`liler tarafından ateş açıldı. Açılan ateş sonucunda olay yerinde Şehit Nuri vefat ederken, abisi Şemsettin ağır yaralandı. çeşitli hastanelerde yaklaşık 2 yıl tedavi gören Şehit Şemsettin`in bedeni tedaviye cevap vermeyince şehid Şemseddin küçük kardeşi Şehit Nuri`nin yanına gitti, şehitlik mertebesine ulaştı. Şemsettin Akdaş`ın oğlu Feremez Akdaş, babası Şemsettin Akdaş ve amcası Nuri Akdaş`ın sahabelerin hayatlarını örnek aldıklarını ve onlar gibi yaşayıp şehit olduklarını söyledi.
HAYATI BOYUNCA KİMSEYİ İNCİTMEDİ
Babasının 1956`da Batman`ın Beşiri ilçesine bağlı Ayrancı (Deraqiré) köyünde doğduğunu ve köyde çiftçilik yaparak geçimlerini sağladıklarını ifade eden Şehid Şemsettin Akdaş`ın oğlu Feremez Akdaş, ailelerinin varlıklı olmasından dolayı köylerine gelen misafirlere, fakir ve muhtaçlara hep yardım ettiklerini belirtti. Oğul Feremez, babasının hayatı boyunca hiç kimseyi incitmediğini ve çok güzel bir ahlaka sahip olduğunu ifade etti.
İSLAM YOLUNDA ŞEHİT DÜŞTÜLER
Amcası Şehid Nuri Akdaş`ın 1969`da aynı köyde doğduğunu söyleyen Feremez Akdaş, amcasının da abisi Şemsettin`in yolundan gittiğini ve İslam yolunda şehit düştüğünü, amcasının, arkasında bir eş ve henüz 3 aylık olan küçük bir kız bıraktığını belirtti.