'Öğrencinin zihnini meşgul edip yaratanla bağını koparmamalıyız'
Eğitimci ve Rehber Öğretmen Hasan Yılmaz, YGS sınavı öncesinde öğrenci ve ailelerine önemli uyarılarda bulunarak, öğrencilerin zihinlerini meşgul etmeyip öğrencinin yaratanla bağını koparılmaması gerektiğini belirti.
Rehber Öğretmeni Yılmaz, ÖSYM tarafından hafta sonunda yapılacak olan YGS ile ilgili hem öğrencilere hem de ailelere tavsiyelerde bulundu.
“Zaten yaradılış gayemizde sınav değil midir?”
Yılmaz, sınav, zihnin ve kalbin ahenk içinde birbirini tamamlama süreci olduğunu ifade ederek, bu durumun birlikteliği sağlayan insanların daha doğru, mantıklı davranışlar sergileyeceğini söyledi.
Yılmaz daha sonra, "Yaşamımız boyunca hep sınavlarla muhatap değil miyiz? Bu sınavlar öyle sınavlar ki herkesin sınavı kendisine mahsustur. Yaratan; insanı, evlatla, servetle, sağlıkla, yüksek öğretim sınavıyla sınar. Zaten yaradılış gayemizde sınav değil midir? Mevla’mız mülk süresinde ‘’ O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.’’dedi.
“Rabbimiz kimseye taşıyamayacağı yükü yüklemez”
“İnsanlar sınavlarla karşılaştığında bunun yüce Allah’tan geldiğini düşünmesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, “ Çünkü Rabbimiz kimseye taşıyamayacağı yükü yüklemez. Eğer sırtımızdaki yükle imtihan ediliyorsak o yükü kaldıracak iradeyi de bizlere vermiştir. Sırtımızın kamburluğuna bakıp da üzülmeyelim çünkü zorluklar ne denli büyük olursa zaferde o denli büyük olacaktır.”ifadelerini kullandı.
“Bu sınav hayatımızın sonlu bir parçasıdır, ne hayatımızın başlangıcı ne de bitişidir”
Hafta sonunda yapılacak olan YGS sınavına değinen Yılmaz, “Bu yüklerden biri hafta sonu yapılacak yüksek öğretime geçiş sınavıdır. Birçok öğrencinin ve ailenin hayalini süslediği bu sınav, temelde bugüne kadar aldığımız eğitimin bir değerlendirmesi olacaktır. Bu noktadan bakıldığında sınav kaygısının yersiz olacağı görülür. Bu sınav hayatımızın sonlu bir parçasıdır. Ne hayatımızın başlangıcı ne de bitişidir.” İfadelerini kullandı.
“ Her öğrenci kendi alanına göre bu süreyi iyi kullanmalıdır”
Sınav hakkında da bilgiler veren Yılmaz, “Sınav, dört farklı test yüz altmış sorudan oluşmaktadır. Bize verilen süre her soru için bir dakika yani yüz altmış dakikadır. Her öğrenci kendi alanına göre bu süreyi iyi kullanmalıdır. Hangi testten başlayacağını, hangi testle devam edeceğini deneme sınavlarındaki tecrübesiyle kararlaştırmalıdır.”uyarısını yaptı.
“Kendimize inanarak soruları çözmeye başlamalıyız”
Rehber Öğretmen Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti: “Uyum problemi yaşamamak için sınava gireceğimiz okulu hatta sınıfı bir gün önceden görmeliyiz. Mümkünse bir denemede çözmeliyiz. Sınav günü her günkü gibi kahvaltımızı yapıp rahat elbiseler giyinmeliyiz. Sınava giderken sınav giriş belgemizi ve kimliğimizi unutmamalıyız. Sınav giriş kâğıdı temiz bir kâğıda çıkarılmalıdır. müsvete kâğıtların kabul edilmeyeceğini unutmayalım. Sınava en geç yarım saat kala bu belgelerle okulumuzda olalım. İçeri girdikten sonra kendi sınıfımıza gidelim. Sınıfa geldiğimizde herkesin kendi dünyasını yaşadığını fark edeceğiz. Hiçbir olumsuzluğa düşünmeden sınava motive olalım. Optiğimizde gereken yerleri işaretlediğimizde ve gözetmen öğretmenlerin kitapçıkları dağıttığında az da olsa heyecan olacaktır. Bu normaldir. Kitapçığımızı kontrol ettikten sonra başlama ziliyle bütün mazeretleri bir kenara bırakıp kendimize inanarak soruları çözmeye başlamalıyız. Burada dikkat etmemiz gereken en önemli nokta sosyal bilgiler testindeki ilk kırk soruyu çözmektir. Kırktan sonraki son beş soruyu çözmememiz gerektiğini unutmayalım. Testlerdeki soruları çözerken sorularla inatlaşmayalım.çözemediğimiz ya da cevabını net olarak bilmediğimiz soruya işaret atıp geçelim.Bütün soruları gördükten sonra işaret attığımız sorulara tekrar dönebiliriz.Optik forma cevapları her testin sonunda işaretlemek hem biraz bizleri dinlendirir hem de yanlış işaretlemelerin( kaydırma) önüne geçmiş oluruz."
Yılmaz daha sonra, “Sınavdan çıktığımızda başkalarının sınavla ilgili yapmış olduğu yorumları dikkate alıp kendimizi üzmeyelim. Çünkü bu yorumlar sağlıklı değildir. Bizler bu açıklamaları kulak ardı edip vakit kaybetmeden diğer sınava çalışmaya başlamalıyız. Şunu unutmayalım ki yüksek öğretime geçiş sınavından sonra ayakta kalanlar zafere ulaşacaklardır.” Şeklinde devam etti.
Yılmaz son olarak, “Bu sınavın başka bir boyutu da ailelerdir. Ailelere tavsiyem sınav günü öğrencilerin zihinlerini meşgul etmeyip öğrencinin yaratanla bağını koparmamalarıdır.”ifadelerini kaydetti. (Nihat Kanat-İLKHA)