Öğretmenlik, peygamberlik mesleğidir
Okullarda çocuklarına toplumda kabul görmeyen fikir ve ideolojilerin aşılanmasına tepki gösteren öğrenci velilerinin şikâyetlerini değerlendiren eğitimciler, dikkat edilmesi gereken hususlarda uyarılarda bulundu.
Son zamanlarda bazı öğrenci velilerinin, çocuklarına ideolojik öğretiler aşılanmasına tepki göstermesi üzerine İlke Haber Ajansına konuşan İkra Eğitim Yardımlaşma Derneği (İKRA DER) Başkanı Murat Arslan ve Eğitim Bir Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş, toplumda kabul edilmeyen fikir ve ideolojilerin küçük çocuklara dayatılmasının son derece tehlikeli olduğuna vurgu yaptı.
Eğitim kurumlarında toplumda aşırı uç kabul edilen fikir ve ideolojilere yer olamayacağını söyleyen Eğitim Bir Sen Diyarbakır Şube Başkanı Memiş, öğretmenlerin çocukların topluma bir faydası olması için çalışmakla görevli olduklarını söyledi.
Çocukların yaratılış gayelerine uygun bir şekilde topluma faydalı birer evlat olarak yetiştirmek gerektiğine vurgu yapan Memiş, “Özellikle bazı eğitimcilerin fikir dayatması yönünde bu konularda çocukları yönlendirmesi ve hatta bazı çocuklarımızın okullarda baktığımızda gencecik körpecik kızlarımızın ve erkek çocuklarımızın dağa gitmesi dahi bu tür önünü alamadığımız sorunlardan kaynaklanıyor. Bu konularda öğretmenler topluma faydalı bireyler yetiştirmekle beraber kendi asli görevleri olan durumlarla ilgilenmeleri gerekiyor.” Dedi.
“Lütfen çocuklarımıza ve değerlerimize sahip çıkalım!”
Bazı eğiticilerin siyer dersine, Kuran-ı Kerim öğretisine ve dini değerlere hayır dediği halde, dini değerlere ve inançlara uygun olmayan bütün ideoloji ve fikirleri öğrencilere dayattıklarını söyleyen Memiş, bu tür hareketlerin çok çirkin ve tehlikeli olduğuna dikkat çekti.
Zengin ve varlıklı kesimin çocuklarını istedikleri yerde istedikleri gibi okutabildiğini söyleyen Memiş, “O halde mazlum ve gariban halkın çocukları neden iyi bir eğitim almasın. Bölgede olan bütün öğretmenlerimize sesleniyoruz: Lütfen çocuklarımıza ve değerlerimize sahip çıkalım. Bütün fikirler değerli olabilir. Herkes istediğini düşünebilir. Ancak eğitim kurumlarında bu fikirleri çocuklara aşılamak son derece tehlikeli ve yanlıştır. Bu çocuklar, masum ailelerin bize teslim ettiği birer emanettir. Bu konudaki şikâyetlerin, Milli Eğitim Müdürlükleri, İl ve İlçe kaymakamlıkları ve Valiliklerin değerlendirmesini ve önüne geçilmesini bekliyoruz.” İfadelerine yer verdi.
“Eğitim ideolojilere kurban olmamalı”
Konuyla ilgili olarak değerlendirmede bulunan İkra Eğitim Yardımlaşma Derneği (İKRA DER) Başkanı Murat Arslan ise, eğitimin Türkiye'de ideolojilere kurban olmasının yıllardan beri süregelen bir sorun olduğuna dikkat çekti.
Bazı öğretmenlerin çocuklara çeşitli fikir ve ideolojileri aşıladığını söyleyen Arslan, “Bazı eğiticiler bu konuda duyarlı davranmamaktadır. Yıllardır ülkemizde eğitimin siyasallaşması gibi yaşanan bu sıkıntılar, gençleri ve çocukları çok kötü etkiledi. Eğitim yuvalarında özellikle ideolojik fikirlerin ve siyasal akımların öğretmenlerin kendi düşünce ve fikirlerini aşılaması doğru bir davranış değildir.” İfadelerini kullandı.
“Eğitimde taraf olunmaz”
Son zamanlarda artan öğrenci velilerinin şikâyetlerini de değerlendiren Arslan, okullarda öğrencilere toplumun kabul etmediği, beğenmediği 'Aşırı uç' diye tabir ettiğimiz fikir, akım ve düşüncelerin aşılanmaya çalışıldığını söyledi.
Arslan daha sonra, “Sonuçta hangi düşüncenin doğru, hangi fikrin yanlış olduğuna çocuğun kendi karar vermesi gerekiyor. Ama tabi bu karar verme yaşı, ilköğretim çağındaki çocuklar için erken ve olumsuz sonuçlanabilecek bir durumdur. Sonuçta, bir çocuğun karar verme kapasitesi daha yetişmemiştir. Bundan dolayı öğretmenler genelde ders işlerken, tarafsız olmaları gerekiyor. İdeolojiden uzak bir şekilde zaten müfredat ortadadır. Bu müfredatın dışına çıkılmaması gerekiyor.” Şeklinde devam etti.
Anneler ve babalar dikkat!
Saf beyinlerin, ideolojik akımların ön yargı oluşturabilecek kalıp ve düşüncelerini aşılamanın gerçekten üzücü bir durum olduğunu söyleyen Arslan, annelere ve babalara bu konularda dikkatli olma uyarısında bulundu: “Çocukları okuldan her eve geldiğinde, ona okulda geçirdiği vakit, kimlerle neleri konuştuğu, öğretmenin derste neler anlattığı, bunun takibatı iyi yapılmalıdır. Duyarsız bir şekilde davranırsa velilerimiz, yarın öbür gün hiç tasvip etmediği, toplumu huzursuzluğa sevkedecek, düşünce ve akımlara müptela olduğu zaman gençler, çocuklara yapılabilecek hiçbir şey yoktur. Sorunların en başından çözülmesi gerekiyor. Sorunların çözümü, her velinin kendi çocuğuyla iletişime geçmelidir. Bir arkadaş gibi, dost gibi olmalıdır. Ne öğrendiğini anlatmasını sağlamalıdır. Yanlış bir şey öğrenmişse, düzeltir. Doğruyu da destekler. Bu şekilde sorunları çözer.” (M. Sıddık Bilge – İLKHA)