Dua Edelim
Dünyanın birçok yerinde müslümanlar şehid ediliyor, topraklarından sürülüyor, zindanlara atılıyor, işkenceye uğruyor Bu kardeşlerimizin acısı bizim acımız, sevinci bizim sevincimizdir. Dua kapılarının sonuna kadar açıldığı bu ayda kardeşlerimize, dua silahı ile kuşanıp destek olalım. Âlimler, özellikle Ramazan`da yapılacak duaların önemine vurgu yaptı; Tüm Müslümanlar dua silahıyla kuşansın` dedi
Şükrü Gündüz / Doğruhaber
İslam ümmeti yıllardır kan ağlıyor. Kürdistan, Afganistan, Irak, Suriye, Mısır, Filistin, Bangladeş, Doğu Türkistan, Pakistan, Libya ve daha nice ülkelerde Müslüman kanı oluk oluk akıyor.
Müslümanların bir araya gelmemesi ise bu acıların devam etmesine sebep oluyor. Vahdet için yapılan birçok çağrı yeterince karşılık bulmıyor. Duaların kabul olduğu bu ramazan ayında yeryüzündeki tüm Müslümanların ve bu ümmetin sorunlarının son bulması için alimler duaya çağırdı.
Ümmetin halini değerlendiren alimler, can-ı gönülden, gözyaşı dökerek, kardeşlerimizin acılarını yüreğimizde his ederek dua edelim; dua silahını kullanarak Allah`ın; küfrün hile ve desiselerini altüst etmesi için yakarışta bulunalım, dedi.
DUA MÜ`MİNİN SİLAHIDIR
Duanın Müslümanlar için çok önemli bir silah olduğunu ifade eden âlimler, özellikle bu ramazan ayında tüm Müslümanların sıkıntılarından kurtulmaları için, Müslümanların çokça dua etmeleri gerektiği tavsiyesinde bulundu. İTTİHAD Üyesi Molla Mustafa Durgun; Dua Mü`minin silahıdır. İnsan nasıl ki düşmanlarına karşı silahsız duramazsa aynı şekilde duasız da duramaz. Bizim iki çeşit düşmanımız vardır: Biri zahiri düşmanımız olan İsrail, ABD vb. İslam düşmanları, diğerler düşmanımız da nefis ve şeytandır” şeklinde konuştu.
DUANIN GÜCÜNÜ FARK EDELİM
Müslümanların duanın gücünü iyi idrak etmeleri gerektiğini söyleyen Cemal Çınar Hoca, “Dünya genelinde Müslümanlar için dua etmeli, ittihad olmazsa bile ittifak edecekleri noktalarda buluşmak için Allah`a yalvarmalıyız. Duanın rafa kaldırılması maneviyatın yok olmasına yol açar. Gözümüzü, dilimizi ve ağzımızı haramlardan muhafaza edebildiğimiz kadarıyla dualarımız kabul olur” diye konuştu.
FİİLİ VE KAVLİ DUA ALLAH KATINDA MAKBULDÜR
Duanın hem fiili hem de kavli olarak yapılması gerektiğini ifade eden Siyer Araştırmaları Vakfı Genel Başkanı M. Emin Yıldırım Hoca, “Dünyanın dört-bir yanında ve ülkemizde de mazlum ve mustazaf insanlar var. Ramazan bir fırsattır, onların dertleri ve sıkıntıları ile ilgilenmek ve onlara yardım etmek için gerekenleri yaptıktan sonra ellerimizi açıp cenabı Allah`a yapacağımız dualarımızın Rabbimiz katında makbuliyeti olacaktır” dedi.
DUA BELALARI SAVUŞTURAN GÜÇLÜ BİR SİLAHTIR
Duanın müminler için kendilerini koruyan ve belaları savuşturan bir silah olduğunu söyleyen İTTİHAD (İslami Tebliğ, Tedris, İlim ve Hareket Adamları Derneği) Üyesi Molla Mustafa Durgun; Dua Mü`minin silahıdır. İnsan nasıl ki düşmanlarına karşı silahsız duramazsa aynı şekilde duasız da duramaz. Müslümanlar olarak hep beraber duaya yönelmeliyiz. Çünkü yeryüzünde Müslümanların Allah`tan başka dostu yoktur.
