• DOLAR 34.613
  • EURO 36.42
  • ALTIN 2928.571
  • ...
"28 Şubat`ın mağduriyetlerinin giderilmemesi çelişkidir"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür-Der) Diyarbakır Şubesi tarafından Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesi AZC plaza önünde yapılan basın açıklamasıyla 28 Şubat Post modern darbesi kınanarak bu süreçte yaşanan mağduriyetlere dikkat çekildi ve bu mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.

Ofis AZC Plaza önünde yapılan basın açıklamasını, Özgür-Der Diyarbakır Şubesi adına Yönetim Kurulu Üyesi Beran Işık okudu. Basın açıklamasında sık sık ‘Jı bu zalıma bıji Cehennem` , ‘İslami hareket engellenemez” ve ‘Darbeciye değil, mağdura tahliye” sloganları atıldı.

“28 Şubat İslam`a düşmanlığın bir göstergesidir”

28 Şubatın militarist ve post modern bir darbe olduğunu ve bunu telin etmek için toplandıklarını belirten Işık, yaptığı açıklamada yapılan darbenin siyaset, medya, akademi ve sivil toplum alanında da destekçileri olduğuna vurgu yapıldı.

Işık, “İslami kimlik ve taleplere duydukları kini ve öfkeyi açık, sistematik bir militarist dayatma şeklinde dışa vuran bu kadroların halkı korkutma, sindirme ve istedikleri doğrultuda yönlendirme hesaplarının bir kere daha iflas etmiş olduğu ayan beyan ortaya çıkmış olması gayet sevindirici bir gelişme ve hamd etmeyi gerektiren bir sonuçtur.” dedi

“28 Şubat darbesi geniş bir yelpaze tarafından icra edilmiştir”

28 Şubat zorbalığıyla yüzleşmeyi adaletin tesisi adına çok hayırlı bir gelişme olarak gördüklerini kaydeden Işık, 28 Şubat zorbalığının yargılanması düzleminde yaşanan iki temel çelişkinin ortaya çıktığını ve bu durumun görmezden gelinmemesi gerektiğinin de altını çizdi.

Işık, “Öncellikle 28 Şubat yargılamalarının sadece darbenin askeri ayağı ile ve BÇG adlı yapılanma içinde yer almış isimlerle sınırlandırılmış olmasının ciddi bir zafiyet ve vahim bir yanlış olduğunun bir kere daha altını çiziyoruz. 28 Şubat adlı zorbalık, şüphesiz askerlerce planlanmış olmakla birlikte siyasetçilerden sermayeye, akademi dünyasından medyaya kadar geniş bir yelpazede görev almış kadrolarca icra edilmiştir. Ve daha fazla vakit geçirilmeden darbenin tüm resmi sivil aktörlerinden de hesap sorulmalıdır.” ifadelerini kullandı.

“Mağduriyetlerin giderilmemesi çelişkidir”

Ergenekon-Balyoz ve 28 Şubat davası sanıklarına isnat edilen suçlara bakıldığında çok ciddi hukuki garabetlerin ortaya çıktığını söyleyen Işık, 28 Şubat hukuksuzluğuna dair hukuk cephesine yansıyan çok daha vahim ve can yakıcı zulüm uygulamalarının mağdurlarının da yıllardır adeta unutulmaya terk edildiğinin unutulmaması gerektiğine vurgu yaptı.

Işık, “Öyle ki, bir yandan darbeciler yargılanırken, diğer yandan darbe sürecinde karartılan hukuksuz yargılamalar neticesinde mahkûm ve mağdur edilenlere ilişkin olaraksa hala hiçbir düzenlemenin yapılmamış olması büyük bir çelişki ve tam bir tutarsızlıktır.” ifadelerini kullandı.

“Mağdurlar hala cezaevlerinde yaşıyor”

28 Şubat sürecine İslami kişiliği ve kimliği suç sayıldığı için bu dahi 28 Şubat mağduru bir çok Müslümanın bu mağduriyetinin devam ettiğinin altını çizen Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hiç kuşkusuz bu süreçte pek çok kişinin haksız biçimde cezalandırılmış olması 28 Şubat darbecilerinin toplum da yol açtıkları çok boyutlu ve derin sorunlar arasında öne çıkan, hala kanayan bir yara konumundadır. Karanlık sürecin düşmanlaştırdığı İslami kimlikli kişilere yönelik takibat ve yargılamalar neticesinde verilen ağır cezalar nedeniyle hala pek çok kişi ya cezaevlerinde tutulmakta ya da ülke dışında yaşamak durumundadır. Hukuksuzluğun zirve noktasını teşkil eden ‘brifinglendirilmiş yargı` marifetiyle bu süreçte verilen akıl almaz kararlarla sayısız insanın aile ve yakınlarıyla birlikte maruz kaldıkları mağduriyet yıllardır sürmektedir.”

“28 Şubat mağdurları tahliye edilmelidir”

Uzun zamandır bu konuyla ilgili tartışmalar sürmesine rağmen yaşanan bu mağduriyetlerin halen devam ettiğini ve bu mağduriyetleri sonlandırmaya yönelik somut bir adım atılmadığını ifade eden Işık, sözlerini şöyle tamamladı:

“Oysa darbe sürecinin en önemli ayaklarından biri teşkil eden ‘Yargı brifingleri` mevzusu halen sürmekte olan 28 Şubat darbe davasının en somut başlıklarından birini oluşturmaktadır.  Bu gerçeğe rağmen bu yargı mekanizmasının yol açtığı mağduriyetlerin bir türlü gündeme gelmemesi büyük bir çelişkidir. Eğer brifing hukuka uygunsa, o zaman buna bağlı olarak yaşatılan mağduriyetlerin telafisi için çaba göstermemek hukuksuzluktur, adaletsizliktir. 28 Şubat sürecinde hukuk dışı yöntem ve dayatmalarla haklarında açılmış soruşturma ve yürütülmüş yargılamalar neticesinde mağduriyetleri hala sürmekte olan kişilerle ilgili olarak acilen yeniden yargılama yolunu açılmasını talep ediyoruz. Ve bu sürecin daha fazla haksızlık ve zulme sebep olmaması için de 28 Şubat darbe süreci mağdurlarının acilen tahliye edilmelerinin hukukun ve adaletin gereği olduğunun altını çiziyoruz.” (Ali Fidancı-İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir