Bingöl’den Elazığ Fırat Üniversitesi Hastanesine sevk edilen hastalardan kimi kronik kanser hastası, kimi kardiyoloji- anjiyografi bölümüne, kimi fizik tedavi bölümüne, kimi nöroloji bölümüne, kimi cildiye bölümüne sevk alıp minibüslerle Elazığ’a gidiyor.

150 kilometre uzaklıkta olan Elazığ Fırat Üniversitesi Hastanesi ise Bingöl, Muş ve Tunceli’den gelen hastalarla dolup taşıyor. Bingöl ‘den başka illere yapılan sevklerden dolayı yaşanan mağduriyetlere yönelik bir iyileştirme ya da kapsamlı bir hastanenin yapılmaması ise hastaların tepkisine neden oluyor.

“Elazığ yolunda ölmek istemiyoruz”

Elazığ’a sevk edilen Bingöl’ün Sancak beldesine bağlı Büyükbaş köyünden Ali Çığcı,  yaşadığı mağduriyeti şöyle dile getirdi: "2003 yılında hayvanlardan bulaşan Bruce’la hastalığına yakalandım, defalarca Bingöl hastanesine gittim geldim, teşhis koyamadılar. En sonunda Elazığ’a sevkimi istedim, Elazığ’da tam 135 gün yatırdılar. Bingöl’de randevu sistemi ile kimse doktora gitmiyor. Sabah saat sekizde dâhiliye sırası bitiyor. Doktordan çok doktor olan sekreterlerin hastalara aşağılayıcı baskıları vardır. Birçok alanda doktor yetersizliği vardır. Hepatit B + D hastasıyım. Elazığ’a sevk almak istediğim zaman vermek istemiyorlar. Bende önce Elazığ Devlet hastanesine gelip oradan sevk alıyorum. Keşke bu imkânlar, bu doktorlar, bu cihazlar Bingöl’de olsa da oradan buraya yolculuk yapmak zorunda kalmasam. Zaten imkânlarım yok, cebimde beş kuruş yok. Yıllardır Elâzığ yolunda perişan durumdayız, defalarca kaza oldu bu yolda, kaç kişi ölmüş soran var mı? Neden Elazığ’a bağımlıyız, neden bizim siyasilerimiz bir çözüm bulamıyor.”

“Yedi yıldır Elazığ ve Malatya yolunda çare arıyorum”

Üniversite hastanesinde Onkoloji bölümünde kemoterapi tedavisi olan Hubriye Beyboğa ise "Yedi yıldır kanser tedavisi görüyorum. İstanbul’da iki ay kaldım. Bingöl’de olan çocuklarım ve evime yakın olsun diye Elazığ ve Malatya illeri arasında her hafta gidip geliyorum. Bingöl’de hastane var ama Onkoloji bölümü yok. Her hafta sevk almak ve araçla Elazığ ve zaman zaman Malatya’ya gidip gelmek zorundayım. Elazığ da artık her köşede ve her bölümde bir Bingöllü ile karşılaşıyorum. Biz burada artık yerli gibi olduk. Dışarı çıktığımda Bingöllülerin cafeteryasında dinleniyor ve ihtiyaçlarımızı oradan karşılıyoruz. Bingöl’ün vekilleri var, Bakanı var, Valisi ve Belediye Başkanı var. 270 bin nüfuslu Bingöl’e, bize neden bu işkenceyi çektiriyorlar? Neden kendi ilimizde bu tedaviler yapılamıyor? Ben artık bu yollardan bıktım ve usandım. Defalarca kazalar oldu, hastalık olmasa da kaza ile öleceğiz. Yeter artık duyun sesimizi, bizi Elazığ’dan kurtaracak kimse yok mu?" diyerek yaşadıklarından dolayı yetkililere tepki gösterdi.

“Acilen Bingöl’de Anjiyografi ve Onkoloji bölümleri açılması gerekiyor”

Bingöl’de Elazığ ve Diyarbakır ve çevre illere en yoğun sevklerin Kalp Damar – Anjiyografi olduğunu belirten hastane yetkilileri, hastaneye olmazsa olmaz, Anjiyografi ve Onkoloji bölümlerinin açılması gerektiğini söylediler. Fizik tedavi, cildiye ve acil bölümlerine uzman eksikliklerin de olduğunu belirten yetkililer, hastane yönetimi olarak anjiyografi bölümünü Bakanlığa bildirdiklerini, Bakanlığın da uygun gördüğünü ve gerekli teçhizat ihalesinin tamamlandığını belirttiler.

Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığınca ihalesi 2010 yılında yapıldıktan sonra inşaatına başlanan ve 7 bloktan oluşan 250 yataklı Devlet Hastanesi ardı ardına alınan süre uzatımlarına rağmen bir türlü tamamlanamadı. 2013'te bitmesi gereken “250 Yataklı Bingöl Devlet Hastanesi” inşaatının hâlen sürdüğü ve yüklenici firmanın Mayıs 2015’e kadar süre uzatımı aldığı fakat bu yılsonuna kadar ancak bitirilebileceği belirtiliyor.  (Nihat Kanat-İLKHA)