• DOLAR 34.6
  • EURO 36.278
  • ALTIN 2924.154
  • ...
Tekamüle doğru 3
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Gerçekten de izndan hayallerin çokça kurulduğu mekandır. Hayaller ülkesi, biz mahkumların çokça ziyaret ettiği bir ülkedir. Çeşit çeşit hayallerle seyahat ederiz bu ülkeye. Olaylar, çoğu zaman hayallerimizin mukaddimesidir. Bazen bir katil oluruz, bazen ünlü bir baron; kimi zaman namdar bir kabadayı, kimi zaman da meşhur bir uyuşturucu kaçakçısı. Tabi bunlar zihni kötülükle çepeçevre kuşatılmış mahkumların hayalleri. Çünkü aksi durumda olanlar da var. Mesela dışarı çıktığında –cahiliye dönemim tabiriyle- hacı hoca olma hayallerini kuranlar da var. Bunlardan bir tanesiyle aynı koğuştayız. Ranzalarımızd yanyana. Yüzündeki beyazlık ve berraklığa, saç ve sakalında aklıktan eser olmamasına ve de yüzündeki pürüssüzlükten onun 30 küsür yaşlarında oludğuna hükmediyorum. Çok sıcak karşılıyor beni. Hapishane d çokça görülen itici ağırbaşlılık daha doğrusu ağırdan almalık tavırlarının hiçbirisini onda görmüyorum. Bu durum benim ona kanımın ısınmasına neden oluyor. İlerleyen zamanlarda da şahitolduğum güzel ahlakı 21 kişilik koğuşta kaln 21 mahkum arasında ona karşı derin bir saygı duymama yol açıyor. Zaten bu yüzden onun vesilesiyle namaza başlıyorum. Sadece ben değil,kısa bir süre içerisinde koğuşun büyük bir kısmı onun vesilesiyle namaza başlıyor. Tabi benim namaza başlamam tövbe ettğim ve mafya babası olma sevdasından vazgeçtiğim anlamını taşımıyordu. Tam aksine her geçen gün düşüncelerimde daha fazla karar kılıyodum. Namaz kılmak, ruhumdaki tapınma ihtiyacını giderdiği ve bana huzur ve sükuneti verdiği için sevimliydi. Namaz kılmak beni rahatlatıyor ve beni boğulmuşluk hissinden kurtarıyordu. Nasıl olmasın ki… Sıkıntı, stres, acı, hüzün ve diğer bütün kötü duygular beni çepeçevre kuşatmış ve ben bunlarla boğuşmama rağmen kirin en üst derecesindeyim. Geleneksel de olsa bir Allah inancına sahip olmazsam, her halimle benzediğim şahıslar tüyler ürperticidir. Mesela benden Allah inancını çıkarmış olsaydınız geriye pekala bir Ebu Cehil kalıdı. O Ebu Cehil ki, başı Abdullah İbni Mesud (ranh) tarafından kesilmek üzreyken şunları söylemişti:

“Ey koyun çobanı! Başımı gövdemden kes ki araplar kelle görsün”

Ya da başka ehl-i kibir gibi…

Fakat işte namazımız ve tabi Allah`ımız bizi Ebu Cehil olmaktan koruyor. Gerçi “Ebu Cehil kıtalar dolaşıyor” dizesinden yola çıkarak, o anki halie namazlı Ebu Cehil`de diyebilirim ancak nefsimi yeneceğim diye Eşref-i mahlukat, Ahsen-i takvim ve zübde-i alem vasıflarımı da aşağılamaya hak ve yetkim yok.

İşte mü`min birey böyle durumlarda Allah`a şükretmesini bilmeli. Çünkü ailemizin namazlı niyazlı olması er ya da geç bizi etkiliyor. Benim namaza başlamam her e kdar adı Osman olan o güzel hoca vesilesi ile olmuşsa da, ailemin, yılla önceki islami nasihatlerinin de çok büyük katkısı vardı. Osman hocanın yaptığı bilinç altımdakileri bilinç üstüne çıkarmak olmuştu. Esasen bilinç altımda yatan daha nice şeyler vardı. Ama Osman hocanın ilmi müktesebatı, düşünsel birikimi sadece namazı bilinç üstüne çıkarmaya yetmişti. Gerçi tasavvuf meşrepli olması ondan marifete dair bir takım bilgiler almama da vesile olmuştu. Lâkin bilinç altımdakiler çok farklıydı. Çünkü ben yıllarını daha doğrusu belli bir yaştan sonra ki tüm hayatını islama ve Müslümanlara vakfetmiş ateşpare bir davetçinin v onun terbiyesinde yetişmiş bir annenin oğluydum. Şuan hayal meyal babamın, ev toplantılarında dava arkadaşlarına yaptığı hitabeleri hatırlarım. Derdi ki;

“İslam; Kur`an ve sünnet gölgesinde şekillenen bir hayat nizamıdır. Bu hayat öyle yüce bir hayattır ki sahibine ebedi saadeti armağan eder. Şu bilinsin ki başka ideoloji ve düşüncelerin gölgesinde gölgelenenler, ancak serapa bir serinlik yaşarlar. Onlar kendilerini kandırmaktadırlar. İşte onlara büyük ve baki bir azap vardır.” Eğer, ben eski halimde kalmış olsaydım her halde azaba müstehak olanlardan biri de ben olacaktım. Hamdolsun ki mezkur azabtan azad olduk. Benim namaza başlamam ilerleyen zamanlarda bir çok şeye vesile oldu. Namaz gitgide benim daha fazla İslam`a sarılmamı doğruyordu. İslam ile ilgili önümde hangi kitap olsa okumaya başladım. Ama tabi hata ettim. Okumamalıymışım. Çünkü koyu bir tekfirci olup çıktım.

Hüseyin Gündüz
KOCAELİ 1 NOLU T TİPİ CEZAEVİ

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir