"Anne Çocuk Birlikte Öğreniyor Projesi" kapsamında Mevlana Haftası münasebetiyle tertip edilen bir etkinlikte, Dicle Üniversitesi araştırma görevlileri Rasim Tösten “Mevlana ve Değerlerimiz”, Bünyamin Han ise “Okulöncesi Eğitimde Değer Kazandırma”  konularında konferans verdi. Konferansa, kreş öğrencilerinin velileri ve çevre halkı katıldı. 

Mevlana’nın, ölümü dahi bir vuslat düğününe benzettiğine (Şeb-i Arus) vurgu yapan Tösten, her türlü olumsuzlukta dahi hayata pozitif bakmanın kültürel kodlarımızda var olduğunun altını çizdi.

Özellikle son yıllarda yoğunlaşan kültürel çözülmeden hareketle değer kazandırma sürecinde çeşitli sorunların yaşandığına dikkat çeken Tösten, okul çağındaki çocukların manevi değerleri kazanmasında önemli sorunların olduğunu yapmış olduğu bilimsel çalışmalarla örneklendirdi.

Tösten, son olarak; bu sorunların temelinde ailelerin yeterli bilinçte olmadıkları; toplumun ve medyanın bu süreçteki önemi; okulların değer kazandırma sürecindeki sınırlılıkları gibi konulara da vurgu yaptı.

Okulöncesi yaş denilen 3-5 yaşlarının, çocukların fiziksel, zihinsel ve psikomotor gelişimleri açısından olduğu kadar,  ahlaksal ve manevi gelişimlerinin de önemli bir safhasını oluşturduğunu söyleyen Arş. Gör. Bünyamin Han ise, bu dönemde çocukların oyun içinde eğitimle hedeflenen bazı değerleri kazanabileceğinin altını çizdi.

Milli, Manevi ve Toplumsal Değerlerin Kazandırılmasında Okulöncesi Eğitim Şart

Toplumsal değerlerin yıprandığı ve ahlaki yozlaşmanın okul çağındaki gençleri istenmedik davranışlara yönelttiği bir dönemin yaşandığına vurgu yapan Han,  günümüzde, manevi ve toplumsal değerlerin kazandırılmasında okulöncesi eğitimin öneminin daha da anlaşıldığını söyledi.

Han, sorumluluk bilincinin kazandırılması, paylaşmayı öğrenme, temizlik, otokontrol, empati kurma gibi birçok temel değerlerin kazandırılmasına okulöncesi eğitiminin kaynaklık ettiğine değinerek okulöncesi eğitimin önemi ve gerekliliği üzerinde durdu.

Okulöncesi eğitimin ailelere yeterli düzeyde anlatılması gerektiğini de belirten Han, okulöncesi kurumlara ise değer kazandırmadaki bu dönemin kritik bir eşik olduğunun bilinciyle programların oluşturması gerektiğini ifade etti. – İLKHA