• DOLAR 34.238
  • EURO 37.516
  • ALTIN 2875.983
  • ...
SON DAKİKA
Şahin: İktidarda olmasanız da sorunları meclise taşırsınız
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Bingöl FM`de yayınlanan ‘Gündem Özel Programı`nın bu haftaki canlı yayın konuğu, Hür Dava Partisi`nin desteklediği Bingöl Bağımsız Milletvekili Adayı Said Şahin oldu. Sunuculuğunu Ömer Aşkın`ın yaptığı programda gündeme dair birçok soruyu yanıtlayan Şahin, Bingöl`den aday olmasının sebeplerinden, önümüzdeki genel seçimlerin önemi ile seçme ve seçilme hakkına kadar pek çok konudaki görüşlerini paylaştı.

Halkın en çok merak ettiği konulardan biri olan, neden Bingöl`den aday olduğu sorusuna cevap veren Şahin, “Bingöl`den aday olmamın bir değil birden çok sebebi var. Bunlardan birincisi ben aslen Bingöllüyüm, Gençliyim. Diğer bir sebep de şu: Bingöl`de parti teşkilatımızca yapılan istişarelerde parti üyesi kardeşlerimizin böyle bir talebi oldu. Genel merkezimiz de gelen bu talebi dikkate alarak tercih etti. Diğer bir sebep ise Bingöl`ün bende ayrı bir yeri var. Kendimi Bingöl`den uzak görmüyorum. Bu yüzden de buradan aday olduk.” dedi.

Bölge genelinde yaşayan halkların mecliste yeterince temsil edilmediğini belirten Şahin, “Bingöl halkı dindar kimliği çok güçlü olan bir halktır. İslami kimliğinden dolayı zulme uğramış, mağdur olmuş birileri var ise Bingöl halkı sistemin zulmüne uğramış bu insanların mağduriyetinden dolayı da hep bu insanları tercih etmiştir. Tabi bizim de Hür Dava Partisi olarak genel seçimler gibi bir tecrübemiz olmadı. Fakat yerel seçimler döneminde bir tecrübemiz oldu.” dedi.

“İradesini gittiği mecliste ortaya koyan milletvekili profili çok azdır”

Seçilen vekillerin Bingö`lü yeterince temsil etmediğini belirten Şahin, sözlerine şöyle devam etti: “Daha önceki genel seçimlerde Bingöl halkı kimilerine temsiliyet verip meclise göndermiştir. Peki, Bingöl yeterince temsil edilmiş midir? Maalesef gördüğümüz gibi yeterince temsil edilememiştir. Bu sadece Bingöl ile ilgili bir sorun mudur? Hayır. Etkin ve hakikaten söz sahibi olan, iradesini gittiği mecliste ortaya koyan milletvekili profili çok azdır. Bununla beraber her ilin milletvekilinin mecliste sadece kendi ilini değil, bütün Türkiye`yle ilgili çok etkin roller üstlenmesi lazımdır. Çok etkin pozisyonlar alması lazımdır. Ama gördüğümüz kadarıyla bırakın mecliste genel bir temsilde bulunulmasını, Bingöl`ün sorunlarıyla bile ilgilenilmediği ortadadır.”

“İktidarda olmasanız da sorunları meclise taşırsınız”

Halkın desteğiyle Meclis`e, Ankara`ya gidenlerin daha sonra halkı, sorunlarıyla baş başa bıraktığını vurgulayan Şahin, “Adaylar, seçimde halktan destek alıp Ankara`ya gittikten sonra bu halk ne yaşıyor, ne oluyor, ne bitiyor yaşadıkları sorunlar ne, devlet tarafından nasıl bir sıkıntıya uğramışlar, bölgede bulunan mevcut güçler tarafından nasıl bir sıkıntıya uğruyorlar işte bunların hiç biriyle ilgilenmiyorlar. Bunun ötesinde şehrin yapılanmasıyla da ilgilenmiyorlar.  Mesela yerel seçim döneminde geldik Bingöl`deki çalışmalarda yer aldık. Bingöl`ün hali hakikaten içler acısıydı. Hakeza Diyarbakır`ın da öyle, hizmet götürülmemiş, getirilmemiştir. Bu halk sizi seçmiş ve kendilerini temsil hakkını vermişse iktidarda olmasanız da sorunları meclise taşırsınız, medyada kamuoyunda gündem oluşturursunuz hiçbir şey yapamasanız da sorunun müsebbiplerini gelirsin bu halka şikâyet edersiniz.” şeklinde konuştu.

