Seçimin ardından...
Hüseyin Kaya / Doğruhaber
Seçim sonuçlarına bakarken lokal yaklaşımlar bizi yanıltabilir. Yani her partinin bir kendi alanı içinde bir de çevresel etkilerle değerlendirilmesi gerekmektedir.
Oy oranına göre sıralarsak…
Ak parti, Erdoğan sonrası dönüşümü başarılı bir şekilde atlatamadı.
Erdoğan`ın gölgesinin sürekli partinin tepesinde olması etkili bir liderliğin ortaya çıkmasına imkân vermedi. Bunun yanı sıra parti içinde 3 dönem kuralından dolayı ağır topların parti için çalışmaması, bunun da üzerine çekişmelerle seçmenin kafasının karıştırılması, A. Gül`ün her an bir hamlede bulunacakmış şeklinde verdiği imaj partiye zarar verdi. Paralelle girişilen mücadelede parti üst yönetiminden bazılarının çekimser bir görüntü sergilemesi de muhalefetin “yolsuzluk” üzerinden yürüttüğü propagandasına destek gibi oldu.
Bunların hepsi bir yana liberallerin bir kez daha taraf değiştirmesi ve bunun medya üzerinden köpürtülmesi, Ak Parti yöneticilerinin muhalefetin vaatlerine odaklanıp eleştirmeye çalışması da seçmeni etkiledi.
Erdoğan`ın “Kürt sorunu yoktur” şeklindeki sözlerinin çok fazla gündem yapılması ve Kürt bölgelerindeki kaybetmeye endekslenmiş aday profilleri de başarısızlıkta önemli pay sahibiydi.
Tabii başarısızlığı da verilerle değerlendirmek daha mantıklıdır.
2014 yerel seçim sonuçlarına göre:
Ak Parti % 45,5, CHP % 27,8, MHP % 15,2, BDP+HDP de % 6,2 oy almıştı
7 Haziran da ise sonuçlar şöyle:
Ak Parti % 40,8, CHP % 25,1, MHP % 16,4, HDP % 13
Bu rakamlara göre Ak parti yaklaşık 4,5 puanlık bir kayıpla; ama 1. Parti olarak seçimi tamamlamış.
CHP`nin durumu oldukça ilginç.
Önüne % 35`ler hedefini koyan CHP`liler bu seçim sonuçlarına bakıp kendilerini başarılı buluyorlar. Üstelik de onca vaade rağmen elde edilen sonuçta yaklaşık 2,7 puanlık bir kayıp var. Bu kaybın bir “üst akıl”ın projesi kapsamında HDP`ye verildiği yönünde ciddi veriler ve iddialar var.
MHP`de % 1,2 lik artış başarı olarak görülüyor.
Pkk`yi bunca şımartan ve içeriğinde ne olduğu belli olmayan bir çözüm süreciyle yıpranan bir hükümet bulunmasına rağmen MHP`nin aldığı oylar çok da görkemli değil.
Eski Merkez Bankası başkanı gibi önemli ekonomistleri ve Ekmeleddin İhsanoğlu gibi tanınan şahsiyetleri aday gösterdi; ama hedefledikleri 24-25 bandına yaklaşamadılar.
HDP sonuçlar itibariyle seçimin en başarılı partisi.
“Türkiyelileşme” sloganıyla yola çıkan partiye Kürtçü nurculardan aşırı solculara, Kemalist isimlerden adı başka partilerde iken uyuşturucu ticareti ile anılanlara, kendilerine “İslamcı” diyen; ama İslam kardeşliği yerine “Kürt kardeşliğini” ikame etmek isteyenlerden eşcinselliği meşrulaştırmayı hayatının gayesi olarak gören sapkın fikirlilere kadar farklı dünya görüşü ve yaşam tarzına sahip kimseler alındı.
Evet, son derece ilginç bir koalisyon…
Bir tarafta örtülü bir aday dururken diğer tarafta aşırı soldan bir adayı “Örtü ritüelinin kadını aşağıladığını” iddia edebiliyordu.
HDP başarılı(!) bir seçim süreci geçirdi.
Tarikatları tehlike olarak gören A. Tuğluk zihniyeti Kemalist ve sol kesime gönderilirken dindar kimliğe sahip kişiler dini söylemlerle Marksist partiye oy topladılar. Özellikle Ak Partiye destek veren dindar Kürtlerin HDP`ye çekilmesinde bu kesimin önemli bir rol oynadığını söyleyebiliriz. Bu dindar kimlikli kişiler bir ifsat projesi olan HDP`nin seçim beyannamesindeki eşcinselliğin meşrulaştırılması söylemlerini bile normalleştirmeyi başardılar ve “Dindar kürt” söyleminin artık bir efsaneye dönüşmesine büyük katkı sundular.
HDP`nin aldığı oyların en azından % 4`ünü Ak Partiye oy veren Kürtlerden aldığı, kalan üç puanı da CHP`den aldığı konusunda sanırım kimsenin itirazı olmaz.
Ve Hür Dava Partisi…
Siyasetin inanılmaz derecede kirlendiği ve paralel-Pkk ittifakının zirve yaptığı bir ortamda seçime girebilmeleri de aslında büyük başarıdır.
Seçim sürecinde yaşananlar ve İdil`in Kozluca köyünde şehid edilen Hüda Par üyeleri göz önünde bulundurulursa mesele daha iyi anlaşılır. Hüda Par`a oy vermeyi düşünen seçmenin tehdit edilmesi bir yana Kürt coğrafyasında Ak partililerin “Partilere oy verin, bağımsızlara değil” yönündeki telkinlerinin sonuca etki ettiğini bilmemiz gerekir.
Hüda Par, adayları ve söylemleriyle son derece başarılı bir tablo çizdi. Verdiği mesajlar önemliydi ve çalışma yapılan zeminde o mesajları verebilmek başlı başına bir başarıdır.
Siyaset uzun soluklu bir iştir ve sabırla devam edebilmek önemlidir.
Kirli ittifakların, kirli yüzlerin, baskı ve tehditle siyaseti dizayn etmek isteyenlerin kirli yüzlerinin ortaya çıkması çok şeyi değiştirebilecektir.