• DOLAR 34.615
  • EURO 36.602
  • ALTIN 2943.625
  • ...
“Bölgede yaşanan faili meçhuller 90`lı yıllarla sınırlı değil”
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 90`lı yıllarda işlenen ve birçoğunun devlet içerisinde yapılanmış illegal devlet yapılanmaları ve günümüz tabiriyle Paralel Yapı olarak isimlendirilen Fetullahçı polis ve yetkililer tarafından işlendiği ortaya çıkan cinayetler hakkında HÜDA-PAR genel başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a bir rapor sunmuştu.

HÜDA-PAR genel başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz`ın raporunu değerlendiren HÜDA-PAR GİK üyesi Avukat Mehmet Mehdi Oğuz, yaşanan mağduriyetlerin 90`lı yıllarla sınırlı olmadığını belirterek, mağdur ailelere hukuki anlamda haklarını aramaları için tavsiyelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`a, başbakanlığı döneminde sunulan raporda özellikle 90`lı dönemlerde yaşanan kirli tezgâhlar ve sebep olan mağduriyetlerin üzerinde durulduğunu belirten Mehmet Mehdi Oğuz, konuyla ilgili İlke Haber Ajansına (İLKHA) önemli değerlendirmelerde buldu.

Raporla ilgili küçük bir düzelme…

Söz konusu raporla ilgili yaşanan küçük bir yanlış anlaşılmayı düzeltme ihtiyacı hisseden HÜDA-PAR GİK üyesi Av. Mehmet Mehdi Oğuz, verilen raporun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın Başbakanlığı döneminde, Dönemin Mustazaf-Der Başkanı Av. Mehmet Hüseyin Yılmaz tarafından sunulan bir rapor olduğunun hatırlattı.

“Bölgede 2010`dan sonra faili meçhuller devam etti”

Gerek 90`lı dönemlerde  gerekse de sonrasında yaşanan faili meçhul ve benzeri mağduriyetlerle ilgili Parti olarak da çok ciddi taleplerin olduğunu anlatan Av. Oğuz, Sivil Toplum Kuruluşu olarak faaliyet yürüttükleri dönemde ve Parti sürecinde bu tür yapıların ortaya çıkarılması ve mağduriyetlerin giderilmesi adına bir çaba ortaya koymalarına rağmen Hükümetin bu nokta gerekli adımları atmadığını söyledi.

‘MOBESE`leri çalıştırmamıza izin vermiyorlar`

AK Parti hükümetinin bölgede yaşanan bu karanlık meselelerin üzerine gitmede ciddi davranmadığına ve sadece kendisine yönelik yaşanan saldırılarda tavır aldığına dikkat çeken Av. Oğuz, “Bu da yaşananların o dönemlerle sınırlı kalmamasına neden oldu. Söz konusu rapor, eğer zamanında değerlendirilseydi belki birçok benzer olayında önüne geçilebilirdi. En bariz örneklerinden bir tanesi 2011`de yaşanan ve Mustazaf-Der Yüksekova Şube Başkan Yardımcısının Şehid edildiği olaydır. Hatırlanacağı üzere 5 Mayıs 2011'de polislerin gözleri önünde cereyan eden bu olayla ilgili halen de tek fail dahi yakalanmamıştır. Kaldı ki dava sürecinde medyaya da yansıdı yanılmıyorsam, o gün MOBESE kameralarının çalışmaması, Polisin tavrı, yapılan kamuoyu baskısı neticesinde İlçede yetkili makamların ‘MOBESE`leri çalıştırmamıza izin vermiyorlar` yönündeki beyanatları bir araya getirdiğinizde burada kimi karalık yapıların hala aktif olduklarını görmek mümkündür.

Sorunların üzerine gitmede  ve faillerin bulunmasında bir çifte standardın yaşandığına dikkat çeken Oğuz,  gündüz vakti polislerin gözleri önünde vurulan Ubeydullah Durna`nın katillerinin halen daha bulunamazken, aynı dönemde Hakkâri merkezde sabah namazında sonra katledilen ve hiçbir görgü tanığı olmayan İmam Aziz Tan olayında ise cinayetin çok kısa bir süre içerisinde aydınlatılarak faillerinin yakalandığını söyledi.

Oğuz, “Bu da gösteriyor ki,  Şehid Ubeydullah Durna olayında karanlık eller vardı. Yine Bingöl Karlıova`da yaşanan olaylar; Dernekleşme sürecinden parti sürecine kadar HÜDA-PAR camiasına yapılan birçok saldırının aydınlatılmadığına şahit olmaktayız.” dedi. 

“Karanlık yapılar halen bölgede ve çok güçlü”

Bu karanlık noktaların önüne geçilmede ciddi bir samimiyetsizlik olduğunu ve 90`lı yıllardaki zihniyetin çok da değişmediğine şahit olduklarını ifade eden Av. M. Mehdi Oğuz,  söz konusu karanlık yapıların halen bölgede olduğunu ve ciddi anlamda varlık gösterdiklerini belirterek, özellikle bu dönemde birçok kirli planın devreye sokulduğunu söyledi.

“Mağdur ailelerimizin sesi olmaya hazırız”

90`lı dönemler ve sonrasında yaşanan Faili meçhul ve benzeri mağduriyetlerle hukuki anlamda yıllardır mücadele ettiklerini aktaran Av. Oğuz, “Mustazaf- Der olarak bu noktada geçmişte çok ciddi ve kapsamlı raporlar hazırladık. Yine HÜR-DER bu konuda ciddi çalışmalar ortaya koydu. Bu noktada mağdur olan vatandaşlarımız özellikle HÜR-DER başta olmak üzere bu haklarını savunabilecek STK`lara müracaat etmeli. Ben de hali hazırda HÜR-DER üyesiyim. Hukuki anlamda bu ailelerimizin sesi olmaya çalışacağız.” dedi.

“HÜDA PAR`da mağdurların yanındadır”

HÜDA-PAR olarak da bu yönde siyaseten mağdurların yanında olduklarını da sözlerine ekleyen Av. Oğuz, Özellikle bu mağduriyetlerin siyasi arenada gündem yapılması konusunda özel çaba sarf ettiklerini de sözlerine ekledi.

Öte yandan son günlerde 90`lı dönemlerde yaşanan Susa, Başbağlar ve Sündüs Yaylası katliamı gibi birçok toplu katliamların failleri bulunmazken kişisel bazda işlenen birçok faili meçhul ise gündeme dahi getirilmedi. (Murat Dalgın-İLKHA)


 

Bu haberler de ilginizi çekebilir