Hollanda`da Miraç Kandili ihya edildi
Hollanda`da Miraç Kandili ihya edildi
Hicret Camii`nde düzenlenen program Avrupa İslam Alimleri Genel Sekreteri Mücahid Haksever Hoca`nın Kur`an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Kuran tilavetini müteakip Hicret İlahi Grubu sanatçıları ilahiler seslendirdi.
İlahilerin ardından Mücahid Haksever Hoca gecenin anlam ve önemi ile ilgili bir konuşma yaptı.
Miraç olayından önce Peygamber Efendimizin, risaletinin onuncu yılı olan hüzün yılına dikkat çekan Haksever Hoca, Miraç olayının gerçekleşmesinin bir hikmetinin de, kendini yalnız ve kimsesiz hisseden Hz. Muhammed`e (sav) bir teselli olduğuna vurgu yaptı.
Haksever konuşmasında, “Peygamber Efendimiz (sav), en büyük destekçisi olan amcası Ebu Talip sayesinde yapılan zulümlerden az da olsa korunabilme imkanına sahipti. Bunun yanında daha vahyin indiği ilk günden itibaren O'na maddi ve manevi destek veren dünya kadınlarının en üstünlerinden olan Hz. Hatice annemiz vardı. Ama hüzün yılında birkaç ay arayla Efendimiz (sav), en büyük destekçileri olan bu iki insanı kaybetti. Bu iki insanın vefatı, Efendimizin hayatında zelzele ve deprem etkisi meydana getirdi. O andan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. Müşrikler adeta ipini koparan köpekler gibi, her taraftan efendimize saldırıyordu. Efendimiz her zamankinden daha çaresiz ve yalnız hissediyordu kendini. Çünkü bu iki şahsiyet hayattayken, müşrikler buna cesaret edemiyorlardı.
Efendimiz (sav), bu müşriklerin artık iman edeceklerinden ümidini kesince, son bir umut olarak, Taif`e gitti. Taif halkı, O'nun davetini kabul etmedikleri gibi, her taraftan etrafını sarıp O'nu taşlamaya başladılar. Efendimizin bedeninin her tarafından kanlar akıyordu. Mübarek başından dökülen kanlar, vücudunda süzülüyor ayaklarına doğru akıyordu. Efendimiz bu saldırılara, yaralanmalara, başından akan kanlara aldırış etmiyordu. Ama bu güne kadar her sıkıntılı anında, O'na yardım eden Rabbi, bu defa O'nu neden yalnız bırakmıştı? Acaba Rabbi O'na küsmüş müydü, darılmış mıydı? O saldırılar altında zihni bununla meşguldü. Ve şöyle diyordu: ‘Ya Rabbi eğer bana karşı gazaplı değilsen çektiğim bela ve sıkıntılara hiç aldırmam`
İşte cenabı Allah, O'ndan razı olduğunu göstermek için, dört bir taraftan baskı ve yıldırma muamelesine maruz kalmış Peygamberini, hem teselli etmek, hem de azim ve kararlılığını yenilemek için huzuruna davet ediyor, O`na Kuran`dan sonraki en büyük mucizeyi gösteriyor, O'nu kendi katına çıkarıyor. Yani İsra ve Miraç olayı gerçekleşiyor. Gecenin bir vaktinde, Peygamber Efendimiz (sav) İsra, yani gece yürüyüşü ile Mekke`deki Mescid-i Haram`dan, Kudüs`teki Mescid-i Aksa`ya gitmiş, Miraçla da Mescid-i Aksa`dan semaya yükselmiştir.” diye konuştu.
“Miraç, darda kalan Müslümanların tesellisidir”
Konuşmasının devamında Miraç`tan çıkarılan ders ve ibretlere de değinen Mücahid Hoca, “Miraç, Allah`ın gücü karşısında insan gücünün son derece cılız olduğunun, ancak inanan insanın, iman ve ibadetle ulvi makamlar elde edebileceğinin ve bir insanın melekler seviyesinden daha ileriye de geçebileceğinin ispatı olan bir hadisedir. Miraç, darda kalan Müslümanların tesellisidir. Dolayısı ile karşılaşılan olaylar, Müslüman'ı ye`se, ümitsizliğe sevk etmemelidir. Bir başka açıdan Miraç, imanın imtihanı olmuştur. Nitekim Hz. Ebu Bekir Efendimiz, Miraç mucizesini hiç bir tereddüte meydan vermeyen tavizsiz imanı sayesinde ‘sıddıkiyyet` mertebesini elde eden bir insan olmuştur.” ifadelerini kullandı.
Program okunan ilahi ve ezgiler ile Mücahid Haksever Hoca`nın okuduğu Cevşen Duası`yla son buldu.
Yoğun katılımın gerçekleştiği programın sonunda cemaate ikramlarda bulunuldu. (Ali Aslan Işık – İLKHA)