• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.825
  • ...
İçinde bulunduğumuz krizi fırsata çevirebiliriz
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

M. Erkan Yavuz / Doğruhaber

Suriye`de yaklaşık 5 yıldan bu yana yaşanan savaştan dolayı her şeyini geride bırakarak kaçan Suriyelilerin yaşadıkları sıkıntıları Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Av. Uğur Yıldırım ile konuştuk. Yüzbinlerce Suriyelinin barınmadan beslenmeye, eğitimden sağlığa kadar sorunlarının olduğunu ifade eden Yıldırım, bu alanda kurumsallaşmanın gerçekleşmesi sayesinde mevcut krizin fırsata dönüştürülebileceğinin altını çizdi.

Av. Yıldırım ile yaptığımız röportajın tamamı:

Şu anda Türkiye`de toplamda ne kadar Suriyeli mülteci var? Bunların ülke geneline dağılımı nasıldır?

Türkiye`de şu anda resmi rakamlara göre bir milyon 850 bin Suriyeli mülteci var. Fakat genel anlamda kayıt dışını da hesap ettiğimizde 2 milyonun üstünde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bununla ilgili AFAD`ın verilerine göre kampta yaşayanların sayısı 400 bin civarındadır. Bu verilere baktığımızda mültecilerin Türkiye geneline dağıldığını söyleyebiliriz. Kampların dışında bulunan veya şehirlerde kayıtsız olarak yaşayanlarla ilgili maalesef bir planlama yapılmadığını görüyoruz. Mülteciler için Türkiye`de belirlenen kentler var. Ama Suriyeliler için böyle bir şey söz konusu değildir. Doğuda yoğunluklu olmak üzere Türkiye`nin hemen hemen her yerinde Suriyeliler var. Kilis ve Hatay Reyhanlı`da Suriyeli mülteci nüfusu mevcut nüfusun iki ya da üç katına varmış durumdadır.

Devletin sağladığı imkânlar yeterli geliyor mu? Mültecilerin barınma, sağlık, beslenme ve eğitim gibi ihtiyaçları tam olarak sağlanabiliyor mu?

Bununla ilgili önemli düzenlemeler var. Özellikle sağlık alanında Suriyeliler üzerinden konuşursak mültecilerden farklı bir konuma sahipler. Sığınmacı olarak gelen Suriyeliler ile ilgili, sağlık hakkının verilmesi ile ilgili genelge yayımlandığı için sağlık hakkından yararlanabiliyorlar. Genelgelere dayalı kanuni uygulamalar dışında özel olarak genelgelerle yürütülen bir süreç var ki, bizler hukukçu olarak insani temel hakları ilgilendiren böyle konularda daha kanuni ve hukuki düzenlemeler gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü genelgelerle yapılan çözümler kalıcı ve köklü çözümler olmuyor. Suriyeliler ile ilgili sağlık ve eğitim alanında bazı düzenlemelerin yapıldığını söylemek mümkündür. Şu anda Türkiye`de bulunan Suriyelilerin yarısından fazlası kadın ve çocuklardan oluşuyor. Bir milyona yakın okul çağındaki çocuk mevcut.

Gerek yetkililer olarak, gerekse de STK`lar olarak bu sayının hepsine eğitim verdiğimizi söyleyemeyiz. Savaşın beşinci yılına girdiğimiz bu dönemde dahi 10 bin kişi, 50 bin kişi eğitememişsek bu bizler açısından da, onlar açısından da büyük bir ayıptır. Çalışma konusunda da çalışma hakkı noktasındaki sıkıntılar hala devam ediyor. Suriyeli doktorlar fırınlarda, inşaatlarda çalışırken Türkiyeli doktorlar Suriyelilere yeterli derecede yardımcı olamıyor. Bugün Suriyelileri dinlediğimiz zaman Türkiyeli doktorların Arapça bilmemesinden dolayı dertlerini anlatamadıkları, doktorların da aynı şekilde bir iletişim kuramadıklarından şikâyetçi olduklarını görürüz. Türkiye`deki yerli halk ise, sayının fazla olmasından dolayı yeterli derecede sağlık hizmeti alamadıklarından şikâyet ediyor.

Mültecilerin bu ülkede yaşadığı başlıca sorunlardan söz edermisiniz?

