HÜDA PAR Genel Başkanı Yılmaz: Kürdistan İslamın Yeşiliyle boyanması lazım
Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz, "Kürdistan`da Kürtler`in nasıl yönetileceği konusu çok önemlidir. Kendi örf ve adetlerimizle, İslam`a uygun yaşamak istiyoruz. Yani Biz de diyoruz ki Kürt halkı Müslüman`dır. İslam`ın yeşiliyle Kürdistan`ın boyanması lazım. Kürdistan`ın İslam`dan uzaklaştırılmaması lazım." dedi.
Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz Rudaw`ın sorularını yanıtladı.
Hüda - Par Kürtler ve Kürdistan için HDP`nin söylemediği/yapmadığı neyi söyleyecek?
HDP artık Kürdistan için değil, Türkiye için hedeflerde bulunuyor. Dolmabahçe Mutabakatı`nda da, HDP`nin yaptığı açıklamalarda da Kürt ve Kürdistan için birşey yok. “Türkiyelileşme” adına, demokratikleşme adına talepleri var. HDP`nin gerek parti programında, gerekse resmi söylemlerinde bölge ile ilgili net birşey yok. Sadece anadilde ilgili eğitimi öncelik görüyorlar. Ama bizim parti programımızda Kürtçe`nin ikinci bir resmi dil olması var. Bunu iki yıl önce dile getirmiştik zaten.
Peki Kürtler için HDP ile Hüda - Par`ın ortak noktaları var mı?
HDP ile Kürtler ve Kürdistan için ortak taleplerimiz var. Bunlar Kürtler`in insanca yaşamasının bir hak olduğu, geleceklerinin garanti altına alınması, statünn verilmesi gibi konularda ortak yanımız var. Biz statüyü parti programımızda dile getirdik. “Kürtler de Türkler gibi bu ülkenin asli kurucu unsuru olarak kabul edilmeli ve bu anayasaya girmelidir” dedik. Anayasada ya hiçbir etnik kimlik barındırmayacak, veya Türkler`den bahsedecekse, o zaman Kürtler`den de bahsetmelidir. Bizim böyle bir itirazımız var orada. HDP ile Hüda – Par, ikisi de Kürtler`in haklarını istiyor ama hakları talep etme şekli farklıdır.
Somut olarak Hüda - Par Kürtler için ne istiyor?
Kürdistan`da Kürtler`in nasıl yönetileceği konusu çok önemlidir. Kendi örf ve adetlerimizle, İslam`a uygun yaşamak istiyoruz. Yani Biz de diyoruz ki Kürt halkı Müslüman`dır. İslam`ın yeşiliyle Kürdistan`ın boyanması lazım. Kürdistan`ın İslam`dan uzaklaştırılmaması lazım. Kürt halkı kendi geleceğine sahip çıkarken, inancına da sahip çıkması lazım. Böyle bir coğrafyada yaşaması, böyle bir yönetimle Kürtler`in yönetilmesi veya böyle bir idare şeklinin olması lazım. Kürtler kendi geleceğini belirlerken PKK`nin ideolojisinin etkisinde kalan bir HDP`nin Kürt halkını seküleştirilmesine doğru bakmıyoruz.
Peki devlet ile HDP`nin yaklaşımlarında ortak noktaları var mı?
AK Parti`nin Kürtler için taleplerine baktığımızda, Kürdistan coğrafyasını Türkler`in rengiyle renklendirmek, Kürtler`i de bunula uyumlu bir şekilde belli bazı haklar vererek bir renkle boyamak istiyor. HDP`ye baktığımızda da Kürdistan`ın rengini komünizmin kızıllığına veya son dönemde yaptıkları LGBT`lilerin mor rengine çevirmek istiyor. İkisini de doğru bulmuyoruz. Kürtler, Türkler`le adil bir şekilde temsil edilmeli. İdeoloji ortak payda değildir. Devlet ideolojik olarak yaklaştığı için sorun çözülmüyor. HDP de PKK`nin çizgisinden çıkmadığı için.
Seçim çalışmalarınız nasıl gidiyor?
Bağımsız olarak desteklediğimiz arkadaşlarımız sahada çalışıyor. “Hür Adaylar” adı altında dört ana başlığımız var. Bunlar da; Türkiye ve Kürdistan için söyleyecek sözümüz var, Meclis`te söyleyecek sözümüz var, İslami muhalefet adına söyleyecek sözümüz var, bir de yerel hizmetlerle alakalı durumlar için söyleyecek sözümüz var. Yani sonuç olarak temel talebimiz “söyleyecek söz vardır”. Adaylarımız genelde sahadalar, evlere gidiyorlar, konuşuyorlar. Köylere de gidiyoruz. Daha miting yapmadık ama yapacağız; mitingsiz seçim çalışması olmaz.
Peki seçim çalışmalarınızda diğer partiler gibi şarkınız var mı?
Seçim çalışmaları için arkadaşlarımız müzisyenlere sipariş verdi. Önümüzdeki günlerde sahaya çıkacaklar. Belki bizim eski marşlardan esinlenerek şarkılardan ziyade benzer ezgiler olabilir.