“Seçme ve seçilme hürriyeti sadece sözde var”

Seçme ve seçilme hürriyeti hakkında da konuşan Şahin, anayasal haklarla verilmiş bu hürriyetin birçok kılıf geçirilerek kısıtlandığını, hürriyetin sadece sözde olduğunu belirtti.

Şahin, “Anayasa da her Türk vatandaşı diye geçiyor ama ben öyle bir şey demeyeceğim. Türkiye vatandaşı olan ve 18 yaşını doldurmuş herkes seçme ve 25 yaşını doldurmuş herkeste seçilme hürriyetine sahiptir. Aslında bu yaş biraz daha geriye çekilerek gençlik kitlesinden çok daha ciddi oranda istifade edilebilir. 15 yaşın üstündeki gençlere de sorumluluk hissi ciddi manada yüklenilip gençliğin gücünden daha fazla istifade eder mahiyette bir siyasi alan oluşturulabilir. Tabi bu konularda seçme ve seçilme hürriyeti de var. Doğrudur, kâğıt üzerinde böyle bir şey var. Ancak bu pratikte birebir kanunlarda olduğu halde uygulanan bir şey midir? Asla! Yani bir taraftan ne kadar özgürlük dense de diğer taraftan da farklı şerhlerle bu özgürlükler kısıtlanıyor. Kısacası seçme ve seçilme hürriyeti sözde olan bir hürriyet, ama pratikte ciddi sıkıntıları olan bir hürriyettir.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye`de siyaset kirletilmiş bir alandır”

Seçme ve seçilme hürriyetinin ahlak temeline oturtulması gerektiğini kaydeden Şahin, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Seçme ve seçilme hakkı hangi değerler üzerine oturtulmalıdır denilirse; maalesef bugünün siyasetini konuşursak çok kirli bir alan çıkıyor karşımıza. Yani Türkiye`de siyaset maalesef kirletilmiş bir alandır. Ahlaktan uzaklaştırılmış, aldatmaya dayalı, her türlü gayrı meşru yolların kullanıldığı ve sadece insanların oylarını almak düşüncesiyle hareket edilen bir alana dönüşmüştür. Bunun değiştirilerek siyasetin ahlak temeline oturtulması lazım. Seçen bir insan seçme hürriyetini kullanırken hakikaten de bilinçli bir tercihte bulunması lazımdır. Ben bir insanı seçiyorum; bu insan sıradan, basit bir insan değil beni idare edecek bir insandır. Bizim üzerimize kanunlar çıkaracaklar, idarede, icraatta bulunacaklar. Bu bizim inancımızı etkileyecek. Bu bizim ahlakımızı etkileyecek ve bu bizim neslimizi etkileyecek.  Her yönüyle geleceğimizi ve yarınımızı etkileyecek bir tercihtir. Dolayısıyla seçmenlerin, seçecekleri adayların kişilik özelliklerine dikkat etmesi lazımdır. 550 milletvekili seçilip meclise gidecek. O mecliste millet adına kanunlar çıkaracak. Genel seçimler, her yönüyle hayatının tüm alanını ilgilendiren; dinini, inancını, ahlakını, sosyal yaşantısını, aile içi ilişkisini, ebeveyn ve evlat arasındaki ilişkiyi, eğitim sistemini ve bütün sosyal politikaları ilgilendiren seçimlerdir.

Seçmenin kaybedecek bir 4 yıllarının daha olmadığını belirten Şahin, “Bizim genel seçimlere girerken belirlediğimiz ana temalardan bir tanesi “Mecliste söyleyecek sözümüz var” olacaktır. Tabi yalnız bu da değil, “Şimdi tam zamanı” da diyoruz. Hakikaten çok bazı konularda gecikildi. Yani şimdi tam zamanı. Halkın kaybedeceği bir 4 yılı daha yok.” ifadelerini kullandı.  (İLKHA) 




 

Bu haberler de ilginizi çekebilir