Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç katıldığı bir TV programında çözüm süreciyle ilgili yaptığı  açıklamada, "Öcalan ile Kandil arasında kavga yaşanıyor. O kavga  şudur, Öcalan`ın taleplerine, isteklerine karşı Kandil sürekli veto hakkını kullanıyor. Ve bizdeki siyasetçiler başta Demirtaş olmak üzere Kandil`in ağzıyla konuşuyor. Acaba İmralı ile Kandil arasında bir danışıklı dövüş mü vardır? ‘Yani ben bunları söylüyorum ama sen yine oradan sesini yükselt, sen yine bunları kabul etme` diyebilir. Bu çelişkileri gidermek HDP`nin işidir.” dedi.

“Çelişkileri gidermek HDP`nin işidir”

Arınç, A Haber televizyonunun yönelttiği soruları yanıtlarken,“Hükümetin öncelikleri var.Türkiye`de kamu düzeni esastır. Sizin elinizdeki silahlı güçler Türkiye`de eylem yapmayacaklar. Bu eylemler sadece karakol basmak değil,  yolları kazmayacaklar, evlere girip insanları öldürmeyecekler, yollarda devriye gezmeyecekler, yüzlerini saklayıp ellerindeki patlayıcı silahları atmayacaklar. TOMA`ların içine patlayıcı atıp polislerimizi yüzde 80 yanık hale getirmeyecekler. Siz bundan vazgeçiyor musunuz? Vazgeçmiyorlar. Ortak açıklamadan ziyade Öcalan`ın bildirdiği haberlerin Kandil tarafından kabul edilmesi halinde, onların bir açıklama yapması, hükümetin de bunu uygun bulduğunu bir şekilde ifade etmesi lazım. Yan yana gelerek bir açıklamadan kimse bahsetmesin.” şeklinde konuştu.

 IŞİD çılgınca eylemler yapabilirdi

Şah Fırat operasyonuyla ilgili olarak da, DAEŞ'in Süleyman Şah'a çok yaklaştığını belirten Arınç, operasyonun gerekli olduğunu vurgulayarak, “DAEŞ dediğimiz örgüt, Süleyman Şah Saygı Karakolu`na çok yaklaştı. Adeta muhasara altına aldı. Ve bu yeni de değil. Mart ayında IŞİD'e kapsamlı bir operasyon planlanıyor. IŞİD çok çılgınca eylemler de yapabilir, Türkiye'yi sorumlu da tutabilir. Bunları da hesap etmek lazım. Bir plan dahilinde, sadece Başbakanımızın ‘Başlayın` demesi ve direktifine bağlı bir konu olduğunu, 15 gün öncesinden bir ay öncesinden biliyoruz. Belki birkaç ay öncesinden bir saldırı olursa, ne yapılacağı çok dakik hesaplarla yapılmıştır. Sadece ‘Uygulayın` talimatı verildiğinde, düğmeye basıldığında harekete geçme, onların görevi olarak kalmıştı.  

Birkaç aydan beri biz buranın Türk bayrağı çekilmiş, Türkiye toprağı sayılan bir vatan toprağının korunması için elimizden gelen tedbirleri de aldık. İçindeki asker mevcudumuz var, zaman zaman da yenileniyor, onların ikmal yollarını açık tutmaya çalıştık. Ola ki bir saldırıya karşı bizim tedbirli olmamız lazım. Bunun için iki tane uçak, onun üzerinde, savaş uçaklarımız 24 saat devriye görevi yapmışlardır ki, aniden müdahale edebilsinler diye.  Biz bunu bir hafta, 15 gün öncesinden biliyoruz. Hava şartları, siyasi şartlar, konjonktürel şartlar müsait oldu mu olmadı mı, bunun takdiri Başbakanımızdadır.” ifadelerine yer verdi.