• DOLAR 34.612
  • EURO 36.7
  • ALTIN 2918.457
  • ...
İnsanların bu ayda Kur`ani bir hayat yaşamaya gayret etmeleri gerekir
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Bölgenin tanınmış âlimlerinden Molla Sahap Korkutata, mükâfatının sadece Allah'u Teâlâ tarafından verildiği bir ibadet olan Ramazan orucu ve Ramazan ayı hakkında açıklamalarda bulundu.

Ramazan ayının rahmet ve mağfiret ayı olduğuna dikkat çeken Korkutata, Müslümanlar tarafından bu ayda bol bol sadaka verilmesi, namazların cemaatle kılınması ve Kur'an ile haşir neşir olmaya gayret gösterilmesi gerektiği tavsiyelerinde bulundu.

‘Ramazan Kur`an`la şan ve şeref bulmuştur`

Ramazan deyince akla gelen ilk şeyin oruç olduğunu belirten Korkutata, “Biz Müslümanlar şunu bilelim ki bu Ramazan Kur`an ayıdır. Ramazan Kur`an`la şan, şeref bulmuştur. Kur`an`la değerli ve kıymettar olmuştur. Cenab-ı Allah Kur`an`ın bu ayda indirildiğini bizlere buyuruyor. Madem Ramazan ayı Kur`an`la değer bulmuştur ve bu ayda insanlar için farz kılınmıştır. Dolayısıyla insanlar da bu ayda Kur`ani bir hayat yaşamaya gayret etmelidir.” dedi.

Bu ayda Kur`an`a iltifat edilmiyorsa kupkuru bir oruç tutulduğunu ifade eden Korkutata, “Dolayısıyla Resulullah Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor; ‘Çok oruç tutanlar var ki acıkma ve susamaktan başka kendilerine bir şey yoktur.` Müslümanlar unutmamalı ki tek kurtarıcı Allah`ın kelamı olan Kur`an`dır. Aynı zamanda nurdur, yol gösterendir ve hidayettir. Dolayısıyla insanlar bu ayda Kur`an-ı Kerimi tamamen gözden geçirmelidir. İnsanlar eğer bu Ramazan ayında tuttukları oruçla cennete girmek istiyorsa, Allah`ın rızasına ulaşmak istiyorlarsa Kur`ani bir insan olmalılar ki oruçları da İslami bir oruç olsun. Çünkü Ramazan ayı oruç ve Kur`an ayıdır.” ifadelerini kullandı.

Ramazan ayında insanların kendisini sorgulamaları gerektiğini ifade eden Korkutata, Müslümanların ihya olabilmesi için Kur`an`ın tefekkür edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Açıklamasının devamında Ramazan ayında kimlerin oruç tutması gerektiğini belirten Korkutata, “Kendisine zarar verecek derece hastalığı bulunan kişiler, güvenilir yani oruca karşı olmayan doktorlardan bu bilgiyi alıyorsa, o zaman hastalığından dolayı oruç tutması da caiz değildir. Meşakkatli bir yolculukta bulunan kişiler de hastalar gibi oruç tutmaları farz değildir ancak her iki kısım insanlar da söz konusu sıkıntıları ortadan kalktıktan sonra orucunu kaza etmekle mükelleftirler. Çocuk emziren kadın da sonradan kefaret vermek ve orucunu tutmak şartıyla orucunu yiyebilir. Kronik hastalığı olanlar ve piri fani dediğimiz ihtiyarlar da tutma takatinde değillerse bunlar da orucunu yer, kefaretlerini verir, sonrasında kazada etmezler.” şeklinde konuştu.   (Nihat Kanat-İLKHA)




 

Bu haberler de ilginizi çekebilir