Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Fetullahçı Terör Örgütü üyesi oldukları suçlamasıyla 5'ü polis 7 kişi hakkında açtığı davanın iddianamesi kabul edildi. İddianamede, Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde doktor olan Nebil Ark'ın ağabeyliğinde, söz konusu polislerin örgütlü olarak bir araya gelerek devletin emniyet gücünü çökertmek üzere planlar yapıldığı ve suç örgütleriyle işbirliği içerisinde oldukları belirtildi. İddianamede ayrıca Fetullahçı Terör Örgütü üyelerinin, mensup oldukları örgütün devlet içinden pasifize ve tasfiye edilmesini engellemek istediklerine dikkat çekildi.

İŞTE SUÇLAMALAR
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosunca hazırlanan ve 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, sanık olarak Seyyit Akşit, Cihan Tümbül, Durak Yiğit, Ömer Aydın, Kadir İnan, İbrahim Şimşek ve Nebil Ark'ın isimleri yer alıyor. Sanıklardan Akşit, Tümbül, Aydın ve Şimşek'in emniyet mensubu oldukları, Yiğit'in geçen yıl emniyetten ihraç edildiği, Nebil Ark'ın Turgut Özal Üniversitesinde kulak burun boğaz uzmanı, Kadir İnan'ın ise suç örgütü lideri olduğu belirtildi. Sanıkların “Haksız yere elde bulundurulan anahtarla açarak hırsızlık”, “kamu kuruluşlarındaki eşya hakkında hırsızlık”, “soruşturmanın gizliliğini ihlal”, “göreve ilişkin sırrın açıklanması”, “rüşvet” ve “hırsızlık malını bilerek almak” suçlarından cezalandırılmaları istendi.

POLİS ARACINI ÇALDILAR
Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne ait sivil plakalı otomobilin 16 Temmuz 2014 tarihinde saat 04.00 sıralarında müşteki polis memuru Bilal Okumuş'un Keçiören'deki evinin önünden çalındığı kaydedilen iddianamede, otomobilde çelik yelek, çelik levhalar, polis yeleği, şapkası, biber gazı, araç içi kamera ve hafıza kartı, navigasyon cihazı gibi malzemeler bulunduğu, otomobilin aynı gün 10.20 sıralarında terk edilmiş vaziyette Altındağ'da ele geçirildiği belirtildi. Sanık Seyyit Akşit'te bulunan yedek anahtarın kullanıldığının tespit edildiği vurgulanan iddianamede, aracı çalan kişinin ise suç örgütü lideri Kadir İnan olduğuna dikkat çekildi.

TELSİZİ ÇETEYE VERDİLER
İddianamede, sanık Seyyit Akşit'in komiser Yasin Ç.'ye ait telsizi aracın torpido gözünden çalarak Kadir İnan isimli suç örgütü yöneticisi olarak aranan şüpheliye verdiği belirtildi. İddianamede Akşit'in telsiz kodlarını da temin ederek emniyetin konuşmalarını suç örgütlerinin dinlemesini sağladığı, bu yolla yakalanacak kişilerin yakalanmasının engellediği, operasyonların sızdığı ve olay faillerinin yakalanamadığı, suç örgütlerinin operasyonlara karşı tedbirler geliştirdiği vurgulandı.

“SERVER'I PATLATACAKTI”
İddianamade ayrıca şok edici bir ayrıntıya yer verildi. Fetullahçı Terör Örgütü üyesi Seyyit Akşit'in patlayıcı madde bulmak için suç örgütü lideri Kadir İnan ile görüştüğü, bu patlayıcı madde ile Ankara Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'ndeki bilgisayar server'larının patlatılmasını da düşündükleri, fakat patlayıcı bulma işinin ihale edildiği Kadir İnan'ın bunu kabul etmemesi üzerine bu düşüncelerini gerçekleştiremediklerinin anlaşıldığı kaydedildi. İddianamede tanık Ali Dilek'in de ifadesine yer verildi. Dilek'in ifadesine göre, Akşit teknik büroda çalıştığı dönemde bazı suç örgütlerinin dinleme tapelerini 70 bin TL karşılında sildi.

BU YAPI TERÖR ÖRGÜTÜ
Türkiye'de bir örgütün terör örgütü olup olmadığı konusunda değerlendirmeyi Emniyet Terör Daire Başkanlığı'nın yaptığına dikkat çekilen iddianamede, başkanlığın FTÖ hakkında 52 sayfalık raporu olduğu ve bu yapıdan bir terör örgütü olarak bahsedildiği vurgulandı.

Devleti güçsüz göstermeyi hedeflediler
İddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü üyelerine ilişkin dikkat çekici ayrıntılara da yer verildi. Fetullahçı Terör Örgütünün hükümeti devirmek üzere giriştiği organize, sistematik, dış destekli, yargı ve emniyet üzerinden yürütülen operasyonların hedefi olan Türkiye Cumhuriyeti'nin 61. Hükümeti'nin örgütün etkinliğine yönelik devlet içindeki kadrolarını pasifize etmek üzere harekete geçtiğire dikkat çekilen iddianamede, sanıkların mensup oldukları örgütün devlet içinden pasifize ve tasfiye edilmesini engellemek, devleti paralel yapının mensuplarına mahkum ve muhtaç göstermek, yeni atanan kadroların başarısız olduğunu ispatlamak, bu işlemleri gerçekleştiren devlet görevlilerine ders vermek, hükümetten intikam almak, devletin aciz ve zayıflığını ispat etmek üzere planlama yaparak harekete geçtikleri belirtildi.

Suç örgütü ile el ele 'hizmet'
İddianamede, şüpheli Nebil Ark'ın başkanlığında (ağabeyliğinde), Cihan Tümbül, Ömer Aydın, Durak Yiğit, Seyyit Akşit ve İbrahim Şimşek'in hiyerarşik ilişki içerisinde ve emir komuta zincirinde bir araya gelerek, devletin emniyet gücünü çökertmek üzere planlama yaptıkları, bu planlamaya uygun olarak önce Akşit'in kuruma ait belgeleri çalıp suç örgütlerine verdiği, bu yolla birçok soruşturmanın başarısız kalmasını sağladığı ve netice elde edilmesini engellediği ifade edildi.
İddianamede, Seyyit Akşit'in çalarak Kadir İnan'a verdiği belgelere de yer verildi. Tek tek sıralanan belgeler sayfalarca suç belgesinin terör örgütüne teslim edildiğini ortaya koydu.

Suçlar siyasi amaçla işlendi
İddianamede, “Suçun Paralel Devlet Yapılanması Terör Örgütü namına işlendiğine dair deliller ve tespitler” başlığı altında şunlar sıralandı:

*Sanık Seyyit Akşit, emniyet ifadesi ve mahkeme sorgusunda, aracın terör amaçlı çalındığını ve suçların siyasi amaçlı işlendiğini ikrar etti,

* Akşit'in ev aramasında Fetullah Gülen'in iki CD'si bulundu

* Sanığın çalıştığı dönemde Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bütün kritik görevlerinde örgüt üyelerinin görev yaptığı ve Akşit'in de bu yapıya üye olmadan teknik dinleme biriminde çalışması mümkün değil,

* Paralel yapının kontrolündeki basın yayın kuruluşlarının olayla ilgili yanlı yayınlarla kamuoyu algısı oluşturmaya çalıştıkları, bu örgüt tarafından işlenen suçların yapılan yayınlarla üstlenildiği tespit edildi.

* Sanıkların cep telefonu sinyal ve arama analizlerinin de beraber hareket ettiklerini açıkca göstermektedir,

* Bütün bu sonuçlara bakıldığında, bu iddianamede anlatılan suçların siyasi maksatlar hasıl etmek üzere terör amaçlı, örgütlü bir yapı tarafından işlenmiş planlı ve organize bir suçlar bütünü olduğu anlaşılmıştır.

* İddianamede, Türkiye Cumhuriyeti devletine paralel bir "cemaat devleti" oluşturulduğu ve devlet egemenliğini fiilen bu örgütün ele geçirmek için gizli faaliyet yürüttüğü iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada, böyle bir terör örgütünün varlığına ve amacına ilişkin somut deliller elde edildiği belirtildi.