• DOLAR 34.384
  • EURO 36.622
  • ALTIN 2832.672
  • ...
Selatu Selam Getirmek
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
“Şüphesiz Allah ve melekleri o peygambere çok salât ederler. Ey iman edenler siz de ona salât edin, tam bir teslimiyetle selam verin.”  (Ahzab: 56)

Allahın salatı: Nebisini rahmetine mazhar etmesi, onun şanını yüceltmesidir.

Meleklerin salatı: Hz. Peygamberin şanını yüceltme.
Mü’minlerin salatı da duadır. Ona saygı ve ta’zimde bulunmadır. Allah’tan, tebliğ ettiği dinin güçlenmesini, şanını artırmasını dilemek ve cennetteki Makam-ı Mahmud’u ve ümmetine şefaat etme hakkını Ona vermesini istemektir.Ona güven verme, Onun getirdiği dine zarar vermeyeceğine söz verme, Ona saygısızlık gibi olumsuz işler yapmayacağını dile getirmedir. Demek ki salat-u selam, Ona verilen biatı yenileme manasına gelir. Evet, her salavat bir tecdid-i biattır.
Salavat getirmekle Mü’minler Hz. Peygambere karşı görevlerini daha sık hatırlar ve ona olan sevgileri artar.
Mü’min ebedi hayatını kurtarmaya vesile olan Resulullah’a (sav) elbette minnettarlık duyacak, adını duyunca büyük bir hürmet ve sevgiyle salavat getirecek, böylece gösterdiği bu bağlılıkla da mahşerde Onun şefaatine nail olacaktır.
Müslümanın üzerine bu salavatın ömründe bir keresi farz, sonrakileri vacip, tekrarlarda ise sünnet olduğu bildirilmiş, salavatın terki ise şefaatten mahrumiyete sebeptir, denmiştir.

Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de Peygamber Efendimiz (sav)’in hayatı üzerine yemin etmiş, Ona itaatı kendisine itaat ile bir saymış, Ona uymayı sevgisinin sebebi ve gereği saymış, günahların bağışlanmasına vesile görmüş, yüce ismini, Onun ismiyle birlikte zikretmiş ve imanın kabul şartını Onun nübüvvetine iman şartına bağlamıştır. Huzurunda seslerin yükselmesine razı olmamış, mübarek isminin sıradan bir isim gibi zikredilmesini istememiş, kendisinin ve meleklerinin Onu salat ü selam ettiklerini bildirerek Ümmet-i Muhammedin de aynı şekilde Ona bol bol salat ü selam getirmelerini emretmiştir.
 
Peygamberimiz (as) ise şöyle buyurmuştur: “Hiçbir kul, ben kendisine ehlinden malından ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça kamil iman etmiş sayılmaz.” (Müslim)
 
Salavat Hakkında Bazı Hadis-i Şerifler:
1- ‘’Bana salât getiren kimse, salâtına devam ettiği müddetçe melek de ona salât getirmeye devâm eder. Öyle ise, kul Bana bu salâtdan (ister) az veya (ister) çok getirsin.’’ (Âmir bin Rebîa)
2- ‘’Her kim Bana selâm verirse, onun selâmına mukabele edinceye kadar Allah ruhumu Bana geri verir.’’ (Ebû Hüreyre)
3- ‘’Kim Bana bir kere salat ederse Allah ona on salat eder, onun on günahını siler, onun on kat derecesini artırır.’’ (Beyhaki)
4- ‘’Cebraile mülaki oldum da Bana şöyle dedi: Sana müjde ederim Allah diyor ki: ‘Kim Sana selam verirse Ben ona selam veririm. Kim Sana salat getirirse Ben ona salat ederim.’’ (Hakim)
5- ‘’Kıyâmet gününde insanların Bana en yakın olanları, Bana en çok salât ü selâm getirenleridir.’’ (İbn-ü Mes’ud)
6- ‘’ Size insanların en cimrisini haber vereyim mi?’’ diye buyurdu. Ashab-ı Kiram: ‘’Evet haber ver ey Allah’ın Resulü! dediler. Rasulullah sallallahü aleyhi ve sellem: “Yanında anıldığım halde Bana salât getirmeyen, insanların en cimrisidir’’ buyurdu. (Ebû Zer)
7- ‘’Kim kabrimin yanında Bana salat ederse ben onu işitirim. Kim uzakta bulunarak üzerime salat getirirse o Bana ulaştırılır.’’ (Beyhaki)
8- ‘’Birbirini seven iki kul; onlardan birisi arkadaşıyla karşılaşır ve Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem üzerine salât okurlarsa, onlar yerlerinden ayrılmadan önce geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır.’’ (Enes bin Mâlik)
9- “Allah’ın yer yüzünde seyahat eden melekleri vardır. Ki onlar ümmetimden Bana selam tebliğ ederler.” (İmam-ı Ahmet)
10- “Kim Bana bir defa salât ü selâm getirirse, bu sebeple Allâh Teâlâ da ona on misli merhamet eder. “ (Müslim)
11- “Günlerin en fazîletlisi Cuma günüdür. Bu sebeple o gün Bana çokça salât ü selâm getiriniz; zîrâ sizin salât ü selâmlarınız Bana sunulur” buyurunca, Ashâb-ı Kirâm:
“Yâ Rasûlallâh! Vefât ettiğin ve Senden hiçbir eser kalmadığı zaman salât ü selâmlarımız Sana nasıl sunulur?” diye sordular. Bunun üzerine Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem):
“Allâh Teâlâ, peygamberlerin bedenlerini çürütmeyi toprağa haram kıldı” buyurdu. (Ebû Dâvud)
 
Cihan Bozaba / doğruhaber
 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir