İnzar Dergisi Nisan 2015 Sayısı Çıktı
İnzar Dergisi 127. sayısıyla seçkin bayilerde raflardaki yerini aldı. Derginin bu ay ki dosya konu yetimler. İnzar Dergi`nin vazgeçilmezi olan Başyazı ise okura ışık tutacak iki konuyu ele almış.
127. sayı editör yazısında; “Bu ay ki dosya konusu olarak hepimizin bir şekilde yasadığı bu umumi (Yetim) sıfatı konu aldık. Belki böyle umumi manada değil ama her hâlükârda bir şekilde bize de hitap ediyor konular. Sünnetullah, toplumu katmanlar şeklinde yaratmış. Kimisini fakir, yoksul, miskin şeklinde yaratırken kimisini de zengin, yetenekli ve donanımlı yaratmış. Sünnetullahtaki bu sınıflandırmada ahenk ve imtihanın sırlarla dolu hikmeti yatarken, insanların yaptığı sınıflandırmada zulüm ve dengesizlik vardır. Allah`ın yaptığı sınıflandırmaya iman; imtihanın gereği olarak bakıp, ihtiyaç duyanlara sahip çıkmayı imani bir mesele olarak görür. Küfür ise; Allah`ın yedirip içirebilecekken terk ettiklerine biz mi sahip çıkacağız gibi şeytani mazereti ileri sürer.
Oysa toplumla ilgilenen bilimlerin hepsi bugün ispat etmişler ki sosyal adaleti ayakta tutan toplumlar için, ‘gelecek` diye bir olgudan söz edilebilir” sözlerine yer verilmiş.
İnzar Dergisi 127. sayı içeriğine baktığımızda; Abdulhakim Sonkaya İslam`ın hanesine sığınmayan herkesin aslında yetim olduğunu eşsiz yorumu ile izah ediyor. Mehmet Göktaş, farklı bir konu olarak Müslümanların cemaatle namaz kılmalarının fazileti, cemaati terk etmelerinin tehlikesi hakkında faydalı bir yazıyı dikkatlere sunarken, Faruk Hamza da Fecr Suresi on beşinci ayet ışığında yetimler konusunun ehemmiyetini kaleme almış.
İnzar Dergi`nin vazgeçilmezi olan “Başyazı” ise okura ışık tutacak iki konuyu ele almış. ‘Davamızda Sabit Kadem Olalım` başlıklı yazının ilk konusu algı operasyonlarından ve başkalarının etkisinden teberri ederek “kendi gündemimizi kendimizin belirlemesi gerektiği” konusunu işlenirken, son bölümde de Kutlu Doğum mevsimi dolayısıyla bu ayda yapılması gerekenler konu edinmiş.
Başyazı`nın girişinde “Biz Müslümanız. Müslümanca düşünmek, Müslümanca konuşmak ve Müslümanca tepkiler vermek zorundayız. Müslümanlar kimlerle ve hangi ortamlarda olurlarsa olsunlar başkalarının tesirinde kalarak onların dilini kullanmak zorunda değildirler. Onların istedikleri tavrı takınmak zorunda değildirler. Onların etkisinde kalarak ve oluşturdukları mahalle baskısı altında eziklik hissederek başkalarının oluşturdukları gündemin akışına kapılmak zorunda değildirler” sözlerine yer verilmiş.