• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...
Eğitim Bir Sen'den yılsonu değerlendirmesi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Diyarbakır Şube Başkan Vekili Naif Keleş, 2014-2015 Eğitim-Öğretim yılını değerlendirdi.

Sendika binasında açıklama yapan Naif Keleş, Türkiye genelinde eğitim ve öğretim alanında çözüme kavuşturulması gereken pek çok sorunun olduğunu belirtti.

“Yaz dönemi sorunların çözümü için fırsata dönüştürülmelidir”

Yaz döneminin, sorunların çözümü için fırsata dönüştürülmesi gerektiğini belirten Keleş, “Yeni döneme kadar eğitim çalışanlarının huzuru ve istihdamı, milletimizin geleceği ve ülkemizin nitelikli bir eğitim sistemine kavuşması için sorunların çözümünü istiyoruz. Bu anlamda bakanlık, sona eren eğitim-öğretim yılının bilançosunu çıkararak, başta eğitim çalışanlarının mali ve sosyal hakları ile çalışma şartları olmak üzere eğitim-öğretimin kalitesine ve çıktılarına olumsuz etkisi olan sorunlara, yeni eğitim-öğretim yılından evvel ivedi çözümler geliştirmelidir.” dedi.

Öğretmen atamalarının ihtiyacı karşılayacak düzeyde yapılmadığına dikkat çeken Keleş, şunları söyledi: “Mevcut norm kadro esaslarına göre 128 bin öğretmen açığı bulunmaktadır. Ağustos ayında 47 bin öğretmen ataması yapılacak olsa da bu sayının ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğu açıktır. Ayrıca Doğu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve kalkınmada öncelikli yerlere öğretmenler teşvik edilmeli ve öğretmenlere cazip hale getirilmelidir.”

“Karma eğitim mecburiyetine son verilmelidir”

Okullardaki karma eğitim mecburiyetine son verilmesi gerektiğini kaydeden Keleş, “1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu’nda yer alan, ‘Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır’ ibaresi değiştirilmeli, karma eğitim dayatması yerine, veliye ve öğrenciye seçme hakkı tanıyan bir düzenleme yapılmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Öğretmenlere yönelik uygulanacak rotasyon konusuna da değinen Keleş, “Bakanlığın hiçbir bilimsel çalışma yapmaksızın, öğretmenlerin çalışma hayatını olumsuz etkileyecek, aile bütünlüğünü bozacak, dolayısıyla eğitimin üretim kalitesini düşürecek bir uygulama anlayışından uzak durulmalıdır. Özellikle çerçeve yönetmelikteki hüküm karşısında, aile birliği mazereti kapsamında 3 yıl şartının varlığı, eşi özel sektörde çalışan öğretmenlerimiz yönünden aile bütünlüğünün sağlanmasını neredeyse imkânsız hale getirmiştir.” şeklinde konuştu.         (Hamza Adiyaman-İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir