• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
Miyomlar anne olmaya engel değil
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Miyom ve tedavisi hakkında bilgi veren Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Op. Dr. Züat Acar, Miyomların bilinenin aksine anne olmaya engel olmadığını söyledi.

Acar, miyomların tedavi edilmediği takdirde zamanla büyüyerek idrar kesesi ile kalın bağırsağa baskıya, gebelikte düşüklere, kanamalara, kısırlığa hatta çok nadirde olsa kansere neden olabileceği uyarısında da bulundu.

Miyomların, rahimde ve çevresinde görülen, düz kas dokusundan köken alan iyi huylu tümör olarak adlandırıldığını belirten Acar, halk arasında ur olarak bilinen miyomların boyutlarının 1-15 cm arasında değiştiğini ve 35-40 yaşlarındaki kadınların yüzde 30-40 oranında görüldüğünü söyledi.

Östrojen miyomların büyümesine neden olur

Miyomların neden oluştuğu hakkında kesin bir bilginin olmadığını belirten Acar, “ Ancak yapılan çalışmalar, östrojenin miyomların büyümesine yol açtığını göstermektedir. Vücuttaki östrojen düzeyleri, vücudun doğal seyrine bağlı olarak artabilir ya da azalabilir. Örneğin; gebelikte östrojen seviyesi artar, menopozda ise düşer. Bazı ilaçlar da östrojen düzeylerinde değişikliğe neden olmaktadır. Ayrıca çevresel ve genetik faktörlerin bu konuda etkisi olduğu düşünülmektedir.” tespitinde bulundu.  

Acar,  miyomun; siyah ırktan olanlarda, hiç doğum yapmayanlarda, erken dönemde adet görenlerde, düzensiz beslenenlerde, aşırı kilolu kişilerde, aşırı alkol kullananlarda, birinci derece yakınlarında miyom olanlarda, yüksek tansiyon şikâyeti olanlarda daha sık görüldüğüne vurgu yaptı.

Kansere yol açabilir

Miyom rastlanan hastalarda kanser gelişme riski çok ender de olsa görüldüğünü belirten Acar, özellikle menopozdan sonra miyomlarda ani büyüme görüldüğünde bu durumun kanser şüphesi doğurduğunu ve bu olasılığın binde beş oranında olduğunu söyledi.

35 yaş sonrası düzenli muayene

Miyomların genellikle herhangi bir belirti vermediğine de dikkat çeken Acar, miyomun muayene sırasında tesadüfen tespit edildiğini söyledi.

Acar, “Ancak çoğu zaman büyüme ile orantılı yani hastalığın ilerlediği durumlarda, aşırı miktarda adet kanamaları, sık idrara çıkma, karında büyüme ve şişlik, adet dönemlerinde kuyruk sokumunda ağrı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu nedenle 35 yaş sonrası her yıl düzenli jinekolojik muayene yaptırılması çok önemlidir.” tavsiyesinde bulundu.

Ameliyat altın standart

Miyomların kalıcı ve kesin tedavisinin ameliyat olduğunu belirten Acar, tedavide kullanılan bazı ilaçların yumurta üretimini baskılayıp geçici bir süre menopoz etkisi oluşturduğunu ve miyomların küçülmesini sağlayabildiğini söyledi.

Acar, ”Bu uygulama genellikle cerrahi öncesi miyomların küçülmesini sağlamak ve kanamayı azaltmak için kullanılır. Miyomun büyüklüğü, sayısı, bulunduğu yer, hastanın yaşı ve gebelik planlaması ameliyatın şeklini belirler.” dedi.

Hastaya uygun ameliyat yöntemi

Miyom tedavisinde yapılan ameliyat olarak Miyomektomi, yönteminin kullanıldığını ve bu tedavi yöntemi ile miyomun rahim duvarından çıkarıldığını belirten Acar, bu yöntemin, çocuk sahibi olmak isteyen hastalarda, rahmin korunmasını sağlayan bir yöntem olduğunu söyledi.

Acar, “Halk arasında kapalı ameliyat olarak bilinen laparoskopik ya da açık cerrahi ile yapılabilir. Miyom ameliyatları günümüzde artık kapalı olarak yapılabilmektedir. Hastanın karın bölgesine özel aletler ile girilerek açılan birkaç delikten yapılan ameliyatlar, açık cerrahiye göre hastaya ayrıcalıklar sağlar. Bu şekilde; hastanede yatış süresini kısalır, kanama, enfeksiyon ve fıtık riskini azaltır.  Ayrıca ortaya çıkacak karın içi yapışıklık riski de en aza indirilir.” İfadelerini kullandı. -  İLKHA

Bu haberler de ilginizi çekebilir