Tarihi Hüsrev Paşa`da İtikâf heyecanı
Ramazanın son 10 gününde yapılan itikâf sünneti, Van`ın tarihi Hüsrev Paşa camiinde farklı bir atmosferde devam ediyor.
Türkiye genelinde 393 cami ile en fazla itikâfa yer ayıran Van`da, tarihi camilerde de itikâf heyecanı yaşanıyor.
İtikâfta bulunan Vanlılar ise tarihi camilerde itikâfa girmenin çok farklı bir duygu olduğunu belirterek, Burada yüzlerce Allah Dostunun itikâfa girdiği bilinci ve Hüsrev Paşa Camii`nin sesiz olmasından dolayı farklı bir itikâf geçirdiklerini belirttiler.
“Tarihi camilerde itikâf bir başkadır”
İtikâfta bulunan Tarihi Hüsrev Paşa Camii İmam Hatibi Ahmet Hüsrev Koyuncu, Cuma namazının kılındığı camilerde İtikâfa girmenin daha Efdal olduğunu belirterek, “Burası farklı bir mekân, çarşıda ve diğer camilerde gelen seslerden gürültülerden burası tamamen uzaktır. Tarihi bir camidir. 1567 yılında yapıldığı için o günden bu yana Büyük insanlar, evliyalar, veliler, alimler ve Allah dostları burada namaz kılmışlardır. Dua etmişlerdir. Zikir etmişlerdir. Ders alıp derler vermişlerdir. Bizler de onların yolundan giderek hacılarla birlikte itikâf yapıyoruz. Tabi buradaki atmosfer farklıdır.” dedi.
“Kim unutulmuş bir sünneti ihya ederse ona 100 şehit sevabı vardır”
Hz muhammed`in (sav) tekrar gündeme getirilmesi ve sünnetinin hatırlanması gerektiğini dile getiren Ahmet Hüsrev Koyuncu, ‘Kim Allah Resulü (sav)`nün unutulmuş bir sünnetimi ihya ederse ona 100 şehit sevabı vardır` mealindeki Hadis-i hatırlattı. Koyuncu, “Gerek yaşlılar gerekse gençler, herkes Ramazan ayının son günlerinde ve ya bu günden itibaren buraya gelebilirler. Buranın dua ortamı farklıdır. Kur`an-ı Kerim okumak farklıdır. Zikir etmek farklıdır. Ben herkesi Peygamber Efendimizin (sav) unutulmaya yüz tutmuş bu sünnetini ihya etmeye davet ediyorum.” diye konuştu.
İtikâf ibadetini ihya eden vatandaşlar ise bu duygularını anlatmakta zorlandıklarını ifade ederek herkesi Rabbiyle baş başa kalmaya davet ettiler.
“Gençliğimiz nereden bozulmuşlarsa onarıma oradan başlamamız gerekir”
Beş yıldır burada İtikâfa girdiğini anlatan Hacı Gazanfer Güzler, genelde Kur`an`la meşgul olduklarını, meal ve tefsirler okuduklarını belirterek, “Ayrıca Allah dostlarının kitaplarını okuyoruz. Geceleri bilhassa teheccüt namazlarıyla, zikir ve tefekkürle geçiriyoruz. İnsan ölüm ve sonrasını tefekkür edip idrak ederse ona göre hayatına çeki düzen verir.” şeklinde konuştu.
Güzler, “Hayatımızın düzeni de Kur`an ve sünnetle mümkündür. Dolayısıyla tavsiyemiz gençliğimiz nereden bozulmuş ona bakıp onarıma oradan başlamamız gerekir. Ki Kur`an`dan uzaklaşmışlığın kopma noktası olduğunu biliyoruz. Kur`an ve Peygamber Efendimiz (sav)`in sünnetine sarıldığımızda inşallah kurtuluşa ereceğiz. Rabbim buna sarılıp kurtuluşa erenlerden eylesin.” ifadelerini kullandı.
“Ramazan ayı, tamamı itikâfla geçirilmesi gereken bir aydır”
İtikâf denilince herkesin 10 gün boyunca tamamen camiye kapanma olarak algıladığını anlatan Cemalettin Özel, İmam Hanefi mezhebinde bir an bile itikâf yapılabildiğini hatırlatarak, “İtikâf niyetiyle bir an bile camilerde bulunmak isterseniz ve niyetlenirseniz bu da itikâf olur. Ben bu yönüyle Ramazan`ın son 10 gününde herkese şunu tavsiye ederim: Camiye girdiklerinde niyetlerini getirmeleridir. Böyle yaptıklarında da camide bulundukları sürece itikâfta sayılırlar. Allah Resulü her Ramazan ayında 10 gün girmiş ancak vefat edeceği sene 20 gün itikâfta kalmış. Bu da gösteriyor ki aslında Ramazan ayı, tamamı itikâfla geçirilmesi gereken bir aydır. Ramazan ayının bütün günleri ibadet adına değerlendirilmesi gereken çok kıymetli anlardır.” şeklinde konuştu.
“Bu duyguları yaşamak gerekir anlatmak yetmez”
İtikâf sünnetini tarihi bir camide ihya etmenin hazzını yaşadıklarını anlatan Osman Erdemir ise “Burada zikir, Kur`an-ı Kerim okuma, tefekkür etme ve düşünme fırsatı buluyorsunuz. Güzel bir haldir. İnsan böyle bir zamanda hem kendisine hem de Rabbine zaman ayırmış olur. Burada Kur`an-ı Kerim okuyoruz. Arkadaşlarla sohbet ediyoruz. İstişareler yapıyoruz. Tefekkür edip rabbimize sığınıyoruz. Ayrıca Tüm kardeşlerimi de burada itikâf yapmaya davet ediyorum. Çok güzel bir duygudur. Bundan dolayı da yaşamak gerekir anlatmak yetmez.” diye konuştu. (Murat Dalgın-İLKHA)