Siyaset dili
Hüseyin Kaya / doğruhaber
Liyakatsiz isimleri siyasette önemli yerlere getirerek milletin başına bela eden Ak partinin “Çözüm süreci” adı altında PKK`yi güçlendirme ve mazlum halklı PKK insafına terk etme süreçlerine de imza attığı herkesin malumu.
Bizatihi Erdoğan`ın dilinden gerek Paralel yapı gerekse de PKK ile ilgili “İyi niyetliydik, aldatıldık” anlamına gelen açıklamalar yapılması aslında masumiyeti değil cürmün büyüğünü ortaya çıkarmaktadır.
Kimseyi kaale almamak, tepeden bakmak, kötü niyetli ve ideolojik körlük içinde olanlara en önemli görevleri vermek beraberinde aldatılmayı getiriyorsa bunun masumiyetle
izah edilmesi son derece saçma olur.
Bunlar işin bir tarafı.
Yerinde ve zamanında olmak kaydıyla “Doğruya doğru” diyebilmek de önemli bir erdemdir.
Mesela…
Cumhurbaşkanı Erdoğan`ı eleştirebilir, hırsından, sert üslubundan söz edebilirsiniz; ama kendine has bir siyaset diline ve tarzına sahip olduğunu kabul etmelisiniz.
Mesela Kemal Kılıçdaroğlu`nun çarkları… Dün Cumhurbaşkanlığı köşkü için “Kaçak saraya gitmem!” diyen Kemal Bey, şimdi hükümet kurma görevi söz konusu olduğunda
“Cumhurbaşkanı çağırırsa giderim” diyor.
Konuyla ilgili Erdoğan`ın açıklaması şöyle:
“Beştepe`nin adresini bilmeyenlerle bizim vakit geçirecek zamanımız yok”
İnanın bana daha oturaklı bir cevap düşünemiyorum.
Bir de Devlet Bahçeli`ye verdiği cevap var.
“Kalkıp benim evladıma, ismiyle ‘Bilal`i ver iktidarı al` diyor. Bu ne biçim yaklaşımdır ya. Eğer benim oğlumun yaptığı bir yanlış varsa, yaptığı bir yolsuzluk varsa buna hesabı soracak olan yargıdır. Sen kimsin? Benim evladımla ilgili iktidar bağlantısını nasıl kurarsın. Nasıl böyle bir hakareti yaparsın? Ama evladı olmayanların böyle bir saygısızlığı yapmasından daha doğal bir şey olmaz”
Şimdi, siz kalkıp Bahçeli`nin evladının olmaması üzerinden eleştirilmesini “belaltı vuruşu” olarak değerlendirebilir ve ahlaki bulmayabilirsiniz.
Ama Allah için söyleyin Bahçeli bunu hak etmiyor mu?
Erdoğan`ı üslubu üzerinden, takip ettiği siyaset üzerinden eleştir; ama “Paralelcilerin” hangi amaçla gündeme getirdiği belli olan “Bilal Erdoğan`a kelepçe takılması” üzerinden bir siyaset izlersen böyle bir cevabı da hak edersin.
Doğru olan siyasetin aileler ve çocuklar üzerinden değil uygulamalar ve yönelimler üzerinden yapılmasıdır.
Aksi takdirde bundan sadece magazinciler fayda görür.