• DOLAR 34.236
  • EURO 37.593
  • ALTIN 2882.61
  • ...
Basel`de Helepçe`yi anma programı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Kürdistan coğrafyasında son yüzyılda işlenen en vahşi katliamlardan biri olan Halepçe Katliamı'nın, yıldönümü münasebetiyle İsviçre'nin Basel şehrinde bir anma programı düzenlendi.

Program vakıf müdavimlerinden Halil Evsen'in okuduğu Çevşen ile başladı. Okunan Çevşen'in ardından mikrofonu alan araştırmacı yazar Zülküf Er, Halepçe'de işlenen katliamın öncesini ve sonrasında yaşanan gelişmeleri program katılımcılarıyla paylaştı.

Halepçe Katliamı`nın yaşandığı dönemde diktatör Saddam Hüseyin Irak'ın başında olduğunu hatırlatan Er, 1979`da İran`da gerçekleşen İslam Devriminin bölge ülkelerine sıçramasını önlemek için Batılı Emperyalistler ile Arap diktatörlerin kışkırtmasıyla Saddam Hüseyin`in 1980`de İran`a savaş açtığını kaydetti.

İran`ın yanıt vermesiyle savaşın dengelendiğini ve bu savaşta 1 milyonun üstünde kişinin hayatını kaybettiğini belirten Zülküf Er, 8 yıl süren savaşın sonlarına doğru İran`a yakın bir mesafede olan Halepçe şehrinin İran askerleri tarafından ele geçirilmesine öfkelenen Saddam Hüseyin`in kimyasal bombalarla 16 Mart 1988`de Halepçe`ye saldırarak katliamı gerçekleştirdiğini anlattı. Katliamın yapıldığı gün aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların bulunduğu 5 bin insanın yaşamını yitirdiğini aktaran Er, daha sonraki yıllarda kullanılan gazın etkisiyle bu rakamın 100 Bini bulduğunu söyledi.

“Halepçe`ye Elma kokan bomba yağdırıldı”

Konuşmasında katliamdan sağ kurtulanların anlattığı bazı bilgileri de paylaşan Er, uçakların şehre yaklaştığını duyan halkın sığınaklara kaçtığını, yapılan bombardımanın daha önceki bombardımandan farklı olduğunu fark ettiklerini anlatarak, “Daha önce yapılan saldırılarda kullanılan bombalar büyük bir gürültüyle patlıyormuş, ancak katliamın yapıldığı gün atılan bombalar sesten çok duman sıçıyormuş. İnsanlar sığınaktan çıktığında etraftan gelen Elma kokusu dışında bir şey hissetmemişler. Hatta kadın ve çocuklar Elma kokusunun geldiği yöne doğru gitmişler, tabi buda daha çok insanın hayatını kaybetmesine neden olmuş.” ifadelerini kullandı.

“Keşke ben de ölseydim”

Konuşmasının sonunda Halepçe Katliamı`nı dünyaya duyuran gazeteci Ramazan Öztürk ve Güneş Gazetesi muhabiri Faruk Ölçücü`nün katliam sonrası yazdıklarını okuyan Zülküf Er, Faruk Ölçücü`nün şunları kaydettiğini aktardı: “Etrafta hardal gazının yakarak öldürdüğü kadın ve çocuk cesetlerinin resimlerini çekerken, kusmamak için kendimi güç tutuyordum. Halepçe`nin bütün sokakları, Irak uçaklarının attığı kimyasal bombaların etkisiyle katledilmiş Kürt kadın ve çocukların cesetleriyle doluydu. Atılan sinir ve siyanit gazlarının etkisiyle iç solunum sistemleri tahrib olan bu zavallı insanlar boğularak ölmüşlerdi. Dış görünümlerinde hiçbir şey olmayan bu insanlar, sokaklarda uyur gibi yatıyorlardı. Koca kasabada, hayvan dahil hiç kimse kalmamıştı. Atılan kimyasal bombalar, düştüğü yerlerden uzak noktalara, rüzgarın etkisiyle gaz bulutu şeklinde evlerin içindeki odalarda saklanmış insanların da boğularak ölmesine neden olmuştu. Keşke ben de ölseydim.”

Program son olarak Helepçe`deki katliamın korkunç boyutlarını gözler önüne seren sinevizyon gösterimiyle sona erdi.

(İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir