`Suud`un politikası eskisi gibi olmayacak`
Mısırlı gazeteci yazar Fehmi Huveydi, "Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın eşzamanlı Suudi Arabistan ziyaretiyle, Suudi Arabistan`ın her iki tarafa da eşit mesafede açık olduğu ve önceki gibi `Türkiye`ye karşı Mısır`ın yanında yer alan bir politika izlemediği` mesajı verilmek istendi" dedi.
Mısırlı gazeteci yazar Fehmi Huveydi, "Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın eşzamanlı Suudi Arabistan ziyaretiyle, Suudi Arabistan'ın her iki tarafa da eşit mesafede açık olduğu ve önceki gibi 'Türkiye`ye karşı Mısır`ın yanında yer alan bir politika izlemediği' mesajı verilmek istendi" dedi.
Huveydi, Mısır ve bölgedeki gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Suudi Arabistan'da yönetim değişikliği ve Mısır politikasına etkisine değinen Huveydi, "Suudi Arabistan`da Kral Selman'dan sonra yeni yönetim kadrosu oluştu. Bunun iç ve dış politikaya çeşitli etkileri bulunuyor. Kral Abdullah döneminde ülkenin kuzeyinde DAEŞ, güneyde Husiler ve Birleşik Arap Emirlikleri`yle (BAE) Mısır`ın giriştiği mücadelede taraf olma durumu söz konusuydu. Ancak şimdi yeni yönetim var, durum değişti" diye konuştu.
"Suudi Arabistan taraf olmak istemiyor"
"Önceleri Yemen, Irak, Suriye ve Mısır konusunda kendine özgü duruşu olan bir Suudi Arabistan vardı. Dış politikada gözlenen değişimle birlikte Suudi Arabistan bölgedeki mevcut kutuplaşmada taraf olmaktan çıkmak istiyor" değerlendirmesinde bulunan Huveydi, "Suudi Arabistan yeni dönemde Mısır`ın iç politikasına müdahil olmaktan ziyade sadece sorunların giderilmesine yardımcı olacak rol üstlenmek istiyor. Bu önemli bir değişim. Bu durum Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) haritasında da değişime neden oldu" ifadelerini kullandı.
"Suudi Arabistan Mısır koalisyonu yapısal değişikliğe uğradı"
Suudi Arabistan Mısır koalisyonunun yapısal değişikliğe uğradığını belirten Huveydi, "Mevcut birliktelik bir eksen oluşturmak durumundan başkalarını da içine alan işbirliğine dönüştü. Bunun önemli göstergelerinden birisi Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın eşzamanlı Suudi Arabistan ziyareti. Ziyaretlerin eşzamanlı olması birçoklarında şok etkisi yarattı çünkü önceki dönemde böyle bir durum düşünülemezdi. Burada verilmek istenen mesaj, "Suudi Arabistan her iki tarafa da eşit mesafede açık. Önceden olduğu gibi Türkiye`ye karşı Mısır`ın yanında yer alan bir politika izlemiyor şeklindeydi" dedi.
Tüm bu politika değişikliklerinin yakından izlenmesi gerektiğini vurgulayan Huveydi, "Bu durum bölgede ilişkilerin eskisi gibi olmayacağına işaret ediyor. Bazı siyasi ittifaklarda değişim yaşanacak. Suudi Arabistan'ın Mısır politikası eskisi olmayacak. Suudi Arabistan Mısır konusunda taraf olmaktan çeşitli konularda sükunet telkin eden aracı konumuna gelebilir. Bu değişimin etkilerini şimdiden görebiliyoruz" diye konuştu.
Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan`ın üçlü ittifak oluşturma ihtimali üzerine sorulan soruya Huveydi, "Hayır, bunu söyleyemeyiz, ancak başka unsurlar var. Husilerin varlığı Suudi Arabistan`ın arka bahçesinde İran`ın etkin olması anlamına geliyor. Ayrıca bunun Sünni Şii gerginliğini artırması gündeme gelelebilir. Bu durumda Türkiye, bölgede kendisinden vazgeçilemeyecek büyük Sünni güç olarak karşımıza çıkıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Suudi Arabistan'ın politika değişikliğinin eksen kaymasından çok çeşitli hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik açık kanallar oluşturma gayreti olarak okunabileceğini ifade eden Huveydi, "Suudi Arabistan kutuplaşmadan kendisini uzak tutuyor ve Sünni dünyasının kendisini savunduğu bir oluşum kurma çabası içinde. Mısır`ın kendisini içine çektiği çekişmelerden soyutlanmak istiyor" dedi.
Mısır Türkiye ilişkileri
Mısır Türkiye yakınlaşması için Suudi Arabistan`ın aracılığına ihtiyaç olmadığını söyleyen Huveydi, "Şu an itibariyle iki ülke ilişkilerinde gelinen durum kompleks bir yapıya sahip. Suudi Arabistan`da yeni yönetim henüz iç politikadaki değişikliklerle meşgul. Suudi Arabistan, Mısır Türkiye ilişkilerinde aracı rolü üstlenebilir, bu da normalleşmeden ziyade iki ülke ilişkilerindeki gerilimin azaltılması amacını güdüyor" ifadelerini kullandı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve binlerce tutuklunun hapishanelerde kalmasının kabul edilemez olduğuna dair açıklamasının hatırlatılması üzerine Huveydi, "Davutoğlu'nun konuşması Türk hükümet yetkililerinin zaman zaman dile getirdiği bir olgu. Bazıları Mursi ve tutukluların serbest bırakılmasını Mısır`da demokrasinin uygulanmasının şartı olarak değerlendiriyor. Öyle sanıyorum ki bu talebin mevcut Mısır yönetiminin bakış açısıyla kabul edilmesi zor. Bu tıpkı Mısır`ın Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi için Öcalan`ın serbest bırakılmasını şart koşması kadar imkansız görünüyor. Zannımca bu, uluslararası ilişkilerde uygulanan teamüllere de aykırı bir talep" değerlendirmesinde bulundu.
Mısır'ın İhvan politikası
Mısır'ın siyasi ve toplumsal anlamda İhvanla uzlaşıya hazır olmadığını savunan Huveydi, "Mısır'da şu an itibarıyla bazı tutukluların serbest bırakılması ve idam infazlarının durdurulması mümkün olabilir. Ancak ufukta İhvanla uzlaşı görünmüyor. Ancak siyasi gerginliğinin azaltılmasından bahsedebiliriz. İhvanla ilgili yakın gelecekte çözüm gözükmüyor. Bu sorunun çözümü gündemde dahi değil" diye konuştu.
Son dönemdeki kabine değişikliğine de değinen Huveydi, "İçişleri bakanının değiştirilmesi politika değişikliği anlamında yorumlanmamalı. İçişleri bakanının kendine özgü hareket alanı yok. Devletin sunduğu siyaseti uyguluyor. Bu değişim siyasette farklılığa yol açmaz. Benzer ugulamalar farklı bir üslupla devam edecektir. Aynı filmin başka yönetmen tarafından çekilmeye devam edeceği konusunda tereddüdüm yok" ifadelerini kullandı.
Filistin meselesi
Filistin uzlaşısı konusunda Mısır`ın alternatifi olmadığını belirten Huveydi, "Bu hususta Mısır, coğrafi konum itibarıyla da vazgeçilmez. Arabuluculuk rolünü Suudi Arabistan üstlenemez. Bu bağlamda Filistin uzlaşısı Mısır`ın elinde bir güç. Aynı zamanda da Filistin için zayıflık kaynağı" dedi. (AA)