GÖZBAĞINI ATMIŞ ADALET
Hüseyin Kaya - Doğruhaber/Haber Yorum
Adalet, gözleri bağlı, bir elinde kılıç diğerinde terazi olan bir kadın olarak tasvir edilir.
Terazi, hukukun uygulanmasındaki hassasiyeti, kılıç, gerekirse haksıza karşı güç kullanmayı anlatır. Gözlerin bağlı olması ise ayırımcılık ve iltimas yapılmaması, herkesin adalet karşısında eşit olması anlamına gelir.
İlahi sınırları gözetmeyen tüm beşeri sistemler –arada bir temas etseler de- adaletten uzaktırlar. Bazen kanunların kendisi, bazen de uygulayıcılar buna sebeptir. İdeolojik yönelimler, dinsel yönelimler, grup çıkarları insanları adil düşünmekten, adil davranmaktan alıkoyabiliyor.
Oysa ilahi buyruk bu konuda oldukça nettir: “Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın.
Adaletle davranın. O, takvaya daha yakındır.” (Maide/8)
Evet, eğer bir topluluğa olan kininiz de, bir topluluğa olan sevginiz de sizi adaletten alıkoyuyorsa yanlış yoldasınız demektir.
Adil olmayan müdahaleler kadar, imkân olduğu halde müdahale edilmemesi de adaletin yerine gelmemesi ya da daha açık bir ifade ile zulümdür.
Bizi bu açıklamaları yapmaya iten iki olay oldu. Bazı hâkimlerin yetkilerini aşıp hapisteki polis ve televizyoncuya tahliye kararı vermesi ile bazı hâkimlerin İslami STK mensuplarına hapis cezası vermesi…
Ve bu iki olay karşısında yürütme ve yargı erkinin aldığı ibretlik tutum…
Tahliye –örgütsel bağlantı ya da yasal boşluk olabilir- hakkında bakanların, Başbakanın ve hatta Cumhurbaşkanının açıklama yapıp olaya müdahale etmesi sonucu Yargı erkinin verdiği “tahliye kararının yok hükmünde” sayılması durumu çıktı ortaya.
“Adalet” makamında oturanlar, tahliye kararı verirken de tahliye kararını “yok hükmünde” sayarken de ne ellerinde terazi vardı ne de gözleri bağlıydı.
Adana`da İslami çalışmalar yürüten STK mensuplarına ceza verirken de ellerinde ne terazi vardı ne de gözleri bağlıydı.
Silivri tahliyelerinin gerçekleşmemesi için müdahale edenler, İslami STK davasında verilen cezalar için hiç itiraz etmediler.
Gözleri açıktı yargı erkinin ve ucu siyasi iktidara değen olaya anında müdahale ettiler.
Ve maalesef bu işler her zaman böyle yürüyor.
Kararlar siyasi çıkarların ve çekişmelerin gölgesinde veriliyor.
Böyle bir ortamda adalet beklemenin hiçbir anlamı yoktur.
Yapacağımız şey her zaman ve zeminde zulüm kararlarına imza atanları “İlahi Adalet”e havale etmektir.
Orada herkes gerçekten yaptıkları, yapmadıkları ve niyetleriyle sorgulanır.