'Dindar nesil istiyorsak medreselerin mutlaka olması gerekir'
Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHAD) âlimi, medreselerin eğitim süreci, önemi ve medreselerin eski statüsüne kavuşturulması konularında açıklamada bulunarak "Dindar nesil istiyorsak medreselerin mutlaka olması gerekir" dedi.
İTTİHAD Van Âlimlerinden Molla Abdurrahman Emsen İTTİHAD’ın kuruluş amacından önemine, eğitim sürecinden medreselerin eski statüsüne kavuşturulmasına kadar birçok konuda İlke Haber Ajansına önemli açıklamalarda bulundu.
İTTİHAD’ın kuruluş amacının medreselere vermiş olduğu önemden geldiğini belirten Molla Abdurrahman Emsen medreselerin eskiden beri halk arasında var olduğunu ve bu medreselerin eski statüsüne kavuşturularak canlandırılması gerektiğini söyleyerek Medreselerin Dindar neslin yetiştirilmesi için önemli olduğuna vurgu yaptı.
“İTTİHAD’ın kuruluş amacı medrese eğitiminin ne kadar önemli olduğunu göstermektir”
Medreselerin halk için önemli olduğunu ve eğitiminin yeniden ihyasının gerekli olduğun belirten Molla Emsen, “İTTİHAD’ın kuruluş amacı medreselere vermiş olduğu önemden geliyor. Medreseler eskiden beri halk arasında büyük bir önemi vardır. Halkımız inanç ve ahlak bakımından cumhuriyet dönemi öncesine kadar medrese kültüründen alarak geliyordu. Uzun zamandan beri bu medreseler halk arasından kaldırıldığından dolayı halkımız bu medrese ahlakından uzak kaldır. Dolayısıyla halkımız yönünü şaşırmış, rotasını kaybetmiş gemiye benzedi. İTTİHAD da bu tehlikeyi ve eksikliği fark ederek medreselerin birleşmesine ve medrese eğitiminin ne kadar önemli olduğunu bütün insanlara göstermek amacıyla tekrar medreseler ihyasına medreselerin tekrar kültürünü canlandırmasına karar verdi” dedi.
“Medreselerimizde eğitim, eski kadim medrese usulü üzerinden veriliyor”
İTTİHAD’a bağlı medreselerde temel olarak eski kadim medrese usulu üzerinden devam ettiğini ve bütün ilimlerden bir öğrenciyi doyurabilecek kadar eğitim verildiğini ifade eden Emsen, “Bazı ilimler tam veriliyor bazıları ise kendini bunun üzerinden bina edecek kadar eğitimi veriliyor. Van’daki medresemizde sarf nahy veriliyor aynı zamanda fıkıh, hadis ilimleri veriliyor. Bunun yanında da konuşma eğitimi veriliyor. Eski medreselerde okumuş birçok âlimimiz ilimlerinde herhangi bir eksik olmamsına rağmen arapça konuşmaya gelince bunda çok sıkıntılar çekiyor. Bir Arapça kitap rahat bir şekilde türkçeye çevrilebiliyor ancak bir türkçe kitabı Arapçaya çevirmek kolay olmuyor. Biz bunun da dersini vererek bunun gerçekleşmesini sağlıyoruz. Bunun yanında Ahlak dersleri veriliyor. Risale-i Nur dersleri veriliyor. Çünkü Risale-i nur asrımızın ilacıdır.” diye konuştu.
“Bölgemizdeki Müslümanlar medreselerle ayakta kalmışlardır”
Halk arasında medreselerin büyük bir önemi olduğunu ve bölgemizdeki Müslümanların medreselerle ayakta kaldığını belirten Emsen, tüm bunların göz önünde bulundurularak medreselerin tekrar eski statüsüne kavuşturulmasının elzem olduğunu belirtti. Emsen, “Müslümanlar akide yönünden, İslam’ı hassasiyetleri yönünden medreseler sayesinde ayakta kalmışlardır. Maalesef medreseler uzun zamandan buyana yasaklanıp kaldırıldığından dolayı halk arasında tanınması geride kalmıştı. Şimdide anlaşılıyor ki medreselerin eski statüsüne kavuşturulması gerekir.” ifadelerini kullandı.
“Medreseler devlete bağlı kurumlar değildir”
Medreselerin eski statüsüne kavuşturulması gerektiğini ve medreselerin devlete bağlı olmaması gerektiğini dile getiren Emsen, bu medreselerden mezun olan kişilerin aldıkları icazetlerin devlet nezdinde bir karşılığının olması gerektiğini belirtti.
Emsen, “Medreseler devlete bağlandığı zaman eski statüsünü yine kaybeder. Medreseler eskiden beri bağımsız halka ait olan kurumlar olduğu ve halka iç içe olduğu için bütün halk medreselere bağlıdır. Halk medreselerden islami bilgilerini islami terbiyelerini, İslami meselelerini medreselerden almışlar ve almaya da devam etmesi gerekiyor. Birçok yer Kur’an kursu olarak geçiyor da neden medrese olarak geçmiyor. Bu medreselerin diğer eğitim kurumlarına destek sağlaması yönünden medreselere kendilerine bağlanmaksızın destek sağlanmalıdır. Medreseler tekrar topluma kazandırılmalıdır ” şeklinde konuştu.
“Dindar nesil istiyorsak medreselerin mutlaka olması gerekir”
Dindar neslin yetiştirilmesi için medreselerin gerekli olduğuna ve asıl dindar neslin medreselerde yetiştiğine dikkat çeken Emsen, ”Dindar nesil konusunda medreselerin tarihine baktığımızda medreselerde dindar nesilden başka hiçbir nesil yetiştirilmemiştir. Eğer dindar bir nesil istiyorsak, tarihte ismi yazılmış olan âlimler gibi bir nesil istiyorsak, medreselerin mutlaka olması gerekiyor. Bu yönden hükümet ve devletin bir çalışmalarının olması gerekiyor. Diğer konularda her ne kadar İslami dersler veriliyor olsa da medreselerin yetiştirdiği kadar dindar bir nesil ortaya çıkmıyor.” dedi.
“İmam Hatiplerde verilen dini ilimler çok eksiktir”
İmam hatiplerde verilen dini eğitimlerin güzel ama çok eksik olduğunu kaydeden Emsen, son olarak şunları söyledi: ”İmam hatip devlete bağlı bir kurum olduğu için güzel olmasına rağmen çok eksiktir. Çünkü haftada bir gün din dersi veriliyor bu din dersi de yeterli değildir. Ancak medreselerde her gün din dersi veriliyor ve her zaman peygamber efendimiz(sav)’in ahlakı öğretiliyor. Kur’an’ı kerim, hadis, fıkıh konuları öğretiliyor. Dolasıyla bütün eğitim ilim üzerinde gerçekleştiriliyor. Ancak böyle bir eğitim sisteminden dindar bir nesil çıkabilir. İmam hatipleri küçümsemek adına değil bu bir hakikattir. İmam hatipler dindar nesil ortaya çıkması için yetersizdir. İmam hatip okuyup ilahiyat fakültesini bitiren bir kişi beş yıllık medrese eğitim almış bir kişiye ilim bakımından yetişmiyor” (İlyas Akkoş-İLKHA)