Diyarbakır Dicle Üniversitesi'nde Tarım Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu, Diyarbakır valisi Ahmet Dalkıran, YÖK üyesi Prof. Dr. M.Emin Yılmaz ve D.Ü Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç’ın katılımı ile gerçekleştirilen "4. Akademik Performans Değerlendirme ve Ödüllendirme" töreninde şu ana kadar yapılan ulusal ve uluslararası yayınlar, sempozyumlar, bilimsel ödüller, TÜBİTAK projeleri, konuşmalar, kongreler, hakemlikler, kitap yazarlığı ve topluma yönelik sosyal çalışmaların değerlendirildiği bu program kapsamında Tıp fakültesi birincilik ödülü Kardiyolojiden Doç. Dr. Faruk Ertaş'a verildi.

"4. Akademik Performans Değerlendirme ve Ödüllendirme" töreninde Tıp fakültesi birincilik ödülüne layık görülen Kardiyolog Doç. Dr. Faruk Ertaş ödül töreninin ardından yaptığı açıklamada, araştırma geliştirme, bilim ve fennin merkezinin üniversiteler olduğuna işaret ederek, bu nedenle üniversitelerin çok dikkatli takip edilmesi ve sahip çıkılması gerektiğini aktardı.

Çok sayıda üniversite bulunmasıyla övündüğümüzü, ancak üniversitelerin bilim alanındaki faaliyetlerine, ortaya koyduğu netice ve kaliteye bakılması gerektiğine işaret eden Ertaş, şunları söyledi: “Bu kadar büyük kamu kaynaklarının ayrıldığı, bu kadar büyük imkânların verildiği üniversitelerimiz, lise üstü kuruluşlar şeklinde kalır ki, bu da tabii ki çok büyük yazık olur. Onun için gerek Yüksek Öğretim Kurulu, gerek TÜBİTAK, gerekse üniversitelerin hepsinin çok büyük bir iş birliği içerisinde bu hedefleri gerçekleştirmeleri şarttır. Ancak, Türkiye’nin bilim insanlarının, üniversitelerinin mevcudun çok üzerinde güzel işler başarma potansiyeline sahiptir.”

Ertaş, konuşmasına şöyle devam etti: “Bilim uygun bir atmosfer, uygun bir iklim bulduğunda, yani gerekli şartlar sağlandığında doğar, büyür ve gelişir. İstediğiniz kadar para akıtın, imkân sağlayın, istediğiniz kadar teşvik edin ya da zorlayın, eğer bilim için gerekli atmosfer yoksa oradan alınacak sonuç da yoktur. Bilim bir pınardan akan suya benzer, yani bilim gece, gündüz bir kaynaktan durmaksızın akar. Siz oradan ancak içmek istediğinizde içersiniz. Ne kadar içmek isterseniz, ancak o kadar içersiniz. Yani bilim bir gönüllülük işidir. Önce gönülde, önce kalpte kararı verilen bir çabadır, zihinsel bir hazırlıktır ve böylece yüksek bir gayrettir. Hekimliğin önemli isimlerinden İbn-i Sina'nın , ‘Bilim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder’ diyor. Eğer bilim ve sanat takdir ve teşvik edilirse, orada yeşerir ve çok büyük başarılar, maharetler ortaya çıkar” sözüyle sürdürdü. Üzülerek söylenmeli ki; yüzyıllarca bilim ve sanat faaliyetlerine öncülük etmiş bu coğrafya son yüzyıldır sırtını bilime ve sanata döndüğünden, bilim ve sanat buralardan göç etmiştir. Bunun sonucu da yozlaşma her yerimize sirayet etmiştir. Bu yozlaşmadan kurtulmamız için bilimsel düşünme şeklini hayatın her noktasına uygulamamız lazım. Ülkemizin sıcak gündemi olması nedeniyle buradan tüm siyasi partilerimize de seslenmek istiyorum; Topluma öncülük edecek insanları belirlerken, lütfen bilimsel, akılcı yöntemler uygulayın. Kaliteli bir toplumun inşası için kaliteli öncülere ihtiyaç vardır. Şahsi ikballerini düşünen bireyler yerine, toplumun dertleriyle dertlenen, vizyonu geniş, olaylara analitik yaklaşan ve dünyayla bütünleşmiş bireyler seçilmelidir.”

Bilim ve teknoloji heyecanını gelecek nesillere aktarmanın bir yolunun da medya olduğuna dikkat çeken Ertaş, bu açıdan medya kuruluşlarından gelişmiş ülkelerde olduğu gibi teknoloji ve bilime daha çok yer vermeleri ve bunu hayatın bir parçası haline getirmelerinin önemine vurgu yaptı.

Tıp Fakültesi birincilik ödülüne layık görülen Kardiyolog Doç. Dr. Faruk Ertaş son olarak bu ödülü coğrafyamızda akan kanın ve kadına şiddetin son bulma umuduna adadığını belirtti. (İLKHA)