Kürt meselesi ayrı PKK sorunu ayrıdır
Çözüm süreci boyunca AK Parti`nin devlet ve hükümet adına büyük yanlışları olduğunu belirten Araştırmacı-Yazar Mustafa Yıldız, sürecin başından itibaren Kürtlerin tek temsilcisinin sadece PKK gibi yansıtılmasının yanlış olduğunu söyledi.
Bölge halkına yönelik son 100 yıldır süren asimilasyon ve inkâr politikalarının ortadan kaldırılması için atılan adımlar olumlu karşılanırken hükümetin bu sorunu çözme adına Kürt meselesini PKK sorununa indirgemesi birçok kesimden eleştirildi.
Temel hak ve özgürlüklerin pazarlık konusu yapılmasının doğru olmadığını belirten Araştırmacı-Yazar Mustafa Yıldız, PKK sorunu ile Kürt sorunun birbirinden farklı sorunlar olduğunu ifade etti.
Sürecin geldiği aşamayı ve artan olaylar hakkında İlke Haber Ajansı`na (İLKHA) açıklamalarda bulunan Yıldız, çözüm sürecinde en önemli sorunun Kürt meselesi ile terör sorunun birbirine karıştırılması olduğunu söyledi.
Niyetin halis olması sürecin sağlıklı yürütülmesini mümkün kılmadı
Niyetin halis olmasının sürecin sağlıklı yürütülmesini mümkün kılmadığına vurgu yapan Yıldız, Kürt meselesinin yeni bir sorun olmadığını belirterek, “Adını her ne koyarsak koyalım ama genel anlamda Kürt sorunu olarak ifade edilen bu sorun yeni bir sorun değildir. Hatta kökeni her ne kadar fikri ve fiilen Cumhuriyet öncesine gitse de biz bu sorunu daha çok cumhuriyet döneminde yakıcı bir sorun olarak yaşadık. Özellikle son 40 yıl çok can yakıcı bir soruna dönüştü. Bu bağlamda AK partinin bu sorunu çözme adına attığı adımı doğrusu olumlu bir adım olarak gördük ve destekledik. Çünkü siyasi anlamda bu bir riskti. Ancak niyetin halis olması sürecin sağlıklı yürütülmesini mümkün kılmadı. İyi niyetle başlayan bu süreç çok farklı provokasyonlarla da akamete uğratıldı.” ifadelerini kullandı.
Devlet için önemli olan toplumun güvenliğini sağlamasıdır
Çözüm süreci başladığından itibaren Kürt meselesi ile PKK sorununun birbirine karıştırıldığının altını çizen Yıldız, “Bu gün geldiğimiz nokta gerçekten arzu edilmeyen, bu toplumun hiçbir akli selim insanı tarafından arzu edilmeyen bir noktadır. Bu yüzden süreçte nerede hata yapıldı. Aslında bunlar uzun uzun konuşulmalıdır. Ancak çözüm sürecinde en önemli sorun Kürt sorunu ile terör sorunun birbirine karıştırılmasıdır. Elbette bir terör sorunu var idi ve bu sorunun muhatabı PKK idi. Bu sorunun çözülmesi için ne gerekiyorsa yapılması gerekiyordu. Çünkü devlet için önemli olan toplumun güvenliğini sağlamasıdır. Ancak bunun ötesinde bir başka sorun var. Bölge halkının son 100 yıldır bir asimilasyon ve inkâr politikalarına maruz kalması ve bu asimilasyon ile inkar politikalarının ortadan kaldırılması için atılan adımlar olumlu idi. Ancak hükümet bu sorunu çözme adına muhatap alırken Kürt meselesini PKK ya da terör sorununa indirgeyerek yaklaştı.” şeklinde konuştu.
Temel hak ve özgürlükler herhangi bir pazarlığın konusu olmamalıydı
Temel hak ve özgürlüklerin herhangi bir pazarlığın konusu olmaması gerektiğini ifade eden Yıldız, “Hükümet PKK`yi sanki Kürtlerin tek temsilcisi gibi kurguladı. Bu anlamda PKK ile muhatap oldu. Oysa terör ile ilgili görüşmeler PKK ile yapılabilirdi. Buna karşın Kürtlerin hak ve özgürlüklerinin bu yapı ile konuşulmasının bir anlamı yoktu. Çünkü temel hak ve özgürlükler her hangi bir pazarlığın konusu olmamalıydı. Bunlar pazarlık konusu yapıldığı zaman PKK`nin kazanımları olarak algılandı. Oysa bu yanlıştı. Devlet ve hükümet temel hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırmalıydı. Gerekirse bir anayasal değişiklik ve yeni bir anayasa ile bu sorun çözüme kavuşturmalı idi. Ancak bu süreçte sadece PKK`nin veya HDP`nin Kürtlerin tek temsilcisi olarak muhatap alması sağlıklı ve doğru değildi.” diye konuştu.
Kürt toplumunun diğer sivil dinamikleri, özellikle de dindar kesimleri muhatap alınarak masaya oturtulabilseydi sürecin daha sağlıklı işleyebileceğini belirten Yıldız, Çözüm Sürecinde akiller heyeti oluşturulurken bu anlamda bölgenin kendi yerel kanaat önderleri İslami referanslı STK ve partilerine de yer verilmelisi gerektiğini kaydetti. (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)