05.05.2011`de hunharca katledilen Mustazaflar Derneği Yüksekova Şubesi Başkan Yardımcısı Ubeydullah Durna olayının yıldönümü nedeniyle, Mustazaflar Cemiyeti Genel Merkezi tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında, bin bir hile ve kumpasla İslami Hizmetlerin önünü kesmek isteyen ceberrut Devlet güçleri ile, Kürt halkının özgürlüğü adına ortaya çıktığını iddia eden yapı arasında, aslında hiçbir fark olmadığının altı çizildi. 

Mustazaflar Cemiyeti Genel Merkezi tarafından yapılan yazılı basın açıklamasının başlangıcında, şehitlerin Allah katındaki değerini ifade eden  Al-i İmran Suresinin 169 ve 170`nci ayetlerine yer verildikten sonra,  “05.05.2011`de hunharca bir saldırı sonucu katledilen kardeşimiz Ubeydullah Durna`yı rahmetle anıyoruz.

Kuruluş amacı halkın sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda refaha kavuşması olan İslami STK`lardan olup yine hukuksuz bir şekilde 11 Mayıs 2012`de Yargıtay tarafından kapatılan Mustaf-Der`in Yüksekova Şubesi Başkan Yardımcısı Ubeydullah Durna, fail-i aşikar bir saldırı sonucu katledildi.” İfadelerine yer verildi.

Türkiye`de rejimin ve desteklediği derin güçlerin Kürdistan`da İslami yapılara ve Müslümanlara yaptığı katliam ve zulümler herkesin malumu olduğu denilen açıklamada, “ Ancak zaman geçtikçe Kürt halkına zulmeden rejime bağlı güçlerin yerini, yerli katillere bırakmıştır. Kendilerine yapılan en ufak bir saldırıda bile ortalığı kasıp kavuran bu yapı, güçlü olduğu yerlerde kendinden başka hiçbir fikir ve örgütlü yapıya tahammül göstermediği gibi, katmerli bir faşizmle onları sindirmek amacıyla her türlü şiddeti göstermekten de geri durmamıştır. Bunun içindir ki, yüzlerce kez İslami STK ve parti binalarına saldırılar düzenlenmiş, bununla yetinmeyen bu faşist zihniyet, en kutsal hak olan yaşam hakkına bile tecavüzde bulunarak, sindirme ve korkutma amacıyla masum canlara saldırılar yaparak katliamlarda bulunmuştur.       Yüksekova (Gever) Şubemize yapılan saldırılar ve ardından bir kardeşimizin şehadetiyle sonuçlanan süreç de, bu alçakça planın bir parçası olarak ortaya çıkmıştır.” denildi.

“Bu saldırının faili PKK ve siyasi uzantılarıdır”

“Devlet güçlerinin bin bir hile ve kumpasla İslami Hizmetlerin önünü kesmek istemesi yetmezmiş gibi Kürt halkının özgürlüğü adına ortaya çıktığını iddia eden bu yapının yapmış olduğu bu saldırılar, aslında ceberrut devletle hiçbir farklarının olmadığının en güzel ispatıdır.” denilen  basın açıklamasının devamında şu ifadelere yer verildi:

“Bu saldırının faili PKK ve siyasi uzantılarıdır. Ubeydullah kardeşimizin kanı bu zulüm güruhunun üstüne sıçramıştır. Tıpkı 6-8 Ekim katliamında hunharca katledilen Yasin Börü ve arkadaşlarının katilleri oldukları gibi. Şehitlerimizin kanı tepeden tırnağa onlara bulaşmıştır.

Bu olayın failleri belli olmakla birlikte tüm bu saldırı ve tahrik eylemlerine karşı hiçbir güvenlik önlemi almayan devletin kolluk güçleri de en az katiller kadar suçludurlar.”

Devletin Kolluk güçlerinin, kendilerine yönelik olmayan saldırılara müdahale etmeyerek, dolaylı olarak teşvik ettiği belirtilen açıklamada,  “ Kendisine yönelik saldırı ve kumpaslar karşısında anında refleks geliştirip, gerek adli ve gerekse güvenlik tedbirleri alan hükümet de, aradan geçen beş sene boyunca suçluları yargı önüne çıkarmaması ayrıca düşündürücü ve akıllara birçok soru işareti getiren bir noktadır. Bu olay başta olmak üzere, İslami STK`lara yapılan saldırıların failleri derhal bulunmalıdır. Aksi halde biz bu saldırıların müsebbibi olarak hükümeti de bilmeye devam edeceğiz.” denildi.

Mustazaflar Cemiyeti Genel Merkezi tarafından yapılan yazılı basın açıklamasının sonunda  şu ifadeler yer aldı:

“Yüce Allah`ın dininin yücelmesi uğruna adına şehadet şerbetine talip olan Ubeydullah kardeşimizin akıttığı pâk kanın, Kürdistan ve Yüksekova`da nice filizler yeşerteceğine ve İslami davayı bereketlendireceğine inanıyoruz.

Bir kez daha İslam davası uğruna canından geçen başta Ubeydullah Durna kardeşimiz olmak üzere, bu uğurda şehadet şerbetine talip olan tüm şehidlerimizin şehadetlerini kutluyor, Rabbimiz nezdinde makamlarının yüceltilmesini temenni ediyoruz.”  (İLKHA)