Tatlı su demokratlığı
Hüseyin Kaya / Doğruhaber
Devlet ile PKK arasında çatışmalar başladıktan sonra birçok kesim ve kişide tutum belirleme çabası yaşanıyor.
Kimilerinin klasik anlamda solculuğu, sosyalistliği devreye giriyor ve çok küçük istisnalar dışında PKK haklı, devlet haksız bulunuyor. Kimileri PKK`ye olan düşmanlık üzerinden politikalar üretiyor ve sürecin hatalarını görmezden geliyor.
Kimileri meseleye PKK sempatisinden değil Erdoğan düşmanlığından dâhil oluyor ve akla ziyan yorumlarla PKK`yi paklamaya, Demirtaş`ı aklamaya gayret ediyor.
Objektif durmak gerçekten de zor böyle durumlarda.
Bakın mesela Metin Münir…
Onca saldırı ve yakıp yıkmaya rağmen, ayda en az iki kere “ateşkesi bozduk” açıklamalarına rağmen çatışmayı Erdoğan`ın başlattığını ve bunu seçimlerde kaybettiği için yaptığını iddia ediyor. Ama Metin Münir, Erdoğan`ın “çatışmayı başlatma tuzağına” düşen PKK`yi de eleştiriyor.
Ve komik duruma düşüyor:
“İlk seçim yenilgisini tadan Erdoğan, hiddetini ve nefretini HDP`ye ve liderlerine çevirdi. Çözüm sürecini sona erdirdi. Hava Kuvvetleri`ni Kandil`e yolladı.
Bu saldırıya hedef olan PKK`nın önünde birçok seçenek vardı. Hiç tereddüt etmeden aralarında en aptalca olanını seçti. Terör estirmeye başladı.
Bir an buna inanmak istemedim.
Silahın modasının geçtiğini, şiddetle şiddetten başka bir yere varılamayacağını, terörün istenilen geleceği erteleyeceğini PKK`nın dağ reisleri algılayamamışlardı. Ne gelişmeleri doğru teşhis edebilmişler, ne de dünya kamuoyunu doğru okuyabilmişlerdi.
Kalplere giden yolda ellerinde karanfil tutan yüz Kürt kadının, yüz gerilladan daha etkili olduğunu öğrenememişlerdi. Meclis`teki seksen milletvekilinin, Kandil Dağı`ndan ağır olduğunu kavrayamamışlardı.
Belki bütün yaşlanan savaş patronları gibi çağ dışı kaldıklarını, inisiyatifi sivillere bırakma zamanının geldiğini kabullenemiyorlardı.
Dünyanın en kanlı bölgesi olan Orta Doğu`da artık terör değil, teröre karşı olanlar kazanıyor. Barzani`nin, Demirtaş`ın, Suriye Kürtlerinin başarısının arkasındaki gerçek budur.
Erdoğan ne yaparsa yapsın. PKK için en akıllı hareket savaşçılarını silahlarıyla beraber Türkiye`den çekmesi, IŞİD`e karşı verilen mücadeleye yoğunlaşmasıdır.”
PKK`ye akıl verenlerden Metin Münir… Ama ya bir “tatlı su demokratı” olarak meseleden son derece habersiz ya da “algıda seçicilik”ten dolayı sadece görmek istediklerini görüyor.
Metin Münir, PKK`nin Barzani gibi halkın tercihlerine saygı gösterecek bir cesarete sahip olmadığını, şiddete dayandığını, şiddet olmadan varlığını sürdüremeyeceğini göremiyor. Metin Münir, PKK`nin Kürdistan`ın dört parçasında Kürtlerle çatıştığını, güçlü olduğu yerlerde kendisine biat edenler haricinde kimseye hayat hakkı tanımadığını bilmiyor ya da göremiyor.
Oysa iyi bir Hasan Cemal ve Cengiz Çandar okuru olsaydı onların PKK`nin silah bırakmaması için nasıl çalıştıklarını görür ve belki bunun sebebini sorardı.
O zaman böyle “komik” siyasi yazılar yazmasına gerek de kalmazdı.