Mülteci dediğimizde içinde Afganların, Türkmenlerin, Taciklerin ve Suriyelilerin de olduğu geniş bir kitleden söz ediyoruz. Mültecilik statüsünü verme noktasında ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Kişilerin burada geçici olarak kalacağı ve daha sonra ülkelerine dönecekleri düşünüldüğünde, geçici önlemler alınmış ama kurumsallaşma noktasında kurumsallaşmasını tamamlamış bir ülkedir Türkiye. Fakat bugün gelinen noktada Türkiye artık hedef ülkedir. Yurt dışından gelen sığınmacı, mülteci dediğimiz insanlar Türkiye`den başka bir ülkeye geçmek istemiyorlar. Bu noktada da Türkiye`nin bunların hayatları ile ilgili eğitim, sağlık, çalışma, sosyal haklarıyla ilgili çok ciddi düzenlemelerin yanında bu düzenlemeleri uygulayacak kurumlar ve bu kurumların yanında da kurumları işletecek bir mantaliteye sahip olması lazım. Bu zamanla oturacak bir durumdur. Bu konuda yapılan çok ciddi şeyler var. "Ama bunlar yeterli mi? Ve bunu karşılayacak durumda mı?..." diye sorarsanız bu konuda çok ciddi sıkıntılar olduğunu söyleyebiliriz.

Suriyelilerin ev ve iş bulma sıkıntıları ne durumda? Ya da iş ararken veya çalışırken ne tür sıkıntılar ile karşı karşıya kalıyorlar?

Dışarıdan gelen insanlar ilk önce karnını doyurmak ve barınmak için yer arıyor. Yetkililerin ve STK`ların bu konuda aktif çalışmaları var. Bu insanlar için en önemli ihtiyaç başlarını sokabilecekleri bir eve ihtiyaç duymalarıdır. Suriyelilerin çoğu ev bulma noktasında sıkıntılar yaşıyor. Suriyelilerin toplum tarafından istenmedikleri yerler ve dışlandıkları yerler olabilir. İnsanların oturamayacağı ahır konumundaki evlerin Suriyelilere kiralanması gibi durumlarla karşılaşıyoruz. Bu sorunu aşsalar bile bu defa çalışma ile ilgili sıkıntılarla karşılaşıyorlar. Yasadışı işçi çalıştırma sıkıntısını yükleniyorlar. Bunlara sigorta yapılmıyor, çalışma ücretleri çok düşük miktarda tutuluyor. Bu insanlar evlerine ekmek götürme mecburiyetinden dolayı bu sıkıntıları aşmak zorunda kalıp katlanıyorlar. Avrupa`dan gelen mülteciler doktor, öğretmen gibi statülerle alınırken, Türkiye`de bu noktada bir kurumsallaşma gerçekleşmiş değil. Biz doktorların un taşıdığı, mühendislerin kaynak yaptığı, iki üç dil bilen insanların amelelik yaptırıldığı tablolarla karşılaşıyoruz. Bu aynı zamanda büyük bir emek israfıdır. Gönül isterdi ki Türkiye bu insanları kendi yapabildikleri işlerde, uzman oldukları alanlarda değerlendirebilse, onlardan verim alabilse bu hem Türkiye`ye hem de onlara büyük katkı sağlayacaktır.

Özellikle kadın ve çocuk sığınmacıların yaşadığı sıkıntılardan nelerdir?

İhtiyaç noktasında en muhtaç gruba kadın ve çocuklar girmektedir. Özellikle çoğu çocuğun yetim olduğunu, kadınların dul olduğunu düşünecek olursak bunların çok fazla sorunla karşılaştıklarını söyleyebiliriz. Dul olan kadınların ev bulabilme noktasındaki sıkıntıları, iş bulma sıkıntılarının fazla olduğu göze çarpmaktadır. Suriyeli kadınların evlenmek için konsolosluktan bir belge alması gerekiyor. Bunu almakta zorlananların resmi nikâh yapamadığını görüyoruz, bu da mağduriyet ve sıkıntıların yaşanmasına sebep oluyor. Olaya çocuklar tarafından baktığımızda da büyük bir eğitim sıkıntısı yaşadıklarını görüyoruz. Bu çocukların eğitim görmesi, Türkiye`deki hayata tutunması çok önemli ve göz ardı edilmemesi gereken bir konudur. Bu çocukların eğitimden geçirilmediğini düşündüğümüz zaman, ileriki zamanlarda karşımıza bir suç makinesi olarak çıktığını görebiliriz.

Son olarak mültecilerle ilgili değinmek istediğiniz konu var mı?

Türkiye`nin mülteciler ve sığınmacılar konusunda yaptığı çok iyi işler var. Bu hakkı teslim edip yetkilileri bu anlamda tebrik etmek lazım. Ama bu yapılanlar mevcut sayının ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalıyor. Türkiye`nin kurduğu kamplar ve kamplarda sağladığı imkânlar diğer birçok batılı ülkesini geride bırakacak derecede iyidir. Ama bunun yanında kampların dışında kalan bir milyon 700 bin insandan söz edebiliriz. Bizler bu toplumu kendi toplumumuza entegre edebilirsek, bunları eğitebilirsek, kendi branşlarında onlardan faydalanabilirsek Türkiye bu süreçten hem insani hem de maddi anlamda kazançlı çıkar. Ama bizler bu krizi değerlendirip fırsata çeviremezsek bunun da bizi daha büyük sorunlar ve krizler sarmalına çekeceğini düşünüyorum.   


 

Bu haberler de ilginizi çekebilir