28 Şubat süreci, Türkiye tarihinin en karanlık dönemidir
Eğitim Bir Sen Şanlıurfa Şubesi, 28 Şubat darbesi yıldönümü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında, 28 Şubat sürecinin, Türkiye tarihinin en karanlık dönemi olduğunu söyledi.
Eğitim Bir Sen Şanlıurfa Şubesi, 28 Şubat Post Modern Darbesinin yıldönümü münasebetiyle İl temsilciliğinde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı yapan Eğitim Bir Sen Şanlıurfa Şubesi Başkanı ve Memur Sen İl Temsilcisi İbrahim Coşkun, ‘Asıl tahribat değerler üzerinde gerçekleştirilmiştir.` diyerek 28 Şubat`ta dindar halka yapılan zulme ve İslami değerlere yönelik düşmanlığa dikkat çekti.
“Asıl tahribat değerler üzerinde gerçekleştirilmiştir!”
Milletin, tekrar kendini gösterdiği ya da buna uygun belirtileri ortaya koyduğu dönemlerde, darbeler ve muhtıralarla hizaya sokulduğunu ifade eden Coşkun, 28 Şubat Post Modern darbesi, oluşturduğu maddi ve manevi tahribat bakımından milletimizi onlarca yıl geriye götüren bir etki ortaya koymuştur. 28 Şubat karanlığında gerçekleştirilen yolsuzluklar, usulsüzlükler, hortumlamalarla milletin bütün bir maddi varlığı tarumar edilerek ekonomik yönden tahribat yapılmıştır. Ancak asıl tahribat değerler üzerinde gerçekleştirilmiş, milletimizin bin yıllık medeniyet değerlerinden koparılması ve nesillerin köklerinden habersiz yetiştirilmesi için düşmanca tutum takınılmış ve hak-hukuk-adalet gibi kavramların ayaklar altına alındığı uygulamalara imza atılmıştır. Post Modern darbenin asıl hedefi dindarlar olmuş, asıl tahribat dini kurumlar üzerinde gerçekleştirilmiştir. İmam hatip liseleri ve Kur`an kurslarının kapatılması anlamına gelen katsayı adaletsizliği ve 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulamaya sokulmuş, kamuda çalışan başörtülü öğretmenlerin görevine son verilmiş, mütedeyyin kamu personeli soruşturmalar, sürgünler ve göreve son vermelerle zulme uğratılmıştır.” dedi.
“Küfür devam eder, zülüm devam etmez”
Bin yıl sürecek denilen 28 Şubat Süreci, 10 yıl bile sürmediğini belirten Coşkun, "Küfür devam eder, zülüm devam etmez" hadisini hatırlattı.
Zulüm döneminin uygulamalarının peyderpey ortadan kaldırıldığını belirten Coşkun, "28 Şubatçılar bugün yargı önündedir. Milyonlarca insanı etkileyen bir antidemokratik hareketi gerçekleştirenler yargı önünde ibretlik bir cezaya çarptırılmalıdır. Ancak mahkeme, pek çok mağdurun müdahil olma talebini, ‘doğrudan zarar görmemiş` yaklaşımıyla kabul etmemektedir. Bu ifadeden anlaşılan, 28 Şubat mağdurlarının zarar gördüğü kabul edilmekte ancak illa hedef gözetilerek zarar verilme gibi berrak görüntü aranmaktadır. Bu tavrı kabul etmek mümkün değildir." ifadelerini kullandı.
Darbenin sivil ayaklarının yargı önüne çıkarılmamasının yargılama sürecini başından sakatladığını belirten Coşkun, gerçek failler hakkındaki hakikatin örtbas edilmeye devam edildiğini ve yargılamanın bir gösteriye dönüştürüldüğünü söyledi.
28 Şubat sürecinde yaşanan ihlallerin/hak kayıplarının telafisi için atılan adımların yeterli olmadığını vurgulayan Coşkun, son olarak, "Göreve iade noktasında takdir edilesi bir başarı sağlanmıştır. Ancak memuriyetlerine son verilen mağdurların, memuriyetten ayrı kaldıkları dönemlerin tamamı için mahrum kaldıkları özlük ve mali hakları iade edilmemiştir. Bu konuda kısmi bir düzenleme sağlanabilmiştir. Yine o döneme ilişkin sosyal güvenlik yönünden oluşan haksızlık giderilememiştir. 6353 sayılı Kanun, memuriyetlerine son verildiği tarih ile 2006 yılına kadarki dönem için sosyal güvenlik primlerinin kurumlarınca karşılanmasına imkân verse de, memuriyetten ayrı kaldıkları dönemin tamamı noktasında hiçbir düzenleme mevcut değildir. Türkiye tarihinin en karanlık döneminde yaşanan mağduriyetlerin bütün izleri silinmelidir.” dedi. (Hüseyin Sürmeli - İLKHA)