Sezar Takvim Yapılması İçin Emir Verdi
doğruhaber / tarihte bugün / 1 MART
GÜNÜN AYETİ
“...Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler!...” (Maide suresi 54. ayetin meali)
GÜNÜN HADİSİ
“Ebu Rezik Akili: 'Ey Allah'ın Resulü! İman nedir?' diye sorunca;
Resulullah (sav) buyurdular: “Allah ve Resulü'nün senin nezdinde her şeyden daha sevimli olmalarıdır.” (İmam Ahmed)
GÜNÜN SÖZÜ
“Rabbini tanıyan onu sever! Dünyayı tanıyan ona zahid olur! Mümin bir kimse oynayıp gaflete dalmaz! Düşündüğü zaman üzülür.” (Hasan Basri)
TARİHTE BUGÜN
Takvim düzenlenmesi için emir veren Sezar, yılın ilk ayına çok sevdiği eşinin adı olan MARC (Març) adını verdirtir. O zamanlar yılbaşı, Mart ayıdır. Ve Sezar da yılın sevdiği eşinin adıyla başlamasını istiyor.
Mart, Gregoryen Takvimi'ne göre yılın 3. ayı olup 31 gün çeker.
Bazı rivayetlere göre Eski Roma`da Mart ayının adı, Roma Savaş Tanrısı "Martius" idi ve bu ayın savaşa başlamak için şanslı bir zaman olduğu kabul edilirdi. Ocak ve şubat ayları, savaşmak için uygun olmadıklarından Roma takviminin ilk ayı Mart idi.
1326: Osman Gazi'nin vefat etti. 1258'de doğan Osman Gazi'nin vefatını bazı kaynaklar 1 Ağustos olarak verirler. Osman Gazi, Osmanlı Devleti'nin kurucusu ve ilk padişahıdır. Osmanlı İmparatorluğunun ve imparatorluğuna hükmeden hanedanlığın kurucusudur. Altı yüzyıl boyunca dünyanın hakim güçlerinden biri olacak olan imparatorluk, onun ismine dayandırılarak adlandırılmıştır.
1912: Albert Berry, (Albırt Beriy) bir paraşüt ile uçaktan atlayan ilk kişi oldu.
1921: Mehmet Akif Ersoy'un sözlerini yazdığı "İstiklâl Marşı", Maarif Vekili Hamdullah Suphi tarafından Mecliste ilk kez okundu.
1924: Atatürk, Kastamonu`da, Şapka ve Kıyafet Devrimini başlattı. Bu devrimlerle ilgili kanunlar çıkarılmadan önce Atatürk bizzat bazı gezilere çıkıp ilk ayarları vermeye başlamıştı.
1926: 1889 İtalyan Zanardelli yasası esas alınarak hazırlanan yeni Türk Ceza Kanunu, TBMM'de kabul edildi. Dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, TBMM'de yaptığı konuşmada yeni yasa hakkında şunları söylüyordu: "Arkadaşlar ceza kanunumuz çok serttir. Çünkü inkilab çok kıskançtır. Fakat şunu heyet-i celilenize temin edebilirim ki sertliği ile beraber ilmi bir eserdir. Bundan korkacak olanlar ve korkması lazım gelenler Türk milletinin menfaatlerine, Türk milletinin hukukuna ve inkilabına karşı tekin olmayanlardır ve bunların korkması lazımdır." Türk Ceza Kanunu yürürlüğe girdiği tarihten itibaren çeşitli tarihlerde toplam 54 kez değişikliğe uğradı. Bunlardan en önemlisi1936'daki değişikliktir. Türk Ceza Kanunu'na141. ve142. Maddelerin eklenmesi bu maddelerin yürürlükten kaldırıldığı12 Nisan1991tarihine değin pek çok düşünce adamının hüküm giymesine neden oldu.
1958: İzmit Körfezi'nde çalışan Üsküdar vapuru, saatteki hızı 130 kilometreyi bulan kasırga yüzünden Soğucak mevkiinde battı. Resmi rakamlara göre 300'e yakın yolcudan, çoğu İzmit Lisesi ve İzmit Endüstri Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere 272 kişi öldü, 21 kişi kurtuldu.