Müslümanlar bu dostunu unutmuş, kaybetmiş, gaflete düşmüşler. Allah da kullarını kendi haline bırakmış ve bekliyor ki ne zaman tövbe edip kendisine dönecekler? Ben her zaman ‘Allah`ım Ümmeti Muhammedin kalplerini birbirleri ile uzlaştır, onların birbirlerine muhabbetlerini arttır, onların kelimelerini birleştir, onlardan her türlü kötülükleri, fitneleri uzaklaştır, Sen Kadir-i mutlaksın.` diye dua ediyorum, diye konuştu.
DUA FİRAVUN VE NEMRUTLARI DEVİRİR
SECDE VE DUA İLE ALLAH`TAN YARDIM İSTEMELİYİZ
Şeytanın insana dört taraftan yaklaştığını ancak insanların secde ve dua ile onun şerrinden korunabileceğini söyleyen Molla Mustafa Durgun, “Şeytan Allah katından kovulduğu vakit Allah-u Teâlâ`dan kıyamete kadar süre istedi. Ve doğru yol üzerinde oturarak Müslümanları yoldan çıkarmak için istediği mühleti Allah ona verdi. Şeytan da insanlara sağından, solundan, önünden ve arkasından sokularak kötülüğü ve Allah`a karşı isyanı fısıldar.
Peygamber Efendimiz döneminde bunu duyan sahabeler Efendimize giderek Peygamberimize yakarıyorlar. Sahabeler, ‘Şeytan bize her yönümüzden yaklaşacak, biz nasıl korunacağız` diyorlar. Peygamberimiz de, ‘Ümitsiz olmayın. İnsanların dört yönü tek yoktur. İnsanların altı yönü vardır. İnsanların üst ve alt yönleri de vardır. Allah (c.c) Müslüman kullarının hatırına bu yönleri şeytanın aklına getirmedi. İnsanın alt yönü secde yönüdür.
Sıkıntıya düştüğünüzde secdede Allah`tan yardım dileyin. Diğer bir yön olan üst yön ise dua yönüdür. İnsanlar ellerini açarak acizliğini ve sıkıntılarını Allah`a iletiyor.` şeklinde cevap veriyor. Allah u Teâlâ çok cömerttir. Bizler Ümmetin düştüğü bu zilletten kurtulması için her zaman duada bulunmalıyız” şeklinde tavsiyelerde bulundu.
Duanın gücü ile nemrut ve firavunların yenildiğini söyleyen Molla Mustafa Durgun, “Duanın İslam`da çok büyük yeri vardır. Allah (c.c.) Furkan Suresinin son ayetinde şöyle buyuruyor; ‘Deki Ya Muhammed, eğer sizin duanız olmazsa sizin Allah katında ne değeriniz olurdu.` Biz kullar acizliğimizi anlayıp günahlarımızdan tövbe ederek ona yönelmemiz neticesinde Allah katındaki değerimiz de artar. O dua ki Hz. İbrahim`i Nemrudun ateşinden, Hz. Musa`yı Firavun`un düşmanlığından, Peygamber Efendimizi müşriklerin şerrinden kurtardı. Ramazan ayında özellikle de sahur vaktinde çokça dua etmeliyiz. Ümmetin içindeki bu durumdan kurtulması için çokça dua etmeliyiz, Rabbimize sığınmalıyız” şeklinde konuştu.
ORTAK DÜŞMANIMIZ AMERİKA, İSRAİL, ŞEYTAN VE NEFSİMİZDİR
Müslümanlar olarak birleşmeliyiz. Düşmanlarımıza karşı birlik olmalıyız” diyen Molla Mustafa Durgun Hoca, “Bizim iki çeşit düşmanımız vardır.
Biri zahiri düşmanımız olan İsrail, ABD vb. İslam düşmanlarıdır. Diğer bir düşmanımız da nefis ve şeytandır. Diğer düşmanların şerri bizi bu düşmanın şerri kadar etkilemiyor. Zahiri düşmanlar bizi öldürdüğünde cennete gideriz İnşaallah. Ama nefis ve şeytanın bizi vurmasında ise cehenneme gideriz Allah muhafaza. Bu yüzden nefsin ve şeytanın şerrinden Allah`a sığınmalıyız” dedi.
DUALARIMIZDA TÜM DÜNYA MÜSLÜMANLARINI UNUTMAYALIM
Duaların kabul olabilmesi için kişinin Allah`ı gazaba getirecek amellerden kaçınması gerektiğini ifade eden Cemal Çınar Hoca, “Müslüman bir bireyin dua yapan ağzından haram lokma geçmemesi lazım. Bunun gibi duanın kabul olmasının ön şartları vardır. Bunlar yerine getirildikten sonra yapılacak dua inşaallah makbul olacaktır.
