Başbağlar, katliamdan ziyade bir soykırımdır
Başbağlar Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük katliamlarından biri olan Başbağlar katliamının katliamdan ziyade bir soykırım olduğunu ifade etti.
5 Temmuz 1993 yılında PKK tarafından Erzincan’ın Başbağlar köyünde büyük bir katliam gerçekleştirildi. Köyü basan bir grup PKK'li camiye yönelip erkekleri topladıktan sonra tek tek evleri dolaşıp geri kalan erkekleri de köy meydanında toplayıp kurşuna dizdi. Bir kadın, bir çocuk ve 31 erkeğin katledildiği olay faili meçhul kalmaya devam ediyor. Başbağlar davası ve gelinen süreci konuştuğumuz Başbağlar Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya, dava sürecinde yaşanan skandalları anlattı.
Başbağlar davası faili meçhul kalmaya devam ediyor
Başbağlar katliamından dolayı hiç kimsenin ceza almadığını ifade eden Dikkaya, “Şu anda katliamdan dolayı cezaevinde kimse yok. Başbağlar davası tamamen faili meçhul kalmaya devam ediyor. Bu davaya kör ve sağır kalındı, kalınıyor. Dava dosyasının üzerinden geçen yıllardan sonra zaman aşımına uğrama tehlikesi vardı. Sonra insanlık suçu kapsamında değerlendirilerek zaman aşımı kapsamına girmedi. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonuna giderek Başbağlar katliamı ile ilgili bilgi verdik. Bu görüşmeden de pek bir şey çıkmadı.” dedi.
Başbağlar dava dosyası tekrar incelensin
Yaşanan katliamın faillerinin bir an önce yargı önüne çıkarılması gerektiğini belirten Dikkaya, “2013 yılında Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatı ile Sivas ve Başbağlar katliamının birlikte incelenmesi için Devlet Denetleme Kurumuna (DDK) talimat verdi. Daha sonra bizleri çağırdılar. Yaklaşık 6,5 saat süren bir görüşme yaptık. 2014 yılının Haziran ayında Sivas Sonuç Raporu alelacele açıklanmasına rağmen Başbağlar Dava dosyası akamete uğradı. Şu anki Cumhurbaşkanından beklentimiz odur ki, dava dosyası tekrar incelensin. Bu katliamın öncesi, katliam sırasında ve mahkeme safhası dâhil bütün boyutlarıyla incelenip hangi karanlık güçler tarafından bu senaryonun yazılıp oynandığını ortaya çıkarmasını bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Bu katliam bir yıl önceden planlandı
Sivas’ta yaşanan olaylar siyasiler ve yetkililer tarafından gündem edilirken, Başbağlar’ın konuşulmamasını çifte standart olarak değerlendiren Dikkaya, “1993 yılından bu yana bu çifte standart değişmedi hala devam ediyor. Vicdan sahibi herkesin Sivas’a sahip çıktığı gibi Başbağlar’a da sahip çıkması gerekiyor. Çünkü Sivas ve Babağlar’da yaşananlar olayların bir yıl öncesinden ortaya konmuş oyun ve planlardan olduğunu söyleyebilirim. Başbağlar katliamında, katliamın Sivas’ın intikamı olduğu notu bırakılmıştı. Başbağlar Katliamı, Madımak'a misilleme olarak yapıldıysa dünyanın hangi örgütü 3 gün içinde örgütlenip böyle bir katliam yapabilir? Ve bunu yaparken de ortada hiçbir delil bırakmadan gidebilir bu mümkün değil. Bir dönem Bülent Ecevit de Başbağlar ve Madımak’ın aynı eller tarafından yapıldığını söylemişti.” şeklinde konuştu.
Köyün bütün erkeklerini toplayıp şehid ettiler
1993 yılından bu yana gittikleri tüm kapıların yüzlerine kapandığını söyleyen Dikkaya, “Medya bile Madımak’ı görüp Başbağlar’ı görmüyor. Eğer mesele yakılmak ise Başbağlar’da 5 kişi evin içinde yakılarak katledildi. Hem kurşunlandılar hem de yakılarak şehit edildiler. Bir çocuk, bir kadın ve 31 erkek vahşice katledildi. Başbağlar katliamdan ziyade bir soykırımdır. Çünkü köyün bütün erkeklerini toplayıp şehid ettiler. Öncelikle camideki erkekleri toplayıp daha sonra da evlerde olan erkekleri de getirip katlettiler. Tamamı mütedeyyin ve hiç kimseyle bir dertleri olmayan bu insanların katledilmesini medyada ve halk arasında yeterince gündem edilmemesi bizleri üzüyor.” dedi.
Herkes bu katliama güçlü bir şekilde itiraz etmeli
Müslümanların çoğunun Başbağlar katliamına yeteri kadar ses çıkarmadığını belirten Dikkaya, “Olaylara baktığımızda Madımak’ta bir tahrik ve provokasyon görebiliriz. Ama Başbağlar’da bu da yoktu. İşinde gücünde olan mütedeyyin insanların bir akşam vakti cami ve evlerinden alınarak katledilmesi olayıdır. Bütün Müslümanların Başbağlar’ı sahiplenmesi gerekirdi. Bu katliama güçlü bir ses ile itiraz etmeliydi. Katliamı gerçekleştirenlerin medyaya veya kamuoyuna bir baskıları mı oldu ki bu insanlar bu kadar duyarsız ve sessiz kaldı?” şeklinde konuştu.
Bu katliamın failleri bir an önce ortaya çıkarılsın
Tüm kesimlerin bu davayı sahiplenmesi gerektiğini ifade eden Dikkaya son olarak şunlara söyledi: “Bu katliamın üzerine özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan başta olmak üzere, şu andaki hükümet yetkililerine ve bakanlarına çağrımız 1990’lı yılların faili meçhul cinayetlerinin üzerine gidilip araştırılmasıdır. Başbağlar davasının da devlet Denetleme Kurulunda incelenerek dosyanın açılıp bu katliamda parmağı olan tüm kesimlerin, tetiği çeken ve çektirenlerin ortaya çıkarılmasını bekliyoruz. İslami Camia ve STK’lardan beklentimiz özelde Başbağlar genelde ise tüm Müslümanlara yönelik olan saldırılara karşı seslerini yükseltmelidir.” (M. Erkan Yavuz - İLKHA)