1992: Bosna - Hersek bağımsızlığını ilan etti. Yugoslavya Doğu Blokuyla beraber parçalanınca, Bosna Hersek, Hırvatistan, Slovenya, Sırbistan, Kosova, Makedonya, Karadağ adında 7 devlet bağımsızlığını ilan etti. Bunlar arasında parçalanmanın getirdiği sorun ve çatışmalar yaşandı. Ama her bir etnik unsurun hakkı ve egemenliği tanınırken müslümanlar inkâr ve soy kırım politikasına maruz kaldılar. Bosna Hersek Devleti içinde yaşayan müslümanlarla beraber Karadağ, Kosova ve Makedonya müslümanları tüm dünyanın gözleri önünde vahşi zulümlere muhatap oldular.
2000: TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyeleri, İstanbul Küçükköy Karakolu'na yaptıkları baskında bir adet Filistin askısı buldu. El konulan işkence aleti Ankara'ya götürüldü. Avrupa'nın "Medeni ve insani olun" baskısıyla işkenceye karşı bir tavır almaya başlayan sistem ilk adımları böyle başlamıştı. Edirne'den Kars!a kadar bir askı atıp her muhalif sesi ve muhalif düşüneni Filistin Askısı denen işkenceye tabi tutan rejimin belki de kayıtlara giren ilk suç aleti bu Filistin Askısı olmuştu.
2003: TSK`nın yabancı ülkelere gönderilmesine, yabancı silahlı kuvvetler unsurlarının 6 ay süreyle Türkiye'de bulunmasına izin verilmesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresi, Meclis Genel Kurulu'nda yapılan kapalı oturumda, kabul edilmedi.
2009: İsrail ordusunun Filistinli müslümanları hedef belirleyerek infaz ettiği bir Yahudi katil tarafından itiraf edildi. Filistinli Müslümanlar yıllarca öldürülen müslümanların İsrail Ordusu tarafından dile getiriyor ancak Batı buna inanmıyordu. İsrail'in Filistinlilere karşı kurduğu bu ölüm timlerinden birinin mensubu, bir İngiliz gazetesine pusuya düşürdüğü Filistinlileri bir seferinde tanık olan iki kişiyi nasıl öldürdüğünü anlattı. Filistinlilerin İntifada başlatmasının ardından suikastların İsrail ordusunun en sık başvurduğu silahlardan biri haline geldiğini belirten asker, özellikle gözaltı ve tutuklamaların giderek güçleştiği Gazze ve sonra da Batı Şeria'da bu yönteme sıkça başvurulduğunu belirtti.
2010: Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesince, Bosnalı Müslümanları "yeryüzünden silmeyi hedeflemekle" suçlanan, Bosna Savaşı sırasında 100 bin kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulan, sadece Saraybosna kuşatması sırasında 10 bin insanın ölümüne sebep olan Karaciç, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesindeki savunmasında; "Sırplar, Müslümanların "İslami amaçlarına" karşı "haklı ve kutsal" bir savaş verdiler" dedi. Karaciç savunmasına, "Burada ulusumuzu, onun kutsal ve haklı amacını savunacağım. Haklı bir davamız vardı. İyi delil ve kanıtımız var" diye başladı. Sırp olmayanları ülkelerinden sürmek gibi bir niyetleri bulunmadığını belirten Karaciç, Sırpların amacının sadece hayatlarını ve mallarını korumak olduğunu belirtti. Karaciç, "Sırplar kendi topraklarını istiyorlardı ve bu suç değildir" dedi. Karaciç Bosnalı Müslümanlar için, "İslamcı amaçları vardı. Osmanlı İmparatorluğu zamanında olduğu gibi yüzde 100 iktidar istiyorlardı. Tüm bölgenin kaderini değiştirecek temel amaçları vardı. Amaç, Bosna-Hersek'in devamını sağlamaktı. Bu yasal yollardan yapılamazdı. İslami köktendincilik istiyorlardı ve bunu 1991'den 1995'e kadar arzuluyorlardı" dedi.