Konuşma lan!
Hüseyin Kaya - Doğruhaber/Haber Yorum
Okuyucuların affına sığınarak bu kaba ve argo tabiri sayfamıza alıyoruz.
Bu sözü gündemimize almamıza neden olan şahıs ise HDP milletvekili S. Süreyya Önder.
Olay bir televizyon programında yaşandı. AK Parti milletvekili Bülent Gedikli, HDP`nin seçim sürecinde baskı uyguladığı ve “100`er kişiyi belirli insanlara zimmetlediği ve bu kişilerin evlerine gidildiğini” öne sürdü.
S. Süreyya Önder, telefonla bağlanıp cevap hakkını kullanmak istedi. Ama yaşananlar cevap hakkını kullanmaktan öte tehditlere kadar vardı.
S. Önder işte o konuşma sırasında Gedikli`ye “Konuşma lan, konuşma!” şeklinde hitap etti.
“Halkın arasında böyle konuşmalar normaldir, Önder de halkın bir vekili olduğuna göre böyle konuşabilir” diyebilirsiniz; ama size katılmıyorum.
Yani Önder`e oy verenler molotof ile ev, işyeri ve araçları yakıyorsa Önder`in de bunları yapma hakkı var mıdır?
Kaldı ki, bir de Önder hem sanatçı olduğunu iddia eden hem de ağzından barış lafını eksik etmeyen biridir.
Sanatçılığı da evlere şenlik ya!
Türkiye`de sinema sektörüne uzun yıllar boyunca sadece bir ideolojik grup hâkim oldu: Solcular.
Solun hâkim olduğu sinema sektöründe “kendin pişir kendin ye” ya da “bozacının şahidi şıracı” tarzı usullerle dağıtılan ödüllerden bile aldı Önder.
Şimdi gelelim şu “konuşma lan!” sözünün tahliline. Sözü bağlamından koparmadan S. S. Önder`in bu sözleri neden söylediğine bakalım. Artistlik mi, kabadayılık mı, tahammülsüzlük mü?
Bakalım…
-Artistlikten dolayı mı söyledi?
Artistlik, biliyorsunuz film oyunculuğuyla beraber bazen de ortamı uygun bulup çevreye rol kesmek, “…mış” davranmaktır. Ekranlardan ve izleyiciden ve bunların dönüştürücü etkisinden söz ediyoruz efendim!
-Kabadayılık mı?
Pek sanmıyorum. Kabadayı adam çok konuşmaz, iş yapar. Her ne kadar S. S. Önder “kabadayı ağzı” ile “Cihangir takımı” için sirk elemanı vazifesi görüyor ve onları tebessüm ettiriyorsa da Marksist ideolojinin Türkiye pratiğine göre kabadayılık “ilkel ve yoz kültürün dışa vurumu”ndan başka bir şey değildir.
Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın Önder`i eleştirdiğine şahit olduk. Bu da sağlıklı bir tutum değildir. Yani her fırsatta Kasımpaşalılığına vurgu yapan ve yakın dönem siyasi geçmişinde “Ananı da al git!” şeklinde önemli bir vecizeye sahip olan Erdoğan, Önder`i en son eleştirecek kişidir.
-Tahammülsüzlük mü?
Sol kültürün tepeden bakan yapısı ile Pkk`nin şiddet, yakma, yıkma ve vahşet ile kendini gösteren mücadele sistemi beraberinde zaten tahammülsüzlüğü getiriyor.
Yani bu da olabilir.
Aslında “hepsi” seçeneğini seçsek daha doğru olur.