BATMAN - Batman'ın Gercüş ilçesinde 20 yıl önce terör örgütü PKK militanlarınca biri kurşuna dizilerek, biri engelli 2 çocuğun da ateşe verilen evde yanarak öldüğü Bağlıca köyündeki katliam unutulmadı.

İlçede 1995 yılında Bağlıca köyünün çevresini saran teröristler tarafından 10 yaşındaki Adnan Rüzgar misafirliğe geldiği evde kurşuna dizilerek, 8 yaşındaki Muhyeddin Durmaz ve 14 yaşındaki işitme engelli İlham Başaran da ateşe verilen evde yanarak hayatını kaybetti.

20 yıl önceki katliamın ilk günkü gibi hatırlandığı Bağlıca köyünde her bayram kaybedilen 3 çocuğun acısı tazeleniyor.

Katliamın tanıklarından köy muhtarı Rıfat Üzüm, AA muhabirine, koruculuğu tercih ettikleri için terör örgütü tarafından bu saldırının gerçekleştirildiğini söyledi.

"Ya köyümüzü terk edip onlara bırakacaktık ya da korucu olup köyümüzü savunacaktık. Korucu olduk ve bize musallat oldular" diyen Üzüm, örgütün baskısını sürekli hissettiklerini belirtti.

"Korunmak için girdiği seccadenin altında yanarak öldü"

Üzüm, "Bize, 'Ya köyü terk edin ya da köyü yakarız' şeklinde tehditte bulunuyorlardı. Tehdit içeren bir ses kaydı olan kaset de gönderdiler. Biz ise kalıp, köyümüzü korumak istedik" dedi.

Köyde taziyenin olduğu bir gün herkesin taziye evinde olduğu sırada köye yaklaşık 60 kişilik PKK'lı grup tarafından baskın yapıldığını ifade eden Üzüm, şöyle konuştu:

"Amcamın evine girip herkese kurşun yağdırdılar. El bombası attıkları evi ateşe verdiler. İki katlı evin arka penceresinden içerideki 7 kişiyi yaralı olarak kurtardık. Köyde bazı hakim noktalara roketatar yerleştirmişlerdi ve sürekli ateş altıdaydık. Ateşe verilen evde işitme engelli yeğenim korunmak için girdiği seccadenin altında yanarak öldü. Yangın söndürüldüğünde seccadenin altından yeğenimin cesedini çıkardık. Ateşe verilen başka bir evde de 8 yaşındaki bir çocuk yanarak can verdi. Allah kimsenin başına böyle bir acı vermesin."

"PKK'lılar çocuğun kafasına bir şarjör mermi boşaltmış"

Üzüm, Batman'dan köydeki amcasına misafirliğe gelen 10 yaşındaki Adnan Rüzgar'ın da silahla vurularak öldürüldüğünü belirtti.

"PKK'lılar bir çocuğun da kafasına bir şarjör mermi boşaltmış. 20 yıl oldu o manzara hala gözümün önünde" ifadelerini kullanan Üzüm, katliamda köydeki hayvanların da öldürüldüğünü dile getirdi.

Yaşadıkları acının tarif edilemez olduğunu vurgulayan Üzüm, bu olayların bir daha yaşanmasını istemediklerini kaydetti.

1990'lı yıllarda bu tür baskınların sürekli olduğuna işaret eden Rıfat Üzüm, "Dağlarda çatışmalar oluyor, mayınlar patlıyordu. Dışarıya çıkmaya korkuyorduk. Önceleri yırtıcı hayvan korkusundan dışarıya çıkamazken, 1990'lı yıllarda insanlardan korktuğumuz için çıkamıyorduk. Bir saat haber alamadığımız kişinin kaçırıldığını düşünüyorduk" dedi.

"Eski günlere geri dönmeyelim istiyoruz"

Üzüm, Çözüm Süreci'ni desteklediklerini, barışla neticelenmesini arzu ettiklerini aktardı.

Bu konuda herkesin elinden gelen çabayı göstermesi gerektiğine dikkati çeken Üzüm, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çözüm Süreci devam etsin, eski günlere geri dönmeyelim istiyoruz. Bu huzuru ve barışı koruyalım. Savaştan, çatışmalardan kaçanlar bugün Türkiye'ye sığınıyor ve Türkiye onlara bakıyor ama bizim gidecek yerimiz yok. Sokağa dökülmek, ev yakmak, araba yakmak çözüm değil. Tüm siyasi partilerden gereken sorumluluğu göstermesini bekliyoruz. Dış güçlerin oyununa kimse gelmesin. Oyuna gelen zarar eder."

Güvenli olmadığı gerekçesiyle köyden yaklaşık 50 hanenin 1990'lı yıllarda göç ettiğini anlatan Üzüm, Çözüm Süreci ile sağlanan gelişmelerin kıymetinin bilinmesi gerektiğini vurguladı.

20 yıldır saldırının izini taşıyor

Köydeki saldırıda teröristlerce döşenen mayına basarak ayağından yaralanan geçici köy korucusu Abdulhalim Rüzgar da katliamın izini 20 yıldır ayağında taşıdığını anlattı.

"Saldırıya korucular karşılık veremesin diye yola mayın döşemişler. Köye giderken mayına basıp sağa ayağımdan yaralandım" diyen Rüzgar, 20 yıldır tedavi gördüğünü ancak yaranın kapanmadığını dile getirdi.

Rüzgar, gazi olduğunu ve devletten destek beklediğini sözlerine ekledi.

AA