Dünya genelinde Müslümanlar için dua etmeli, ittihad olmazsa bile ittifak edecekleri noktalarda buluşmak için Allah`a yalvarmalıyız. Müslümanların ihtilaflarından istifade eden şer güçleri, kardeşi kardeşe düşman ediyor. Ellerinde yetki olan kurum ve kuruluşlara basiret nasip etsin diye Allah`a yakararak dua etmeliyiz. Bunların başında âlimlerimiz geliyor.
İslam âleminin ulemasına halkın ittifak etmesi ve bu noktalarda bir araya gelecekleri basireti versin diye dua etmeliyiz. Bugün âlem-i İslam`ın en büyük sorunu yönetimde gerçek anlamda ilmi ile amel edenlerin olmayışıdır. İslam ulemasının toplumun yönetilmesinde söz sahibi olması için devamlı olarak dua ediyorum. Kur`an`ın, ilmin ve Sünnetin bilincinde olanların toplumun en üst kademelerinde yer almasını Allah`tan niyaz ediyorum” diye konuştu.
MÜSLÜMANLAR DUANIN GÜCÜNÜ İDRAK ETMELİ
Müslümanların duanın gücünü iyi idrak etmesi gerektiğini söyleyen Cemal Çınar Hoca, “Duanın rafa kaldırılması maneviyatın yok olmasına yol açar. Dua eden bir Müslümanın kendi acziyetini bilerek ellerini açması, asıl güç ve kudret sahibinin sadece Allah c.c olduğunu idrak etmesi gerekiyor. Gözümüzü, dilimizi ve ağzımızı haramlardan muhafaza edebildiğimiz kadarıyla dualarımız kabul olur” dedi.
DUA HEM FİİLİ HEM KAVLİ OLMALIDIR
Duanın hem fiili hem de kavli olarak yapılması gerektiğini ifade eden Siyer Araştırmaları Vakfı Genel Başkanı M. Emin Yıldırım Hoca, “Önce fiilen yapmamız gereken işleri yapmadan dua edersek böyle bir duanın kabul edilip edilmeyeceği Allah`a kalmış. Sünnettullah gereği yapmamız gerekenleri tam anlamı ile ortaya koymamız gerekiyor. Dünyanın dört biryanında ve ülkemizde de mazlum ve mustazaf insanlar var.
Ramazan bir fırsattır, onların dertleri ve sıkıntıları ile ilgilenmek ve onlara yardım etmek gerekiyor. Fiili duayı mazlumların dertlerine deva olacak adımlar atarak ortaya koyabiliriz. Bunları yaptıktan sonra ellerimizi açıp cenabı Allah`a yapacağımız dualarımızın Rabbimiz katında makbuliyeti olacaktır.
O zaman dualarımız anlam kazanacaktır” şeklinde konuştu. Duanın hem fiili hem de kavli olarak yapılması gerektiğini ifade eden Siyer Araştırmaları Vakfı Genel Başkanı M. Emin Yıldırım Hoca, “Önce fiilen yapmamız gereken işleri yapmadan dua edersek böyle bir duanın kabul edilip edilmeyeceği Allah`a kalmış. Sünnettullah gereği yapmamız gerekenleri tam anlamı ile ortaya koymamız gerekiyor. Dünyanın dört biryanında ve ülkemizde de mazlum ve mustazaf insanlar var.
Ramazan bir fırsattır, onların dertleri ve sıkıntıları ile ilgilenmek ve onlara yardım etmek gerekiyor. Fiili duayı mazlumların dertlerine deva olacak adımlar atarak ortaya koyabiliriz. Bunları yaptıktan sonra ellerimizi açıp cenabı Allah`a yapacağımız dualarımızın Rabbimiz katında makbuliyeti olacaktır. O zaman dualarımız anlam kazanacaktır” şeklinde konuştu.
SAHABELER GİBİ DUA EDELİM
Müslümanların birbirlerine karşı olan muhabbetinin Allah`ın istediği gibi olması gerektiğini söyleyen Yıldırım, “Günümüzde Müslümanların en büyük eksikliklerinden bir tanesi de iman edenlerin birbirlerine karşı yüreklerinde duydukları muhabbetin Allah`ın istediği kadar olmamasıdır. Sizin aracınızla kardeşlerime şunu iletmek isterim; sahabenin şöyle bir duası var: ‘Allah`ım iman eden hiçbir kardeşime karşı yüreğimde kin bırakma` Bu dua da bizim duamız olursa, İnşaallah Allah-u Teâla bize merhamet eder ve dualarımızı kabul etmiş olur” dedi.