Seçim çalışmalarınızda herhangi bir engelle karşılaştınız mı?
Çalışmalara başladığımızdan beri HDP`nin rahatsızlıkları var. Bu seçim kampanyamızda bazı yerlerde bayraklarımızı indirmek gibi teşebbüsleri oldu. Ama çok büyütülecek şeyler değil. Geçen yılki olaylar gibi durumlar yaşanmaması için onların kendi tabanına sahip çıkması lazım. Gerginlik ne onlara yarar, ne başkasına, ne de bize. Bir de onların baraj sorunu var; gerginlik çıkarsa onların aleyhine olacaktır.
Oy oranınız ne durumda? Neden sadece 9 ilde aday gösterdiniz?
Oy oranımızı bazı anket çalışmalarıyla tespit ediyoruz. Biz adaylarımızı belirlemeden önce hangi ilden girebileceğimiz konusunda anket çalışması yaptık. O doğrultuda biz zaten bağımsız adaylarımızı çıkardık. Dolayısıyla, oylarımızı her yerde ikiye, bazı yerlerde üçe katladığımız görülüyor.
Anketler hangi ilde iyi gittiğinizi gösteriyor?
Anketlere göre Diyarbakır ile Batman öncelikli görülüyor.
HDP ile aranızda 6-8 Ekim olaylarından itibaren herhangi bir görüşme oldu mu?
Olmadı. Sadece arabulucular diyebileceğimiz, olaya bakışımız nedir manasında Hatip Bey`in (Dicle) şahsında tarafsız bir sivil toplum kuruluşunda bir görüşme gerçekleşti. Kürtler arasında bu tür olayların yaşanmaması gerektiğini dile getirdik. Zaten Hatip Bey de şahsı adına katılmıştı. HDP olayları kınamadığı için resmi olarak bir görüşmede bulunmadık. Hatip Bey`e bunu ilettik. Kendisi de bu olayların yaşanmasının doğru olmadığını, tasvip etmediğini söyledi.
PKK silah bırakmaktan vazgeçmiş gibi görünüyor. Bunun bölgeye ve sandığa yansıması nasıl olur?
PKK eğer silah bıraksaydı, seçimin rengi daha farklı olacaktı. Silahların gölgesinde bir seçim çalışması olmayacaktı. Bazı yerlerde aldığımız bilgilere göre HDP, PKK`nin silahlı militanlarının gölgesinde seçim çalışmaları yapıyor. Böyle bir şekilde özgür bir iradeden bahsedilemez. PKK silah bıraksaydı, kongreyi toplamış olsalardı, HDP seçimde daha iyi çalışmalar yapabilirdi. Şunu söyleyeyim bizim tabanımızdan uzak dursunlar, bize bulaşmasınlar, devletle ne halleri varsa görsünler, o bizi ilgilendirmez.
Partinizin devlet tarafında kurulduğu iddiasına ne diyeceksiniz?
Bunu bir karapropaganda olarak görüyorum. Bizim 30 Mart seçimlerine girmemizle AK Parti 13 belediye kaybetti. Onlar diyor ki, “PKK ile anlaşmışlar, bizi bölgeden silmek için uğraşıyorlar” diye. AK Parti`nin de, HDP`nin de bölgedeki rahatsızlığı bu noktada var. Çünkü eğer yükselirsek, ikisine de burada ekmek yok.
Neden parti olarak seçime girmediniz?
Eğer baraj yüzde on olmasaydı biz parti olarak seçime girecektik. Daha yeni bir partiyiz bu şekilde seçime girmemiz mümkün değildi.
Partileşme ve parlamentoya girme isteği neden kaynaklandı?
Dindar Kürtler`i devlet ile PKK`nin insafına terketmeyecek olan bir siyasi hareketiz. Emin adımlarla, kendimize güvenerek ilerliyoruz. Biz bu çalışmalarımızla Türkiye`nin de, Kürdistan`ın da önemli bir siyasi partisiyiz. Devlet PKK ile anlaşarak laikleştirmeye çalışabilir. Devlet Kürtler`e, “PKK sizin vekiliniz” deyip kandırabilir ama er ya da geç Kürt halkı bunu görecek. Ayrıca AK Parti seçimden sonra yeni bir Türkiye, yeni bir anayasa ve sistem değişikliğinden bahsediyor. Böyle önemli bir dönemde Hüda - Par`ın parlamentoda olması lazım.
Hüda - Par`ın medya ile arası nasıl?
Medya ile aramız iyi ama medyanın bizimle arası yok. “Hüda – Par`ı medyada görünür kılmayalım, HDP`yi öne çıkaralım” yaklaşımları da yanlıştır. Hiçbir ulusal kanal bize yer vermiyor.
PORTRE / Hüseyin YILMAZ
1967 yılında Diyarbakır`da doğdu. İlk, orta öğrenimini Diyarbakır`da tamamladı. 1989 yılında Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi`nden mezun olduktan sonra serbest avukat olarak çalışmaya başladı. Hüda – Par`ın kurucuları arasında yer alan Hüseyin Yılmaz, evli ve 4 çocuk babası.
Rudaw