SURUÇ TESADÜFLERİ
Hüseyin Kaya / Doğruhaber
Önce şunu açıklıkla ifade edelim.
Kaos, katliam, bombalama ve bunlara benzer kitlesel kıyımlardan sadece kandan beslenen leş kargaları memnun olur, başka değil.
Bu kan rantiyecileri bazen devletlerin içinde, bazen çok uluslu şirketlerin içinde bazen de örgütlerde kendilerini gösterirler.
Kaygan zemini ve kutuplaşmış ortamı göz önünde bulundurduğumuzda çok sayıda failin olabileceğini, yine çok sayıda kazançlı çıkanın bulunduğunu söyleyebiliriz.
Suruç`taki saldırıya bakarken o yüzden temkinli durmak zorundayız.
Suruç`ta SGDF (Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu) üyelerinin düzenlediği basın açıklamasına yönelik bir bombalı saldırı gerçekleşti ve 32 kişi öldü.
Sol basın ısrarla adı geçen grubun Kobanili çocuklara oyuncak götürmek için toplandığını, Kobani`nin inşasını konuştuklarını öne sürüyor.
Gerçekten de öyle mi?
Olaya baştan bir daha bakalım:
Silahlı bir örgüt olan MLKP`nin (Marksist-Leninist Komünist Parti) siyasi uzantısı olduğu iddia edilen ESP`nin gençlik yapılanmasıdır SGDF.
MLKP hâlihazırda Pkk ile beraber Amerikan şemsiyesi altında Rojava`da savaşıyor. Rojava bölgesi aynı zamanda MLKP için elemanlarına silahlı eğitim verdiği bir alan.
ESP, o kadar HDP ile iç içe geçmiştir ki, ESP`li Figen Yüksekdağ, HDP`nin eşbaşkanlığına getirilmiştir. Yüksekdağ, 2007`de MLKP`den yargılanmıştır.
Suruç saldırısının SGDF üzerinden aslında MLKP`yi hedef aldığı ve Suriye savaşındaki grupların savaşı başka yerlere taşıma ve imkân buldukları her yerde karşılıklı olarak birbirlerine zarar verme amacını taşıdığı dikkat çekmektedir.
Ama tüm bunlar saldırı ile ilgili tesadüfleri düşünmemizi engellemiyor.
Evet, Suruç saldırısında ilginç tesadüfler var.
Mesela…
-Her kitlesel eyleme destek veren HDP`li vekiller bu eylemde yoktu. Bu tesadüf müydü?
-Alpaslan Arslan, Danıştay`a silahlı saldırı gerçekleştirdiğinde kurumun kameraları çalışmadığı gibi Amara Kültür Merkezinin kameraları da çalışmıyordu. Bu da tesadüf öyle değil mi?
-Diyarbakır HDP mitingine yönelik bombalı saldırı gibi Suruç saldırısı için de hemen Adıyamanlı birinin hedef gösterilmesi, olay yerinde bulunduğu iddia edilen kimlik belgesi görüntüsünün basına servis edilmesi tesadüf müydü?
-Polisin alana girenleri aramasına izin vermeyenler kimlerdi? Kim “Güvenliği biz sağlarız” dedi? Alana girenlerin üstü SGDF üyeleri tarafından arandıysa ve bir şey bulunamadıysa bombacının üst araması yapanların içinden olma ihtimali yok mu? Olayın Mahir Kaynak`ın “En güvenilir adam” olayıyla benzerlik göstermesi bir tesadüf mü?
-SGDF üyeleri bomba patlamadan hemen önce bir slogan atıyorlardı. “Arîn`den Sibel`e yürüyoruz zafere” sloganı… Arin Mirkan ve Sibel Bulut isimleri zikrediliyor. Arin Mirkan`ın Kobani`de “canlı bomba” eylemi yaparak ölen bir militan olması tesadüf mü?
Aslında Pkk`ye yakın bir televizyon spikerinin olaydan önce “Suruç`ta katliam” demesi ya da katliamdan 1-2 dakika sonrasında inanılmaz bir süratle (ki bu sürede imkânsızdır) hazırlanan pankartlarla protestoların başlatılması gibi başka “tesadüf”ler de var; ama biz bu kadarla iktifa edelim.