Türkiye`nin birçok ilinde olduğu gibi Şanlıurfa`da da Mustazaflar Haftası kapsamında bir etkinlik düzenlendi. Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından düzenlenen etkinlikte YAKUBİYE-DER Süleymaniye Temsilciliğinde yoğun katılımla gerçekleştirildi.

İbrahim Durmaz`ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan etkinlik, dünyadaki Mustazaf milletlerin anlatıldığı sinevizyon gösterimi ile devam etti. Etkinliğe konuşmacı olarak katılan Doğruhaber Gazetesi yazarlarından Molla Müfit Yaray, Kasas Suresi kapsamında geçmişte ve günümüzde Mustazaf ve Müstekbirleri anlattı.

Musatazaf ve Müstekbir kelimelerinin anlamına değinen Yaray, “Mustazaf işgücü, kafa yapısı ve sayı bakımından güçlü bir potansiyele sahip olduğu halde egemen güçlerin plan ve projeleri neticesinde zaman içerisinde zayıf bırakılarak ezilmiş, işkenceler görmüş halk kitlelerine denilir. Potansiyel olarak yeryüzünün gerçek sahipleridir. Olması gereken yerde olmayanlardır. Müstekbir ise bunun tam zıddıdır. Sayı olarak az olmalarına rağmen hâkim güç olmaları hasebiyle ellerindeki imkânlarla mustazafları kontrol altına almaya çalışan kimselerdir." diye konuştu.

Bu kapsamda Kur'an`da Hz. Musa ve kavminin Firavunla mücadelesinin misal olarak anlatıldığını belirten Yaray, “Allah'uTeala Kasas Suresinde Müstekbirlerin özelliklerini adeta bir röntgen filmi çeker gibi bize gösteriyor. O dönemin müstekbirlerini temsil eden Firavun`un kibirlendiği hatta ilahlık tasladığı anlatılır. Aslında Müstekbirlik sadece Firavuna has bir özellik değildir. Tüm müstekbirler aynı özelliğe sahiptirler. Günümüzde ise en büyük müstekbir Amerika`dır. Amerika`nın en büyük özelliği kibirlenmek, insanlığa adeta ilahlık davasında bulunmaktır. Diyor ki, ‘yeryüzünün hâkimi benim, sınırları ben çizerim, kuklaları ben getirir ben götürürüm.” diye konuştu.

Firavun`un kendi kavmini parçalara ayırıp zayıf düşürdüğü gibi günümüzde de zalimlerin insanları çeşitli sebeplerle parçaladığını ifade eden Yaray, “O gün Firavun insanlar üzerinde hüküm sürmek için onları parçalara ayırmıştı. Bugün de Amerika yeryüzündeki halkları parçalara ayırmış. Mezhep, tarikat, ırk ve bölge üzerinden hepsini çeşitli sebeplerle yutulabilir küçük lokmalar haline getirmiştir. Böylece herkesi kendine esir duruma getirmiştir. Batılı ülkeler Osmanlıyı 54 parçaya böldüler. Yüzlerce ayrı millet oluşturdular sonra onları da değişik fikirlerle ayrıştırdılar. Hatta mezhepleri bile çatıştıracak kadar bir proje ortaya koydular. Bugün kendine güya Müslüman diyenler ne acıdır ki beline bağladığı bombalarla Müslümanların camisine giderek camiyi içindekilerle havaya uçuruyor. Tüm bunlar kendiliğinden mi oluyor sanıyorsunuz? Bunlar yıllardır hazırlanan plan ve projelerin bir sonucudur.” dedi.

Firavun`un Hz. Musa`yı kendisi için potansiyel tehlike gördüğünden dolayı erkek çocukları katlettiğini söyleyen Yaray, aynı müstekbirlerin günümüzde de İslam coğrafyasında çıkabilecek Musaları ortadan kaldırmak için her tarafı bombaladığını ifade etti.

Etkinlik Basri Demir`in yaptığı duanın ardından ikramla sona erdi. (Osman Gülebak, A.Hakim Bulut - İLKHA)