Yapıcıoğlu Mersin`de gündemi değerlendirdi
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin Mersin 1`inci Olağan Kongresinde gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin Mersin 1`inci Olağan Kongresi`nde gündeme dair önemli açıklamalar yaptı. Yapıcıoğlu, kongrenin yapıldığı salona, 6-8 Ekim`de Tarsus`ta çıkan olaylarda PKK/HDP yandaşları tarafından yapılan saldırılar sonucu bir gözünü kaybeden Karaman İl Başkanı Hasan Atım ile birlikte geldi.
HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, KONGREDE yaptığı konuşmada gündemdeki konular hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
“Heva ve hevesine kul olmuş sapıklar”
Mersin`de geçen gün vahşice katledilen Özgecan Aslan olayına değinerek konuşmasına başlayan Yapıcıoğlu, cinayeti işleyenleri, heva ve hevesine kul olmuş sapıklar olarak niteledi.
Yapıcıoğlu, “Mersin`in gündeminde bir olay var. Özgecan Aslan diye 20 yaşında üniversite öğrencisi bir genç kız. Heva ve hevesine kul olmuş sapık birileri, kendi hayvani duygularını tatmin etmek için bu kızcağızı kaçırdı. Sonra vahşice katletti. Suçu ortaya çıkmasın diye cesedini ateşe verdi. Bu tablolar bize çok yabancı değil. 4 ay kadar önce, Kurban Bayramında, memleketin pek çok yerinde 6-8 Ekim olayları baş gösterdi. 16 yaşındaki Yasin Börü, 19 yaşındaki Hüseyin Dakak ve yanındaki kardeşleri, bu gencecik bendeler benzer şekilde katledildiler.” diyerek 6-8 Ekim olaylarında yaşanan vahşeti de tekrar hatırlattı.
“Baştanbaşa ümmet coğrafyası kan ağlıyor”
İçinde bulunduğumuz süreçte ümmet coğrafyasının kan ağladığının belirten Yapıcıoğlu, “Arakan`da Müslümanlar diri diri ateşin içine girmeye zorlanmadı mı? Üstelik kameralar önünde. Şuanda arakanda sadece Müslüman oldukları için insanlar doğranıyor ve etleri pazarlarda satılıyor. Baştanbaşa Ümmet coğrafyası kan ağlıyor. Katliamlar yapılıyor. Ukrayna`da yaşanan olaydan sonra Papa bir açıklama yaptı. Dedi ki, ‘Siz Hıristiyansınız, kardeşsiniz. Niçin savaşıyorsunuz? Sonra Almanya Başbakanı Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı ile birlikte gittiler Putin ile görüştüler ve ateşkes ilan ettiler.” ifadelerinde bulunduktan sonra Müslümanların ise hâlâ birbirlerini öldürmelerini eleştirdi.
“BM`de neden bir Müslüman temsilcisi yok”
Birleşmiş Miletler Güvenlik Kurulu daimi 5 üye içerisinde neden bir İslam ülkesinin olmadığını soran Yapıcıoğlu şöyle devam etti: “BM`nin 15 üyelik bir güvenlik konseyi var ve bunlardan 5`i daimi üyedir. Bunlardan 4 tanesi Hristiyan`dır. Bugün yeryüzünde yaşayan insanların dörtte birinin mensubu olduğu İslam dinin temsilcisi neden orada yok? Koca Afrika Kıtasının bir temsilcisi neden orada yok? Nasıl olur bir tek üyenin tek başına veto ettiği bir karar, karar olarak çıkamıyor orada. Temeli adaletsiz olan bir sistemden adalet beklemeyiniz. Bu adalet doğurmaz ancak zulüm getirir ve getiriyor.”
“Avrupa bir İslam medeniyeti doğuracak”
Batı`da Müslümanların öldürülmelerine medyanın duyarsız kalmasını eleştiren Yapıcıoğlu, “Paris`te o çirkin karikatürleri yayınlayanlara karşı bir eylem gerçekleştirildi ve bütün dünya liderleri kol kola girdiler. Müslümanlar öldürüldüğünde ise bu sadece bir istatistik olarak kalır ve haber bültenlerinde beşinci sırada yer alır. Ama Avrupalı biri öldüğünde televizyonlar günlerce yayın yapar. Amerika`da 3 gencecik Müslüman evlerinin önünde infaz edildiler neden? inançlarından dolayı. Ama hemen bir kılıf uydurmaya çalıştılar. Otopark anlaşmazlığıymış. Müslüman yapınca onun inancından kaynaklanıyor. Ama bir gayrimüslim yaptığında o inancından dolayı yapmamıştır deniyor. Kendi inancını tartıştırmıyor. Ama sürekli inancımızı tartışma masasında koymak istiyorlar. Bunu neden yapıyorlar. Kendi inançlarını terk ettiler. Manevi olarak çöktüler.” dedi.
Yapıcıoğlu konuşmasına şöyle devam etti: “Şuan ters dönmüş bir piramit gibidirler. İşte o BM dedikleri yapı, o ters dönmüş piramidi ayakta tutmak için çaba sarf ediyor. Ama ayakta tutamayacaklar. Avrupa`da aile kurumu bitmiş ve Müslüman nüfus hızla artmakta. Sadece İngiltere`de Müslümanların nüfusu son 2 yılda 2 kat artmış. İslam, Avrupa`da güçlenecek diye korkuyorlar. Ama korkunun ecele faydası yok. Üstat Bediüzaman`ın dediği gibi Avrupa bir İslam medeniyeti doğuracak inşallah. Eğer bunu engellemezler ise içerisinde bulundukları manevi bunalımın kurtuluşu da İslam`la olacaktır.”
“Cinayetlerin telefon dinlemeleri kadar kıymet-i harbiyesi yok mu?”
Cevzet Sosyal olayına da değinen Yapıcıoğlu, şunları dile getirdi: “Yasadışı dinlemeler adı altında gözaltılar oluyor. Paralel yapı diyorlar ya. İşte bu yapının da başka işler yaptığı da ortaya çıktı. İki haftadır basında bir konu işleniyor; Cevzet Soysal. Batman`da işe gitmek için evinden çıkarken kaçırıldı. 26 gün işkence yapıldı. Sonunda boynu kırılmak sureti ile şehit edildi. Cesedi ise bilinmeyen bir yere defnedildi. Sadece bu mu? Bunun gibi binlerce kişi var. Bu paralel kumpaslarla insanlar düzmece delillerle yargılandı, cezaevlerine hapsedildi. Bazıları müebbet hapis cezası aldı ve halen cezaevlerinde kalmaya devam ediyorlar. Onlara ilişkin bir şey var mı? Hükümette herhangi bir hareketlilik var mı? Peki, yapılan bu zulümleri neden soruşturmuyorsunuz? İnsanların telefonları dinlemek bu zulümlerden daha mı büyük? Bu cinayetlerin ve müebbet hapislerin, telefon dinlemeleri kadar kıymet-i harbiyesi yok mu?”
“Hükümet çözüm sürecini tamamen kapalı kapılar ardına çekti”
Gündemde ki diğer bir konu olan çözüm sürecine de değinen Yapıcıoğlu, “Çözüm süreci 2 yıla yakın bir süre devam etti. Bizim 2 yıldan beridir söylediğimiz şeyler makes buldu. Hükümet birkaç ay önce dedi ki bu süreçte tek muhatap HDP değildir. Başka muhataplar da vardır. Onlarda sürece dâhil edilecek. Son olarak Başbakan bir açıklama yaptı ve söylediklerin arkasında olduğunu söyledi. Daha sonra farklı kesimlerden peş peşe açıklamalar geldi ve sonra hükümete dedi ki, ‘Abdullah Öcalan ile silahların bırakılması için görüşüyoruz. Başka bir şey için görüşmeyiz onlarla. Kürt meselesinin çözümünde muhatap halkımızdır` şimdi 2 gündür ‘kış`ı erken bitirdiler, baha rüzgârları esmeye başladı. Şimdi ise on maddelik bir mutabakat metninden bahsediyorlar, ortak açıklama yapacaklar, peki şimdi hangisi doğru bunların. Çözüm sürecinde elinde silah olanının sadece muhatap alınmaması gerektiğini söyledik. Sözde dediler ki biz öyle yapmıyoruz. Dedik ki sürecin şeffaf yürümesi gerekir. Şimdi ise süreci tamamen karartılar, kapalı kapılar ardına çekildiler. Merkezinde insanın olmadığı hiçbir sistem, hiçbir düzen, hiçbir siyasetin, hiçbir sürecin başarıya gitme şansı yoktur. Eğer sizler parti menfaatleri, memleketin çıkarından önde tutarsanız bu memlekete zulmetmiş olursunuz. Yolunuz çıkmaz olur. Duvara toslarsınız.” şeklinde konuştu. (Osman Öksüz- İLKHA)