• DOLAR 34.701
  • EURO 36.707
  • ALTIN 2967.064
  • ...
İslam`a Hakareti İfade Özgürlüğü Gördü
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mazlumder Genel Başkaı Ahmet Faruk ÜNSAL konuyla ilgili bir konuşma yaptı. Büyükelçilik önünde sivil itaatsizlik yaparak Kur`an`dan ayetler okundu. Akabinde Ankara Şubesi Başkanı Şerife Gül ARIMAN basın açıklamasını okudu.

İşte basın açıklamasının tam metni:

Yüzünde şeytan tasvirli bir maske ile Kur`an sayfalarını yakan ve yaptığı nefret şovunu videoya çekip internetten yayınlayan Ernesto Rojas Abbate`in ırkçı ve İslam düşmanı eylemi Fransız mahkemesince “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirildi. Fransa İslam Konseyi, İslam düşmanı bu şahsın eylemi için suç duyurusunda bulundu. 2011 Mayıs’ındaki mahkeme Abbate`nin eyleminin Müslümanlara karşı, “kin ve nefreti körükleyici olmadığına” hükmetti. Davanın temyiz edilmesi üzerine konu bir üst mahkemeye taşındı, 25 Ekim 2011 tarihli temyiz duruşmasında mahkeme Abbate`nin Müslümanlara karşı bir hakaret kastının olmadığını, sadece ‘terörist saldırıları` protesto etmek için eylemi yaptığı sonucuna vardı.

Bu karar, tüm kurumlarıyla Fransız devletinin İslam’a karşı yaklaşımını gösteren ilk tavrı değildir. Daha önce de Cumhurbaşkanı Sarkozy seçim kampanyası konuşmalarında İslam düşmanlığı kartını çokça kullanmıştı. Sarkozy; “laik bir toplumda İslam’a nasıl bir sınır koyacağız? Laik bir ülkede, ezanın yeri yoktur. Bir Fransa İslam’ı olmalıdır ama Fransa`da İslam olamaz. Namaz kılmak isteyenlerin sokakları işgal ettiğini söyleyen Marie Le Pen, farkında olmadan önemli bir soruna değindi. Bu kaçınmamız gereken bir durumdur” diyerek, düşüncesinin temellerindeki faşist yaklaşımları ortaya koymuştu.


Mahkemenin bu kararı, Sarkozy`nın İslam düşmanı politikalarının Fransız mahkemelerine de yansımış olduğunu gösterdi. Çok daha vahimi ise, bu kararla “terörizm ile İslam” arasında ilişki olduğu şeklindeki oryantalist zihin mahkeme kararıyla inşa edilmiş ve resmileştirmiş oldu. Müslümanların ibadet ve giyimlerine daha önce yasama organı eliyle kısıtlamalar ve para cezaları getiren Fransa, bu kararla, topyekun devlet olarak, yasama, yürütme ve yargı erki eliyle İslam`ı düşmanlaştırmış olduğunu gösterdi.


İnsanların kutsalına yapılan sınır tanımaz saygısızlığı “ifade özgürlüğü” olarak değerlendiren Fransa mahkemesi, yükselen ırkçılık ve İslamafobia ile mücadele etmek yerine kutuplaşmayı körüklemiştir. Sadece milyonlarca Müslüman’a ev sahipliği yapan bir ülke için utanç kaynağı olmamış aynı zamanda Dünya barışını zehirleyen bir nefret ağacı da dikmiştir.

MAZLUMDER hakaret, alay etme, küçük düşürme ve kutsala saygısızlığı özgürlük tanımı içinde değerlendirmeyi başkasının hakkına tecavüz etme ve sınırları aşma olarak kabul eder. Uygar insan davranışı olarak görmediğimiz bu tür aşırılıkların cezasız bırakılması, hiç bir sistemde hele, inançların koruyucusu olduğunu iddia eden laik bir sistemde kabul edilebilir değildir. Devlet aygıtı eliyle ve özgürlük maskesi altında görmezden gelinen ve benzer davranışlara davetiye çıkaran İslam’a saldıran bu olayı bir nefret suçu olarak değerlendiriyoruz. Sarkozy’nin entegrasyon bahanesiyle giriştiği asimilasyon çabalarını da bu cümleden olarak ırkçılığın ve milliyetçiliğin devlet eliyle beslenmesi olarak değerlendiriyoruz.

Seçim süresince ve sonrasında hicab, namaz ve ezan karşıtlığı ile Müslümanları düşmanlaştıran ve şeytanlaştıran Sarkozy’nin Libya işgali ve Somali saldırıları ile “şeytanların coğrafyası”na medenileştirici olarak dönme peşinde olduğunu görüyor ve herkes için daha fazla kabusa dönüşmeden neokolonyalist rüyasından uyanması gerektiğini ikaz ediyoruz. MAZLUMDER olarak Fransa’yı, ülkesinin gerçekleriyle yüzleşmeye, temel insan hakları ve değerleriyle barışmaya ve yurttaşlarına karşı ayrımcı uygulamalara son vermeye çağırıyoruz.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir