Başbağlar Katliamı`nın 22. yılı
Erzincan Kemaliye`ye bağlı Başbağlar köyünde 28 kişinin kurşuna dizilip katledilmesi, 5 kişinin ise vahşice ateşe atılarak yakılmasının üzerinden 22 yıl geçmesine rağmen olayın failleri hala bulunmadı.
Tarihler 5 Temmuz 1993`ü gösterirken gözü dönmüş katiller Erzincan`ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde bir kez daha Müslüman kanına, necis ellerini bulaştırdılar. Sivas Madımak`ta yaşanan olaydan 3 gün sonra bu olayın bir nevi intikamı olarak gerçekleştirilen Başbağlar katliamı hala yürekleri yakmaya devam ediyor.
33 kişiyi şehit ettiler
İslam düşmanı, kinle dolu eşkıya çetesi bir akşam namazı vaktinde camiye yöneldiler ve cami imamı Adil Hoca başta olmak üzere, 28 Müslümanı hunharca katledip köyü ateşe verdiler. Kadınların ziynet eşyalarını yağmalayan, arabaları toplayıp ateşe veren müfsitlerin ortalıkta kol gezdiği bugünde toplam 33 Müslüman katledildi. Katiller arkalarında 30 dul kadın, 70 yetim ve enkaza dönmüş bir köy bırakarak karanlık dünyalarına çekildiler. Olaya basının duyarsız kalması bir yana, yargı süreci de neticesiz kaldı ve dava kaldırıldı.
Başbağlar katliamının ardından gözaltına alınan 16 kişi serbest bırakıldı. Ancak bu karara Erzincan Devlet Güvenlik Mahkemesi itiraz etti. DGM yargıçları tarafından oluşturulan kurul, 4 saatlik bir toplantının ardından şüphelileri serbest bıraktı. Dava daha sonra İzmir DGM`ye gönderildi. 1998`de çıkan kararda 2 sanık terör örgütü üyeliğinden hapse mahkûm edilirken diğerleri serbest bırakıldı.
Katliamı yaşayanlardan E.A gördüklerini şöyle anlatıyor: “Akşam namazına duracaktık ki torunum geldi. Anarşistlerin köyü bastığını söyledi. Ben de hemen kapıyı kapattım. Kapıyı kapatırken, beni gördüler. Gelip kapıyı açmamı istediler. Ama ben kapıyı açmadım. Dönüp gittiler. Biz namazımızı kılıp dua etmeye başladık. Pencereden baktım ki komşunun kapısını kırıp evdeki erkeği dışarı çıkardılar. Bir adamı başına diktiler. Tüfeği dayadılar ve beklemeye başladılar. Birkaç kişi geldi, bizim kapıyı kırıp içeri girdiler ve evde erkek olup olmadığını sordular. Erkeklerin evde olmadığını söyleyince evin içine girdiler. O sırada yanımda bulunan parayı onlara doğru uzattım, belki parayı alır da bir şey yapmadan çekip giderler diye. Parayı aldılar, tüfeğin ucuyla beni, gelinimi, torunumu iterek dışarı çıkmamızı istediler. Çıkarken geri döndüm ki odaya bomba koyuyorlar. Dışarı çıktıktan sonra evi ateşe verdiler. Beni götürürlerken itip kaktılar. Hasta ve yaşlı olduğumu söyledimse de beni sürüklediler. Kadınların toplandığı yere götürdüler. Etrafımıza bomba koydular. Bir taraftan da evleri ve arabaları yaktılar.” dedi. (İLKHA)